"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı aleyhine açtığı menfi tespit davası sırasında haciz baskısı altında davalı şirkete ödenen 2.070.00 YTL’nin istirdatına karar verildiğini, ancak söz konusu davada faiz isteminin unutulduğunu, bu nedenle faiz yönünden hüküm kurulmadığını iddia ederek davalıdan istirdatına karar verilen 2.070.00 YTL’nin 17.07.2002-13.11.2006 dönemi için değişen oranlarda hesaplanan avans faizi alacak toplamı 3.852.00 YTL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, dava konusunun faiz alacağı olduğunu, davacı tarafından açılan davanın İstanbul 4....
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, İİK'nın 72/2. maddesinde düzenlenen istirdat davasının, son ödeme tarihinden itibaren 1 (bir) yıl içerisinde açılması gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, somut olayda son ödeme tarihinin 14.11.2012 olduğu, dava tarihi itibariyle 1 (bir) yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. İİK'nın 72/7. maddesi hükmü uyarınca, haksız olarak bir parayı ödeyen, ödediği tarihten itibaren 1 yıl içinde istirdat davası açabilir. Ancak davacı tarafça talep edilen, haksız olarak ödenen değil, haksız olarak icra dosyasına bloke edilen ve menfi tespit davası kesinleşinceye kadar icra dosyasında bekleyen meblağ için faiz istemine ilişkindir. Bu talep, menfi tespit davası kararının kesinleşmesinden itibaren umumi hükümler dairesinde açılan alacak davası olarak talep edilebilir....
Mahkemece, toplanan delillere göre davacının mahsubunu istediği kalemlerin, hükmün verilmesinden önceki döneme ilişkin ödeme ve mahsup taleplerine ilişkin olduğu, bu taleplerin o davada ileri sürülmesi gerektiği, taleplerin dikkate alınmamasının temyiz nedeni yapılabileceği, o davada ileri sürülmeyen yahut değerlendirmeye alınmamış alacak – mahsup iddialarının ilama karşı açılmış istirdat ve menfi tespit davasında değil, genel hükümlere göre açılacak alacak davalarında değerlendirilebileceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Menfi tespit davası sırasında borcun ödenmesi nedeniyle istirdat davasına dönüşen alacak kalemleri için karar kesinleşmeden ihtiyati haciz talep edilemez. Mahkemece bu yön gözetilerek, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....
Borcu ödeyen 3.kişi istirdat veya menfi davası açamaz. Bu nedenle icra dosyasında borçlu olmayan davacının bu davayı açmada aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Borcu ödeyen 3.kişi istirdat veya menfi davası açamaz. Bu nedenle icra dosyasında borçlu olmayan davacının bu davayı açmada aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"Menfi tespit davasının yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmüş olması (m.76/2), menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunun anlaşılması halinde davacı borçlunun talebi üzerine davalı alacaklının tazminata mahkum edilmesine engel olmaz. İstirdat davası, menfi tespit davasının devamı olup, cebri icra tehdidi altında gerçekleşen ödeme sebebiyle borçlunun serbest iradesi dışında, kanun hükmü gereği kendiliğinden bu dönüşüm vuku bulduğundan, davacı borçlu istirdat davasına dönüşüm olmasaydı alacağı tazminattan, yoksun bırakılmamalıdır." (Prof. Dr. Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukukunda, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, 2014, Ankara, s.404-405) "İİK m.72, VI gereğince istirdat davasına dönüşmüş olan davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde de, m.72, V c.3 ve 4 hükümlerine göre, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekir kanısındayım....
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacının istirdat davası yönünden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde sonra gelmek üzere 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. ile 5/A maddesi eklenmiş olup bu maddeye göre Türk Ticaret Kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari ticari davalardan , konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabuluculuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesine ekli belgelerden dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmadığı anlaşılmış, davacı vekili 31.01.2023 tarihli celsede istirdat davası yönünden arabuluculuğa başvurmadıklarını bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4,00 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 25.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İSTİRDAT Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, asıl dava, bağış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,15.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....