Mahkemece, ........ tarafından davalıya ödeme yapıldığına dair bir belgenin bulunmadığı, ispat külfeti üzerinde bulunan davacının davaya konu borçlu olmadığı alacağı cebri icra tehdidi altında ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, menfi tespit davasından istirdat davasına dönüşen alacak davasıdır....
Dava, alacak talebinden ibarettir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) “Menfi tesbit ve istirdat davaları” başlıklı 72 nci maddesinin sekizinci fıkrası şöyledir: “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” 6100 sayılı Kanun’un “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6 ıncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 6100 sayılı Kanun'un “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19 uncu maddesi şöyledir: “(1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. (2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senedinden kaynaklı istirdat ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından kaybedilen ve davalının eline geçen çekler uyarınca TTK'nun 792. maddesi kapsamında alacak ve istirdat istemiyle dava açıldığı ihtilafsızdır. Dava tarihi itibariyle 7441 sayılı Yasa'nın henüz yürürlüğe girmediği belirgindir. Yargıtay 11. HD'nin 10/02/2020 tarih ve 2019/3048 Esas, 2020/1093 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere TTK'nun 792. maddesi kapsamında açılan çek istirdadı davasında arabuluculuğa başvurmak dava şartı değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senedinden kaynaklı istirdat ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından kaybedilen ve davalının eline geçen çekler uyarınca TTK'nun 792. maddesi kapsamında alacak ve istirdat istemiyle dava açıldığı ihtilafsızdır. Dava tarihi itibariyle 7445 sayılı Yasa'nın henüz yürürlüğe girmediği belirgindir. Yargıtay 11. HD'nin 10/02/2020 tarih ve 2019/3048 Esas, 2020/1093 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere TTK'nun 792. maddesi kapsamında açılan çek istirdadı davasında arabuluculuğa başvurmak dava şartı değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senedinden kaynaklı istirdat ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından kaybedilen ve davalının eline geçen çekler uyarınca TTK'nun 792. maddesi kapsamında alacak ve istirdat istemiyle dava açıldığı ihtilafsızdır. Dava tarihi itibariyle 7441 sayılı Yasa'nın henüz yürürlüğe girmediği belirgindir. Yargıtay 11. HD'nin 10/02/2020 tarih ve 2019/3048 Esas, 2020/1093 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere TTK'nun 792. maddesi kapsamında açılan çek istirdadı davasında arabuluculuğa başvurmak dava şartı değildir....
olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir....
Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir. Eldeki dava yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 20/03/2019 tarihinde açılmış olduğundan dava şartı yokluğunda davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ancak unutmamak gerekir ki menfi tespit davası bir olumsuz alacak davasıdır. Esasen tartışılan husus bir alacağın varlığı veya yokluğudur. Alacak davası olumlu bir tespite dayalı alacak hükmü kurulmasını gerektirir ve bir tarafı para ödemeye mahkum eder. Menfi tespit davası ise olumsuz tespit içeren alacak davası olup bir tarafı para ödemekten kurtarır. Hatta menfi tespit davası sonuçlanmadan veya henüz açılmadan alacak tahsil edilirse menfi tespit davası istirdada yani bir alacak davasına dönüşür. Davanın tabiatı bu biçimde tavsif edildiğinde kanun koyucunun amacına yönelik bir yorumla menfi tespit davalarının da arabuluculuk dava şartına tabi olduğu kabul edilmelidir. Eldeki dava yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 12/08/2020 tarihinde açılmış olduğundan dava şartı yokluğunda davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...davanın, davacının bilgisi rızası dışında elinden çıkan çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve çeklerin davalıdan istirdatına ilişkin İstirdat davası olduğu, 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Yasanın 20.maddesi ile 6102 Sayılı TTK'nun 5/A maddesi olarak eklenen madde hükmü gereğince TTK'nun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, istirdat davasının da alacak talebi içerdiği, madde düzenlemesine aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olması nedeniyle" gerekçesiyle zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Her ne kadar davacılar vekilince dava açılmış ise de; TTK ' nun 5/A maddesi uyarınca " Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." hükmünün bulunduğu, açılan davanın ticari dava olduğu, davacı tarafça arabulucuğa başvurulmadan iş bu davanın açıldığı, dava esasen istirdat davası olup, istirdat davalarının aynı zamanda menfi tespit talebini de içinde barındırdığı, davacının açtığı dava salt menfi tespit davası olsa idi davacı vekilininde belirttiği üzere yerleşik Yargıtay içtihatları gereği arabuluculuğa başvuru zorunluluğu bulunmayacaktı. Ancak somut olayımızdaki talep; konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin istirdat davasıdır. Yani davacı davalıya borçlu olmadığını, bu nedenle ödemiş olduğu paranın kendisine ödenmesini talep etmiştir....