"İçtihat Metni"İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu aleyhinde boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakası alacağının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatılmış, borçlunun ödeme itirazı üzerine Mahkemece birikmiş nafaka borcunun itfa edildiği kabul edilmiş ve icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca borcun itfa edildiği sebebine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Aynı Yasanın 169/a-1. maddesine göre; hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Somut olayda borçlu itiraz dilekçesinde, senedin teminat senedi olduğunu ileri sürmemiş, borcunu ödediğini bildirmiştir. Bu durumda, borcun kabul edilmesi nedeniyle İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca artık dayanak senedin teminat olarak verilip verilmediği üzerinde durulamaz. Öte yandan, mahkemenin gerekçesinde geçen.... ile.... takibin tarafı olmadığı gibi, cevap dilekçesindeki açıklamaları ve yargılama aşamasındaki beyanları gözetildiğinde, alacaklı tarafın, takip dayanağı bononun, teminat senedi olduğuna ilişkin bir kabulünün bulunmadığı da görülmektedir....
Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hâkimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğindeki yetki itirazı olup, anılan madde gereğince duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve tarafların varsa delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinde inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici Mahkemesi’nin 2009/1072 esas sayılı dosyası olduğunu icra takibinden sonra 13.01.2011 tarihinde borcu davalı ile itfa ettiklerini, davalının kendisinden herhangi bir alacağının kalmadığına ilişkin 13.01.2011 tarihli ibranameyi verdiğini, kendisinin davalı ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı ibra edilmesine ve borcun itfa edilmesine rağmen; İİK md.33/1,71/2 ve TMK md.2'ye aykırı olarak davalı tarafından icra takibine devam edilmesinde hukuken isabet olmadığını, tüm bu nedenlerle .... 31. İcra Müdürlüğü’nün 2010/22673 esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, takibin devamında haksız ve kötü niyetli olan davalının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatıyla cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Noterliği'nin 02.08.2018 tarihli 18129 yevmiye numaralı ibranamesinin İİK m. 33/2' de kabul gören belgelerden olduğunu, İİK m. 33/2 " İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." hükmünü haiz olduğunu, buna göre müvekkilinin sunmuş olduğu ibranamenin itfa hükmünde olduğunun kabulünün gerektiğini, İİK m. 71 " Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir." hükmünü haiz olduğunu, bu hükümdeki “İtfa” teriminin ödeme, ibra, hibe, af, takas, terkin gibi borcun son bulmasını sağlayan nedenleri kapsayacağını, Yargıtay 12....
Davacı borçlu vekilinin talebi İİK.'nun 71.maddesinde düzenlenen itfa itirazı niteliğindedir. İİK'nun 71/1. maddesi uyarınca borçlu, "takibin kesinleşmesinden sonraki devrede" borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğim noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini "her zaman" icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için itfanın İİK'nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Mevcut dava da: davacı borçlu vekilinin itfa itirazı nedeniyle davacı vekilinin sunmuş olduğu ödeme belgeleri ile birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, 09.06.2020 tarihli bilirkişi raporu ve 29.07.2020 tarihli bilirkişi ek raporu dosya kapsamına alınmıştır. Bilirkişi tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporunda yapılan ödemelerle icra dosya borcunun itfa edilmediği belirtilmiştir....
Ve 170. maddeleri gereğince borca ve imzaya itiraz edemezler.Mirasçıların itirazı mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK'nun 71. maddesi ) ve benzer itirazlar olabilir.Murisin külli halefi olan mirasçının asıl borçlunun (murisin) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir.Somut olayda, muris hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlanmış ve mirasçılar hakkında takibe devam edilmiştir. Bu takip muris hakkındaki kesinleşen takibin devamı niteliğinde olduğundan mirasçıların borcun, murisin sağlığında ödenmiş olduğuna yönelik itirazları İİK'nun 71.maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde itfa itirazı niteliğindedir....
No:20A/3 Gönen" adresine hacze gidildiği, davacılar tarafından haciz esnasında borca istinaden 26.600,00 TL'lik senet verildiğinin ve bu senetlerin ödendiğinin beyan edilerek dekontların ibraz edilerek itfa sebebi ile takibin iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davacı borçluların talebi; İİK'nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazına ilişkindir. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir....
Alacaklı vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Borçlular vekilinin karar düzeltme talebi üzerine Özel Dairece "Dairemizin bozma ilamında, itfa iddiasının İİK'nın 169/a-1. maddesinde belirtilen belgelerle kanıtlanmadığı belirtilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa şikâyeti olması karşısında yasal dayanağın İİK'nın 71. maddesi olduğu, ancak sunulan belgenin bu maddede yazılı nitelikte olmadığının anlaşılmış olması nedeniyle, anılan madde yerine aynı Kanun'un 169/a-1. maddesinin yazılmış olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır" açıklaması ile karar düzeltme istemi yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir....
İİK’nun 168/5. maddesi gereğince borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali içindir. Borçlu, itiraz dilekçesinde zamanaşımının oluştuğunu iddia ettiği zaman dilimini belirtmemiş ise de, itiraz tarihi itibariyle henüz takibin kesinleşmediği, hukuki tasnifin ise hakime ait olduğu dikkate alındığında, borçlunun itirazının İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki evreye ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerekir....