Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, dava ve takibe konu 0703.2011 tarihli 250.000 TL bedelli çekin karşılığı borcun ödendiğinin 28.11.2011 tarihli itfa ve ibraname başlıklı belgeden anlaşıldığı ve belgedeki imzanın davalıya ait olduğunun saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra emrine itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R İİK'nun 33/2. maddesinde "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir....
Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." hükmünü içermektedir. Takibin şekli itibariyle uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmesi gerekir (Yargıtay 12. HD 2018/12436 E, 2019/15883 K)....
Dava bu hali ile takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin ödeme nedeniyle itfa itirazı olup, yasal dayanağı İİK'nın 33/1. maddesidir. İİK'nın 33/1. maddesi uyarınca, icra emrinin tebliğinden önceki itfa itirazının icra emrinin tebliği üzerine 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurularak ileri sürülmesi gerekir. Somut olayda; icra emri davacı/borçlu vekiline 22/08/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, eldeki başvuru yasal 7 günlük süreden sonra 13/09/2022 tarihinde ileri sürüldüğünden, Mahkemece davanın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....
Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. " hükmü yer almaktadır. Buna göre mahkemece hem yetki itirazı hem de borca itiraz duruşmalı olarak değerlendirilmeli, ancak ilk celsede taraflar gelmese bile yokluklarında yetki itirazı ile ilgili gereken karar verilmelidir. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; mahkemece borçlunun yetkiye ve borca itirazlarının duruşma açılıp değerlendirilmesi gerekirken, dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmesinin kanunun açık hükmüne aykırı olduğu, kabule göre de yetki itirazının kabul edilmesine rağmen ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm kurulmasının yerinde olmadığı anlaşıldığından davalının istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin HMK’nın 355....
yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
İİK'nın 33/1. maddesinde, ''İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.'' hükmü; İİK'nın 33/2. maddesinde, "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir....
....., davacı ...’nın elinde bulundurduğu 10 adet hamiline yazılı hisse senedinin itfa edildiği tarihten önce ve sonra davalı şirkette pay sahipliği sıfatının söz konusu olmadığını, davacı ... tarafından, elinde bulundurduğu hisse senetlerinin ne zaman ve nasıl iktisap edildiği beyan edilmediği gibi, 1993 yılında itfa edilmesi gereken mezkur senetlere istinaden, dava tarihine kadar (en düşük ihtimalle 24 yıl boyunca) davacı ...'...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı aleyhine kredi alacağının ödenmemesi nedeni ile icra takibine başlanıldığını, davacının itfa nedenlerinin davaya konu icra takibi bakımından geçerli olmadığını, belgede icra dosyasının ödendiğine dair herhangi bir açıklama yazılmadığını, davacının müvekkil kooperatife borçlu olduğunu, asıl borçlu ve kefillerin kısmi ödeme yaptığını ancak kefalet sözleşmesinden kaynaklanan borcu nedeni ile cari borcun devam ettiğini davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; Davacı tarafından sunulmuş olan belgede "Nalan Kalaycıoğlu adına 30.01.2013- 28.06.2012 tarihleri arasında kullanılmış olan Aygül Kalay'ın kefil olmuş olduğu kredilere ait borcun tamamı ödenmiş olup bu kredilere ilişkin borç kalmamıştır." ifadesi yer almaktadır....
Başvuru, İİK'nın 33. maddesi kapsamında itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK'nın şikayet üzerine yapılacak yargılama usulünü belirleyen 18/son maddesinde, icra mahkemesinin aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir edeceği, duruşma yapılmasının uygun görülmesi halinde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağıracağı ve gelmeseler bile gereken kararı vereceği düzenlenmiştir. Somut olayda, borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvuru dilekçesindeki talebi, ilamlı takipte itfa şikayeti niteliğindedir....