Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; İİK’nin 169/a maddesi uyarınca icra mahkemesi, borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul etmesi mümkündür. Somut olayda, borçlu, borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini İİK’nin 169/a maddesinde sayılan belgelerle ispatlayamadığından borca itirazın da reddine karar vermek gerekmiştir. Bunun yanı sıra çekin incelenmekle yasal unsurlarının tam olduğu ve kambiyo vasfını taşıdığı anlaşılmakla şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili davacının dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte itfa hususunda tanıklarının dinlenmediğini, faiz hususunda mahkemece değerlendirme yapılmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

Ancak icra emrinin tebliğinden sonraki ödemelere dayalı icranın geri bırakılması talebi İİK'nun 33/2. maddesine göre her zaman ileri sürülebileceğinden bu kapsamdaki ödemeler değerlendirilerek icranın geri bırakılmasına karar verilebilir. b) İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak için, yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur....

    Gereğince reddine karar verilmiş ise de ; yenileme işleminin yapıldığı tarihte dosya borcunun 18.864,00 TL 'ye ulaştığı anlaşılmakla ilk derece mahkeme kararı kesin olmadığından ek karara karşı yapılan istinaf talebi yerinde olmakla ek kararın kaldırılmasına, asıl karara karşı yapılan istinaf talebinin incelenmesine geçilmiştir. Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinin borçlunun itiraz etmemesi nedeniyle kesinleştiği, borçlunun, takibe konu borcun ödendiğine dair takibin kesinleşmesinden sonraki tarihli on yedi adet dekont sunduğu anlaşılmıştır. Başvuru bu hali ile İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa iddiası olup, anılan madde uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir....

    Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK.nun 169 maddesi kapsamında yetkiye ve borca itiraz niteliğindedir.Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere İİK.nun 169/a-1 maddesi gereğince taraf teşkili sağlanıp duruşma açılarak deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken savunma hakkını kısıtlayacak şekilde dosya üzerinden yapılan inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İİK.nun 169. maddesine göre, borçlu, aynı Kanunun 168/5. maddesi kapsamında, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazlarını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Borçlunun bu başvurusu üzerine, icra mahkemesi, İİK.nun 169/a-1. maddesi gereğince itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder.Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK.nun 169. maddesi kapsamında yetkiye ve borca itiraz niteliğindedir....

        Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa şikayeti olup yasal dayanağı İİK'nun 71. maddesidir. Bu maddeye göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir. Somut olayda, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra sunmuş olduğu, 01.6.2014 tarihli ve alacaklı ... imzalı belgede, şikayete konu takip dosyasına ait hiç bir alacağın kalmadığı belirtilmiştir. Alacaklının belgedeki imzaya itirazı olmadığına göre, belgeye karşı üst kısmının sonradan doldurulduğu iddiaları dar yetkili icra mahkemesinde dinlenmez. Kaldı ki, aksi ispat edilmediği sürece imza metnin üst kısmını da kapsar....

          Her ne kadar mahkemece, 'alacaklı tarafın makbuzlar üzerinde sonradan tahrifat yapıldığını ileri sürdüğü, bu iddianın incelenebilmesi için makbuz asıllarının sunulmadığı' gerekçeleri ile borcun itfa edildiği itirazının ispat edilemediği kabul edilmiş ise de; alacaklının belgenin hangi ödeme karşılığı verildiğine ilişkin açıklamaların, ödeme belgelerine sonradan eklendiği iddiası dışında, ödeme belgelerinde yazılı diğer kısımlara bir itirazı olmadığından, dayanak bonolara atıf yapan açıklamaların belgelere sonradan eklendiği iddiasını ispat külfetinin alacaklıda olduğu kabul edilmelirdir. O halde mahkemece, borçlunun iddiasını dayandırdığı belgelenin İİK'nun 169/a-1. maddesinde belirtilen belgelerden olduğu, alacaklının dayanak bonolara atıf yapan açıklamaların bu ödeme belgelerine sonradan eklendiği savını ispat edemediği göz önünde bulundurularak, ödemeye dayalı itfa itirazının kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            mahkemece, 18.12.2015 tarihinde “Ek Karar” adı altında dosya üzerinden inceleme yapılarak borçlunun itfa itirazı kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....

              Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır. Dava taksitler halinde yapılan ödemeler ve 14/03/2019 tarihli kapak hesabına konu bedelin de Harcamalar Genel Tebliği ve 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 193. Maddesi uyarınca yasal kesinti (stopaj) yapılarak ödendiği, borcun itfa edilmiş olduğu, bu nedenle 19.079,99 TL daha bakiye olduğuna dair borç muhtırasının artık itfa edilip infazı sağlanan dosyadan gönderilemeyeceği iddiası ile borç muhtırasının iptaline yöneliktir. Bu durumda davacı yanın isteminin takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde dosyaya yapılan ödemeler ile borcun itfa edildiğine ilişkin olduğu, dava konusu muhtıranın da borcun itfa edilmesi sebebiyle iptalinin talep edildiği ve bu yöndeki taleplerin süresiz olarak ileri sürülebileceği açıktır....

              Borçlunun takip konusu alacağın tamamının takipten önce alacaklıya ödendiğine yönelik başvurusu, İİK'nun 33/1. maddesine dayalı olarak icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı olup, anılan madde uyarınca itfa itirazı 7 günlük süreye tabidir. Borçlu vekiline 10.02.2021 tarihinde tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, 17.02.2021 tarihinde, takibe konu borç hakkında itfa itirazında bulunmuştur. İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Borçlu, itfa itirazına dayanak olarak, yaptığı ödemelere ilişkin banka dekontlarını sunmuş ise de, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin bir kısmının nafaka borcu için yapıldığına ilişkin açıklamanın bulunduğu, bir kısım dekontlarda "ödeme" açıklamasının yer alığı, bazılarının ise herhangi bir açıklama içermediği görülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu