Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nın 72/6 maddesi kapsamında açılan menfi tesbit davası dolayısıyla tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yasal olarak hüküm altına alındığından başta menfi tespit davası için gerekmeyen zorunlu arabuluculuk şartının yargılama sırasında borcun ödenmesi sebebiyle davanın yasa gereği istirdat davasına dönüşmesi durumunda da aranmayacağı istikrar kazanan Yargıtay içtihatları ile sabittir....

    Her ne kadar davacı yan vekili davayı menfi tespit ve istirdat davası olarak nitelemiş ise de dosya kapsamına göre açılan dava istirdat davasıdır. Nitekim dava dilekçesinde de ifade edildiği üzere davacı 21.376,13-TL tutarındaki bedeli 24/01/2022 tarihinde ödemiştir. Huzurdaki işbu dava ise 25/01/2022 tarihinde açılmıştır. Dolayısı ile davanın açıldığı tarihte borç zaten ödenmiş bulunduğundan dava artık açıldığı tarih itibarı ile istirdat davası mahiyetindedir. 01/01/2019 tarihinden sonra açılan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Ancak arabuluculuğa başvurulmadan huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Nitekim 09/12/2018 tarih ve ......

      Dava konusu çekin ilgili banka şubesine ibraz edilmiş olması nedeniyle davacı vekiline çek hamiline karşı istirdat davası açmak üzere yedi kesingünlük süre verildiği,buna ilişkin tebligatın 18/05/2018 tarihinde yapılmasına rağmen istirdat davası açılmadığı görülmüştür. İstanbul ...... İcra Müdürlüğü ...... esas sayılı dosyası ile 35.000TL'lik alacak yönünden davacının teminat ve gider avansına ihtiyati haciz konulmuştur. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; zayi nedeniyle iptaline karar verilmesi istenen dava konusu çekin ilgili bankaya ibraz edildiği, davacı tarafın çeki ibraz eden son hamile karşı istirdat davası açmaması üzerine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği (Yargıtay 11.HD 2015/11662 Esas, 2016/8538 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        İSTİRDAT 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 427 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "istirdat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 11.5.2005 gün ve 2005/704-265 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 12.4.2006 gün ve 2005/7773-2006/3807 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, menfi tespit ve istirdat istemiyle açılmış; sonradan ıslah yoluyla 3.950.767.000 TL. nin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir....

          Bankası elinde bulunan 1 adet bononun, ... elinde bulunan 2 adet bononun istirdadına, yapılan ödemeler yönündeki istirdat isteminin reddine, davalı ... A.Ş.ye borçlu olmadığının tespitine, ödenen 28.646 DEM.nin iflas masasına alacak olarak kaydına, davalı ...’a borçlu olmadığının tespitine, istirdat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalılardan ... Bankası vekilince temyiz edilmiştir. Asıl ve birleşen dava, leasing sözleşmesine istinaden verilen bonoların ödeme neticesi bedelsiz kaldıklarının tespiti ile bonolara yönelik yapılan ödemelerin istirdadına ilişkindir. Bir başka deyişle dava menfi tespit ve istirdat davasıdır. Menfi tespite karar verilmesi halinde, borçsuzluk tespit edilen bonolar için bir ödeme varsa bunun istirdadına karar verilmesi yasa gereğidir. Ayrıca aleyhine hüküm kurulan davalı taraf yargılama giderinden sorumludur....

            Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın bonoda sahtelik iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkin olduğu, birleşen davanın ise sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit davası olduğu, bono takibe konulmamış olmakla istirdat davası koşulları oluşmamış ise de, hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davası olarak görüldüğü, bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığının Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yaptırılan imza incelemesi sonucuna göre sabit olduğu, davacı sahte bono nedeniyle ödeme yapmak zorunda kaldığından banka lehine sebepsiz zenginleşemeye neden olduğu, öte yandan davacı birleşen menfi tespit davasında sahte bono nedeniyle ödediği tutarın icra dosyasına mahsup edilerek ödeme yapılan tutar kadar bankaya borçlu olunmadığının tespitini istemiş ise de, asıl davada haksız ödenen bedelin iadesine karar verildiğinden menfi tespit koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne, 12.125 TL 'nin ödeme...

              Mahkemece yapılan yargılamaya toplanan delillere göre; istirdat davasına konu alacak sebebiyle dava öncesinde ... 9. İcra Müdürlüğünün 2013/2558 sayılı takip dosyası ile icra takibinin yapıldığı ve dosya borcunun belirtilen icra dosyasına yatırıldığı, istirdada konu alacağın icra dosyasına yatan tutarı da içerdiği, İİK 72/ son madde gereğince istirdat davasında yetkili mahkemenin davalının ikametgahı ve icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi olduğundan, icra takibinin yapıldığı yer ... 9. İcra Müdürlüğü, davalının ikametgahının da ... olduğu, ancak davanın her iki yer dışında ... da açıldığı, bu sebeple bu davada yetkili mahkemenin dava öncesi icra takibinin yapıldığı ... Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın HMK 20/1. madde gereğince yetkili ... Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                Mahkemece; menfi tespit davasından istirdat davasına dönüşen işbu davaya esas olmak üzere aldırılan 16.03.2015 tarihli ek raporda davacının icra takibi nedeniyle 11.800.-TL borçlu olduğu, bu miktar üzerinden yapılan hesap ve davacı tarafından ödenen 09.01.2014 tarihinde, 1.500.-TL, 14.02.2014 tarihinde 13.518,68.-TL olmak üzere toplam 15.018,68.-TL nazara alınarak, tüm icra harç ve giderleri ve ferileriyle birlikte BK'nın 100. maddesine göre yapılan hesap sonucunda istirdatı talep olunabilecek miktarın 469,49.-TL olduğu kanaatiyle; menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasında 469,49.-TL fazla ödemenin 14.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Dosya kapsamından, davacı her ne kadar menfi tespit ve yaptığı ödemelerin istirdadını istemiş ise de, davacının yaptığı ödemelerin herhangi bir takip prosedürü içerisinde ya da cebri icra tehdidi altında yapılmadığı, buna göre davacının talebinin İİK’nın 72. maddesi kapsamında “menfi tespit ve istirdat” davası niteliğinde olmadığı; Türk Borçlar Kanunu’nun 78. maddesi (BK’nın 62. maddesi) kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Ödeme tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 62. maddesinde “Borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse hataen kendisini borçlu zan ederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez. Müruru zamana uğramış olan bir borcu eda yahut ahlaki bir vazifeyi ifa için verilen şey, geri alınamaz.” denilmektedir. Mahkemece, öncelikle davalının zamanaşımı itirazı tartışılmadan işin esası hakkında karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir....

                    olması dava şartıdır.” hükümlerini içermektedir. 05/04/2023 tarih 32154 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Orman kanunu ve bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına dair 7442 sayılı Kanunun 31.maddesinde "6102 sayılı kanunun 5/A maddesinin 1.fıkrasında yer alan "paranın ödenmesi, alacak ve tazminat talepleri hakkında" ibaresi "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında" şeklinde değiştirilmiş, aynı yasanın geçici 1.maddesinde "bu maddeyi ihdas eden kanunla 6102 sayılı kanunun 5/A maddesinin 1. fıkrası ve 7036 sayılı kanunun 3....

                      UYAP Entegrasyonu