Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, ispat yükünün davalıda olduğu, davalının kredinin davacı adına kullanıldığını, çekilen paranın davacıya verildiğini, asıl borçlunun davacı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm,davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2010/7678-16023 2-Davacı, yargılama sırasında,icra dosyasına kesilen miktar yönünden istirdat talebinde bulunmuştur. Mahkemece kararın kesinleşmesi halinde istirdat davası açmaya gerek kalmadan icranın eski hale iade edileceği gerekçesiyle davacının istirdat talebinin reddine karar verilmiştir....

    . - 2016/196 K. sayılı ilamının incelenmesinde; davacı ......tarafından davalı ... hakkında açılan menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne, 20.06.2008 düzenlenme tarihli 3324615 çek numaralı 50.000 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 3324609 - 3324610 - 3324612 - 3324613 numaralı çeklerden dolayı toplam 200.000 TL’nin çeklerin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, alacaklının da istirdat davası nedeni ile lehine hükmedilen 200.000 TL’yi ve davanın kabulü nedeni ile de hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretini takibe koyduğu görülmektedir. Bu durumda, takibin dayanağı olan ilamda, menfi tespit davasına konu olan çekten kaynaklanan alacak ile doğrudan istirdat davasına konu edilen çeklerden kaynaklanan alacaklar birbirinden farklı olup, anılan çeklerle ilgili olarak açılan istirdat davası sonucu verilen karar diğerinden bağımsız olarak kesinleşmeden takibe konulabilir....

      Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan ve cebri icra baskısı altında haksız yere ödenen bedelin tahsili (istirdat) istemli davasınd........

        Menfi tespit davasının ise 29.04.2010 tarihinde açıldığı görülmekle, İİK’nun 72 maddesindeki “Borçlu, menfi tesbit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir” hükmüne göre davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bunun için borçlunun ayrıca bir talepte bulunması gerekmediği gibi, borcun ödendiğini öğrenen mahkemenin kendiliğinden (re’sen) davaya istirdat davası olarak devam etmesi kanunun -başka bir seçenek bırakmayan- amir hükmü gereğidir. Ödemeye rağmen davacı, uyuşmazlığın menfi tespit hükümlerine göre sonuçlandırılmasını talep etmesi halinde ise; mahkemenin kanunun amir hükmü gereğince davaya istirdat davası olarak bakmaya devam edeceğini taraflara açıklaması, buna rağmen davacının talebinde ısrar etmesi halinde, menfi tespit talebinin “hukuki yarar” yokluğu nedeniyle reddi yoluna gitmesi kanunun amaç ve ruhuna daha da uygun düşecektir....

          Açıklanan nedenlerle; davacının borçlu olmadığı parayı takibin kesinleşmesi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı, istirdat davasının İİK'nun 72/7. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dikkate alınarak istirdat davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, istirdat davasının reddine karar verilmesi usül ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/139 KARAR NO: 2023/427 DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 03/04/2019 KARAR TARİHİ: 23/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;----- tarihli dilekçe ile meşru hamil iddiasyıla------ dosyası ile çek iptal davası açıldığnıı, mahkemece bu çekler hakkında ödemeden men kararı verildiğini, ------- bedelli çekin süresinde bankaya ibraz edildiği ve karşlığının bulunmadığı, mahkeme kararı gereği ödeme yasığına ilişkin şerh konulduğunu, alacaklarına kavuşamadıklarından bahisle istirdat davası açıldığını, ----- dosyasından çek iptal konulu dosyasının -------tarihli celsesinde özetle ---- nomaralı çeklerin ----- tarafından takasa sunulduğunun bildirildiğini, istirdat davası açılmasına rağmen çek istirdat davası açma sorumluluğunun taraflarına yüklenmesi için meşru hamil olduğun iddia eden kişilerce çeklerin mahkemeye sunulması gerektiğini...

            yer olmadığına ,istirdat davası yönünden davanın tefriki ile Mahkemenin görevsizliğine,genel Mahkemelerin görevli olduğuna karar verilmiştir....

              yer olmadığına ,istirdat davası yönünden davanın tefriki ile Mahkemenin görevsizliğine,genel Mahkemelerin görevli olduğuna karar verilmiştir....

                Hukuk dairesinin 2015/11662 esas 2016/8538 karar sayılı ve 31/10/2016 tarihli ilamında da değinildiği üzere süresinde istirdat davası açıldığına göre yasa gereği ödemeden men yasağının kaldırılmaması gerektiğinden davacı vekilinin 03/12/2020 tarihli ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Mahkememizin 16/11/2020 tarihli duruşmadaki 1 nolu ara kararı gereği davacı vekiline davaya konu çek için istirdat davası açmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili mahkememize sunduğu 03/12/2020 tarihli beyan dilekçesi doğrultusunda müdahil ......... .........'ye karşı Gaziantep 3.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin......... esas sayılı dosyası ile istirdat davası açıldığını beyan etmiştir....

                  Davacı vekiline 25/05/2023 tarihli celse ara kararı gereği verilen sürenin kesin süre olduğu ve davacı tarafça istirdat davası açılmadığı, davacı tarafın bu davaya bağlı kalınmadan her zaman istirdat davası açma hakkı bulunduğu, şu aşamada şeklen çekin yetkili hamili davacı olmadığı ve çekin zayi olmadığı anlaşıldığından çekin iptali istemine ilişkin davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu