"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı asıl dava istirdat, birleşen alacak davasına dair karar, asıl davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 6360 sayılı Kanun’un 1. Maddesi ile il özel idarelerinin tüzel kişiliklerinin kaldırılması ve yine aynı Kanun’un 3. Maddesi uyarınca mahkemelerde süren davalarda muhatabın, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluş olacağının hüküm altına alınması karşısında mahkemece; dava konusu hak ve/veya borca ilişkin devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluş belirlenerek, hükmün ilgili kuruma yöntemine uygun şekilde tebliğinin sağlanması ve temyiz süresi beklenildikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesi nedeniyle davalı tarafça icra takibine konu edilen borçtan sorumlu olunmadığına dair açılan menfi tespit ve ödenen bedellerin iadesine ilişkin açılan istirdat davasıdır. HMK'nın 114. Maddesinde görevin dava şartı olduğu belirlenmiş, 115. maddesinde de dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı ilkesi getirilmiştir. HMK'nın 4. Maddesinin (a) bendinde kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıklara konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görüleceği düzenleme konusu yapılmıştır....
Kabul tarihi 28.03.2023 olan 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 31.maddesi ile de 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş olup ayni yasanın geçici 1. Maddesi ile "... 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır. " hükmü getirilmiştir....
Maddesinde dayanan istirdat davası niteliğindedir. Somut olayda, takip alacaklısı-davalının, takip borçlusu-davacı aleyhine Ankara ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyası ile borcun sebebini "asıl alacak" olarak göstererek 500.000,00-TL asıl alacak ve 123,29-TL diğer faiz alacağı olmak üzere toplam 500.123,29-TL üzerinden ilamsız icra takibinde bulunduğu, İİK 89/1.maddesi uyarınca çıkartılan haciz ihtarnamesine istinaden İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 20/06/2019 tarihinde dosyaya 116.559,65-TL yatırdığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip borçlusu davacı aleyhine ilamsız icra takibinin kesinleşmesi üzerine dosya borcuna istinaden 3.kişiler tarafından yatırılan bedelin davacıya iadesinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise istirdatına karar verilmesi gereken miktar noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, İİK 72.maddesinde düzenlenen istirdat davalarında, davacı sıfatı takip borçlusuna aittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit- istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının lehtar müvekkilinin keşideci ve dava dışı ...’ın kefil olarak yer aldığı 25.000 YTL bedelli bonoya dayalı davalı yanca müvekkili aleyhine takip başlatılmış ise de, davalının biçer döver satımı sonucu bono aldığını iddia ettiğini, oysa müvekkilinin davalıdan herhangi bir araç satın almadığını, bononun bedelsiz olduğunu belirterek, bono nedeniyle müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine ve % 40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında takibe konu borcun ödenmesi üzerine davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istemiştir....
Mahkemece, toplanan delillere göre, istirdat davasının kesinleşme tarihi dikkate alındığında zamanaşımı itirazının reddi ile, çekin hamiline yazılı olup davacının çeki ciro yoluyla alan hamil olduğu, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılan davada davalı keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 6.629,40 TL asıl alacak, 18.831,02 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda HUMK.’nun 9. maddesi gereğince her davanın dava tarihindeki davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılacağının belirlendiği, talebin salt para alacağı olmayıp, davalının tahsil ettiği teminat mektubu bedeline yönelik istirdat talebi olduğu, istirdat davalarında davalının yerleşim yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin yetersizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından davanın 425 TL istirdat ve 4.000 TL manevi tazminat değer gösterilerek açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava tarihinde asıl alacak miktarının Asliye Hukuk Mahkemesinin görev sınırı olan 7.080,00 TL’den az olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.nin 21. ve 22. maddeleri gereğince Çubuk Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 11.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından davanın 448 TL istirdat ve 4.000 TL manevi tazminat değer gösterilerek açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava tarihinde asıl alacak miktarının Asliye Hukuk Mahkemesinin görev sınırı olan 7.080,00 TL’den az olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.nin 21. ve 22. maddeleri gereğince Çubuk Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Karar sayılı kararında "Her ne kadar davacı tarafça eldeki davanın istirdat davası niteliğinde olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince açıldığı ileri sürülmüş ise de; dava borçlu olunmadığı halde ödendiği ileri sürülen paranın tahsili için açıldığından, açılan dava niteliği itibariyle istirdat davasıdır. İcra ve İflas Kanunu'nun 72/7. Maddesine göre, borçlu olmadığı halde ödeme yapan kişi ödediği tarihten itibaren bir sene içinde genel hükümler çerçevesinde dava açarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemekte ve davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiği kabul edilmektedir. (Yargıtay 19....