Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstirdat davasına ilişkin temyiz incelemesi yönünden ise; İstirdat davası, İcra ve İflas Kanununda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. İstirdat davası, normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödendiği iddia edilen paranın geri verilmesi istenir. İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır. İstirdat davası açılması için ilk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır. Borçlunun, ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz etmiş olmasına karşın itirazının kesin kaldırılması nedeniyle, kesinleşmiş olan icra takibi dolayısıyla, bu parayı gerek nakden, gerek mallarının haczedilip satılması suretiyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması gerekir....

    Davacı vekili 20/11/2013 tarihli dilekçesi ile iş gücü kaybına yönelik maddi tazminat talebini atiye bıraktıklarını, dava konusu çek tahsil edildiğinden menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğini belirtmiştir....

      -TL.borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin kısmın reddine, ödemelerin takipten sonra olması nedeniyle ve borçtan düşülmüş olmakla istirdat talebinin reddine, ödemelerin mükerrer olmamak üzere icra müdürlüğünce dikkate alınmasına, davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine, kabul edilen miktar üzerinden % 40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, davalı tarafın tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki bulunmaktadır. Davalı bu sözleşme kapsamında verilen bonoya dayanarak davacılar hakkında icra takibi başlatmıştır....

        Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Diğer bir deyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Davacının dava dilekçesi değerlendirildiğinde ise; talebinin eser sözleşmesi kapsamında ödenen fazla iş bedelinin iadesi olduğu, davacının İİK 72. maddesinde düzenlenen istirdat davası ile ilgili bir talebinin bulunmadığı anlaşılmaktadır....

          Şirketi olan 31.10.2013 keşide tarihili 099906 çek nolu 30.000,00- TL bedelinde, 30.11.2013 keşide tarihli 099907 çek nolu 20.000,00- TL bedelinde, 31.12.2013 keşide tarihli 099908 çek nolu 20.000,00- TL bedelindeki üç adet çekin bankaya iade edildiği ve talebin konusuz kaldığı görüldüğünden bu çekler hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 4- İstirdat talebinin REDDİNE 5- Kanıtlanamayan maddi tazminat talebinin REDDİNE 6- Koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin REDDİNE 7- Menfi tespit talebi yönünden alınması gereken 1.773,64 TL karar ve ilam harcı ile, konusuz kalan çekler yönünden 59,30 TL karar ve ilam harcı , maddi tazminat davasının reddi yönünden 59,30 TL karar ve ilam harcı , istirdat davası yönünden alınması gereken 580,64 TL karar ve ilam harcı, manevi tazminat davasının reddi yönünden alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 2.532,18 TL karar ve ilam harcından davacı yanca peşin olarak yatırılan 2.484,80 TL nin mahsubu ile 47,38 TL harcın...

          gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....

            -TL maddi, 10.000.-TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olup yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın istirdat yönünden kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 673.60 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 13.9.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Gerekçe: Kendisine karşı ilâmsız icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. (Kuru, B. İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233) 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nun 72/1. maddesi “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” hükmünü içermektedir....

                  Somut dava açılırken, davacı tarafından davalıya verilen 80.000,00 TL bedelli senedin 42.000,00 TL'sinden borçlu olunmadığının tespiti ile 38.000,00 TL'nin istirdatı ve şirkete verilen zarardan dolayı 10.000,00 TL tazminat istemiyle açılmıştır. Menfi tespit ve istirdat davaları ana dosya üzerinden yürütülmüş, tazminat talebine ilişkin iş bu dava mahkemenin 2008/154 esasına kaydedilerek yargılamaya tazminat davası olarak devam edilmiştir. Menfi tespit ve istirdat davasında mahkemece ret kararı verilmiş, karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından onanmıştır. Somut dosyadaki bilirkişi raporunda ise, davanın menfi tespit ve istirdat davası olduğu yönündeki yanılgılı değerlendirme ile görüş bildirilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu