Davacı, davalı şirket tarafından aleyhinde açılan istirdat davası sonucu verilen kararın kesinleşmeden ihtiyati haciz alınarak icraya konulduğunu, istirdat kararlarının İİK 72/5 maddesi uyarınca kesinleşmeden icraya konulamayacağını, bu nedenle karara itiraz ettiğini ve ihtiyati haczin kaldırıldığını ancak bu arada menkul ve gayrimenkullerine haciz konulduğunu bundan dolayı maddi ve manevi zarara uğradığını, davalı şirket ile birlikte ihtiyati haciz kararını veren hakimin kanunun açık hükmüne karşılık böyle bir karar vermiş bulunması nedeni ile doğan zarardan sorumlu tutulması gerektiğini bildirerek ihtiyati haciz kararını alan şirket ile birlikte ... aleyhinde maddi ve manevi tazminat ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar usul ve esas yönlerden davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....
maddi semerelerinden yararlanmamasından kaynaklanan şimdilik 25.000.00 YTL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının istirdat talebinin vazgeçme nedeniyle yasal koşulları oluşmadığından reddine, liK.nun 72. maddesi uyarınca menfi tesbit talebinin ödeme nedeniyle istirdat davasına dönüştüğü için menfi tesbit davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davacının icra inkar ve manevi tazminat, davalı bankanın da tazminat taleplerinin reddine, davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş hüküm temyiz edilmeden 01.11.2004 tarihinde kesinleşmiş, ancak davalı banka vekili 22.11.2004 tarihli dilekçesi ile kararda maddi hata olması nedeniyle bu hususun düzeltilmesi talebinde bulunmuş, mahkemece bu talebin kabulü ile 29.11.2004 tarihli tavzih kararı ile vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesi şeklinde kararda düzeltme yapılmış, bu husus davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekilinin temyizi, yerel mahkemenin 29.11.2004 tarihli tavzih kararına yöneliktir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen istirdat,maddi-manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 341.60 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 05.11.2014 günü oybirliğiyle karar verildi....
tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 01/11/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, İİK'nın 89/5. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan istirdat ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istemin hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, oğlu olan davalı ...'...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu kararın müvekkil bankanın davacı ile akdetmiş olduğu usul ve yasaya uygun sözleşme gereği gibi incelenmeden, hukuk, Yasa ve yerleşmiş Yargıtay kararları da irdelenmeden verildiğini, istirdat davasının maddi hukuka ilişkin dava şartının gerçekleşmediğini, Gaziantep İcra Müdürlüğü'nün 2018/92787 esas sayılı dosyasından davacı borçluya çıkarılan icra ödeme emrinin 10.08.2018 tarihinde eşine tebliğ olduğunu fakat davacının icra dosyasına ödemeyi 17.08.2018 tarihinde yaptığını, yani davacının itiraz süresi olan 7 günlük sürede itiraz hakkını kullanmadığını ve ödeme yaptığını, bunun icra tehdidi altında bir ödeme sayılamayacağından istirdat davasının maddi hukuka ilişkin şartının gerçekleşmemiş olduğunu, davacı borçlunun dava dışı Salih Özten'e müşterek ve müteselsil kefil olduğunu ve gönderilen ihtarnameye hiçbir itirazda bulunmadığını, davacının takip kesinleşemeden, ilamsız icra...
Davacı vekili, istirdata konu olan alacak kalemi yönünden dava dilekçesinde 1.200,00 TL olarak belirtilen dava değerini ıslah dilekçesinde 7.064,57 TL'ye yükseltmiş, neticeten 100,00 TL maddi tazminat + 7.064,57 TL istirdat alacağı ve 15.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasını istemiştir....
Temyiz defterine kayıt ettirilip, harcı alınmayan temyiz dilekçeleri bakımından çözüm getiren 21.05.1985 gün ve 1984/5 Esas, 1985/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, harca tabi olmasına rağmen hesap edilip ilgilisinden alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da HUMK`nın 434/3. maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin kıyasen uygulanması ve bu durumda temyiz isteminin, temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılması gerektiği açıklanmıştır. Somut olayda, asıl dava menfi tespit, birleşen Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/119 E sayılı davası istirdat ve yine birleşen aynı mahkemenin 2010/16 E sayılı davası maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Birleşen davalarda davacı vekili, 2009/119 E sayılı davada istirdat isteminin reddedilen kısmını ve 2010/16 E sayılı davada maddi tazminat isteminin reddini temyiz ettiği halde, bu istemlerine ilişkin olarak sadece nisbi temyiz harcı yatırmıştır....
Mahkemece davacının talep ettiği maddi ve manevi tazminat davası iddia edilen eylemin gerçekleşmesi ile birlikte, fiil ve faili öğrendiği nazara alınarak o tarihte, istirdat talebi bakımından ise son taksidin ödendiği 20.10.2006 tarihinde zamanaşımı süresi işlemeye başlayacak olup, dava 4.12.2009 günü açılmış olmakla bu tarih itibariyle 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında elektrik aboneliğine ilişkin sözleşme bulunduğunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sözleşme uyarınca davacı işyerine kurulan sayaca müdahale edildiğinden bahisle tahakkuk eden ve davacı tarafça ödenen kaçak elektrik bedelinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklandığı ve B.K.nun 125.maddesindeki zamanaşımına ilişkin sürenin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 01/11/2011 gününde verilen dilekçe ile istirdat ve maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/07/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....