Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a karşı istirdat davası açılması için süre verildiğini, bunun üzerine süresinde Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dava dosyası ile istirdat davası açıldığını ve davanın halen devam ettiğini, sehven istirdat davasının açıldığına ilişkin bilgi yazısını İstanbul ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin dava dosyasına gönderdiklerini ve Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesinin de istirdat davası açılmadığından bahisle çek iptali davasını reddettiğini, zayi edilen çekin üçüncü şahısların ellerine geçmesi halinde müvekkil mağdur olacağını, kötü niyetli üçüncü kişilerin haksız şekilde yararlanarak sebepsiz zenginleşmesine mahal vermemek ve müvekkilin mağdur olmaması ve çeklerin kayıp nedeniyle iptaline karar verilmesini dava konusu çek ile ilgili ilanların yapıldığından yeniden ilan yapılmamasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava TTK'nun 651. maddesi gereğince kıymetli evrakın zayi sebebi ile iptaline ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan ve cebri icra baskısı altında haksız yere ödenen bedelin tahsili (istirdat) istemli davasında ... Tüketici ile ... ....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan ve cebri icra baskısı altında haksız yere ödenen bedelin tahsili (istirdat) istemli olup ... Tüketici ile ... 2....

        İİK.nun 72/6.maddesi hükmünce, menfi tespit davasının açılmasından sonra yargılama sürecinde borç ödenmiş ise ıslaha dahi gerek olmaksızın davacının talebi üzerine davaya istirdat davası olarak devam olunur. Nitekim yerel mahkeme gerekçesinde de anılan yasa hükmüne değinilmiştir. Ne var ki mahkemece, menfi tespit davasındaki dava değerinin ödenen 6.785,04 TL’ye çıkarılmasına ilişkin yapılmış ıslah talebi de bulunmadığından bahisle menfi tespit davasına konu miktardan fazlası için istirdat kararı verilemeyeceği gerekçesi ile sadece menfi tespit davasına konu bedelinin istirdadına hükmedilmiştir. Oysa takibe konu edilen bedeli yanında ödeme tarihine kadar işlemiş faiz de gözetildiğinde yargılama sırasında ödenen toplam bedelin istirdadına karar verilmesi anılan yasa hükmü gereğidir. Mahkemece, istirdat yönünden yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          Borçlu, menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı İİK'nın 72. maddesinin 7. fıkrasına göre istirdat davası açabilir. Borçlu, istirdat davası sonucunda (lehine) almış olduğu ilamı hemen icraya koyabilir (m. 32). Bunun için, ilamın kesinleşmesi şart değildir; çünkü, ilamın konusu bir para alacağıdır (HUMK m. 443/1; İİK m. 36). Fakat, İİK'nın 72/6. maddesi gereğince istirdat davasına dönüşen menfî tespit davasının (yeni hâli ile istirdat davasının) kabulüne ilişkin ilamda yer alan alacak, ilam kesinleşmeden takip konusu yapılamaz (Kuru, s. 399). Hukuk Genel Kurulunun 11.02.2020 tarihli ve 2018/8-55 E., 2020/130 K. sayılı kararında da bu ilkeler vurgulanmıştır. 25....

            İstirdat davasının borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir.Dolayısıyla, borçlunun bu parayı doğrudan doğruya alacaklıya veya icra dairesine ödediği veya borçlunun haczedilen mallarının satılıp, bedelinin icra dairesine ödendiği tarihte, 1 yıllık istirdat davası açma süresi başlar.Paranın icra dairesince alacaklıya ödendiği an, 1 yıllık istirdat davası açma süresinin başlaması bakımından önemli değildir.Borcun ödenmesi takside bağlanmışsa, 1 yıllık dava açma süresi son taksidin ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar.Kanunda öngörülen 1 yıllık süre, hak düşürücü süre olduğundan taraflarca ileri sürülmese bile, mahkemece re'sen göz önüne alınır.İcra İflas Kanununun 72.maddesinde öngörülen ve yukarıda özellikleri açıklanan istirdat davası, BK.m.61 ve devamı maddelerinde öngörülen istirdat davasının özel bir türü olup, bu nedenle kendine has özellikler taşır....

              Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davanın sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı, davacının istirdat davası açma imkanı varken 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde istirdat davası açmadığı anlaşıldığından, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

                İstirdat davasının borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir.Dolayısıyla, borçlunun bu parayı doğrudan doğruya alacaklıya veya icra dairesine ödediği veya borçlunun haczedilen mallarının satılıp, bedelinin icra dairesine ödendiği tarihte, 1 yıllık istirdat davası açma süresi başlar.Paranın icra dairesince alacaklıya ödendiği an, 1 yıllık istirdat davası açma süresinin başlaması bakımından önemli değildir.Borcun ödenmesi takside bağlanmışsa, 1 yıllık dava açma süresi son taksidin ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar.Kanunda öngörülen 1 yıllık süre, hak düşürücü süre olduğundan taraflarca ileri sürülmese bile, mahkemece re'sen göz önüne alınır.İcra İflas Kanununun 72.maddesinde öngörülen ve yukarıda özellikleri açıklanan istirdat davası, BK.m.61 ve devamı maddelerinde öngörülen istirdat davasının özel bir türü olup, bu nedenle kendine has özellikler taşır....

                  İİK’nun 72/7. maddesi uyarınca istirdat davası, borçlunun borçlu olmadığı bir parayı icra tehdidi altında ödediği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabileceği, bu sürenin zamanaşımı süresi olmayıp hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, bunun sonucu olarak mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerektiği, icra takibine konu dosyaya 05/02/2016 tarihinde 350,00 TL, 22/03/2016 tarihinde 400,00 TL tahsilat yapıldığı, istirdat davasının, alacağın tahsil tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılması gerekirken hak düşürücü süre geçirildikten sonra son tahsil tarihinden yaklaşık 2 yıl 6 ay sonra 22/08/2018 tarihinde istirdat talebi itibariyle, İİK’nın 72/7. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi tarafından hak düşürücü süre nedeniyle istirdat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, istirdat talebine konu miktarı aşacak şekilde kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 19....

                  Borçlu böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya 2004 sayılı İİK'nun 72/7. fıkrası gereğince istirdat davası açabilir. İstirdat davasının biri takip hukukuna diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı mevcuttur. Bundan başka davanın açılması için 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür. İstirdat davası için ilk şart; geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında icra dairesine ve cebri icra tehdidi altında ödenmiş olması gerekir. Zira süresinde ödeme emrine itiraz etmeyen ve bu nedenle hakkındaki ilamsız icra takibi kesinleşen borçlunun bu takibi durdurabilmek için borcu ödemekten başka çaresi yoktur. Ancak borçlu takip konusu parayı ödeme emrine itiraz süresi içerisinde öderse 72. maddeye göre istirdat davası açamaz. Bu durumda itirazla tikibi durdurma imkanı bulunduğu bir dönemde yaptığı ödeme icra tehdidi altında yapılmış değildir....

                  UYAP Entegrasyonu