Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVALININ CEVABI: Davalı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça istirdat davası açılarak icra tehdidi altında yapılan ödemelerin istirdadı talep edildiğini, Dava dilekçesi müvekkil Kooperatif Başkanlığına 16....2021 tarihinde tebliğ edilmiş yasal süresi içerisinde cevap ve delillerini bildirmiş, İstirdat davası şartları oluşmamış bu nedenle hukuka aykırı ve yersiz davanın reddine karar verilmesini Davacının Kooperatif ortaklığının başladığı tarihten itibaren aidat ve ödemelere ve faize ilişkin genel kurul karar tutanaklarını dilekçe ekinde sunmakla, Bilirkişi tarafından inceleme yapıldığında icra takibine konu edilen alacak miktarının doğru olacağını, arz edilen nedenle,yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda müvekkilin haklılığı anlaşılacağından davanın reddine,yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, istirdat davası niteliğindedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, kambiyo senedinden kaynaklanan alacağın istirdat yoluyla tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamakta olup, mahkemenin nitelemesi de bu yöndedir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 19. Hukuk Dairesine ait ise de anılan dairece de görevsizlik kararı verilmiş olmakla görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Diğer taraftan, bozma öncesi mahkemece yapılan yargılamada, davacının istirdadı gereken alacak tutarının 1.474.690.53 TL olduğu mahkemece kabul edilmiş olup, yargılama sırasında icra müdürlüğünce bu miktardan 1.000.000.00 TL'nin fazladan tahsil edildiği bildirilmekle fark 474.69.53 TL'nin iadesi icra müdürlüğünün kabulünde olmadığından istirdat davası yönünden de İİK 361. maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından, istirdat davası yönünden de dava açmakta davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacının menfi tespit ve istirdat davası açmakta hukuki yararının bulunması nedeniyle, Daire bozma ilamının yanılgılı değerlendirilmesi soncu davanın reddine karar veren yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yerel mahkeme kararını onayan sayın çoğunluk görüşüne karşıyım....

        Davacı vekilince ara karar gereğince sunulan beyan dilekçesinde ise; müvekkilinin borçlu olmaması sebebiyle haciz baskısı altında ödediği davanın istirdadının istendiğini, davanın İİK 72'ye göre TBK sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ikame edilen menfi tespit ve istirdat davası olduğu, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılan istirdat davalarında iki yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğu, buna göre davalının zamanaşımı itirazının reddi gerektiğinin bildirildiği görülmüştür. GEREKÇE: Dava, istirdat davasıdır. Davacı taraf, davalının yaptığı takip üzerine haciz baskısıyla borcu ödemek durumunda kaldıklarını, ancak takip konusu yapılan çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek istirdat talebinde bulunmuştur. Davalı taraf ise davanın hak düşürücü sürede açılmadığını savunmuştur....

          Davalı, 6183 sayılı Kanun'a göre davalının vergi borçlarından müteselsil sorumlu olduğunu, davanın iyi niyetli olmadığını, davalının istirdat davası şeklinde dava açamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalı idarenin .. kesinleşmiş kararına uyarak işlem yapmak yerine davacıya tekrar ödeme emri tebliğ edildiği, şirkete yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, usulsüz tebligata ilişkin olarak davacının istirdat isteğinin yerinde olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: İcra dosyasında sıfatı bulunmayan davacının müvekkiline karşı istirdat davası açmasının husumeten mümkün olmadığını, açılan davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, dava dilekçesi içeriğinden davanın istirdat davası mahiyetinde olduğunun açık olduğunu, sebepsiz zenginleşme davası olarak açılsaydı dahi davanın yine müvekkiline karşı açılamayacağının da sabit olduğunu, istihkak davalarının teknik davalar olup İcra Mahkemelerinin görevine ve uzmanlık alanına girdiğini, davacı 3.kişi tarafından açılan istihkak davasının sonucunun iş bu istirdat davasının esasını da etkilemeyeceğinin açık olduğunu, zira istihkak davalarının bir malın mülkiyetine ilişkin davalar olup; istirdat davasının esası açısından belirleyici olmasının mümkün olmadığını, istirdat davasının esası açısından belirleyici olan iddiaların sınırlı olduğunu, netice itibariyle davacı 3.kişinin açması gerekeni davanın istirdat davası olmadığını...

                Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: İcra dosyasında sıfatı bulunmayan davacının müvekkiline karşı istirdat davası açmasının husumeten mümkün olmadığını, açılan davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, dava dilekçesi içeriğinden davanın istirdat davası mahiyetinde olduğunun açık olduğunu, sebepsiz zenginleşme davası olarak açılsaydı dahi davanın yine müvekkiline karşı açılamayacağının da sabit olduğunu, istihkak davalarının teknik davalar olup İcra Mahkemelerinin görevine ve uzmanlık alanına girdiğini, davacı 3.kişi tarafından açılan istihkak davasının sonucunun iş bu istirdat davasının esasını da etkilemeyeceğinin açık olduğunu, zira istihkak davalarının bir malın mülkiyetine ilişkin davalar olup; istirdat davasının esası açısından belirleyici olmasının mümkün olmadığını, istirdat davasının esası açısından belirleyici olan iddiaların sınırlı olduğunu, netice itibariyle davacı 3.kişinin açması gerekeni davanın istirdat davası olmadığını...

                  İtirazın iptali davaları alacak talebi ile dava açılması yerine öncelikle icra takibi başlatılması ve açılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine alacağın ve icra takibinin devamının hüküm altına alınmasına yönelik, istirdat davaları ise ödeme tehdidi altında haksız yapılan ödemelerin iadesine ilişkin davalardır. Yargıtay 9 . Hukuk Dairesinin 2021/ 2740 Esas - 2021/ 6513 Karar sayılı 18.03.2021 tarihli bozma ilamında; " Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....

                  İstirdat davasında ise esasen iradi bir ödeme söz konusu olmayıp cebri icra tehdidi altında gerçekte borçlu olunmayan bir paranın ödenmesi söz konusudur. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşmenin hukuka uygun bir sebebe dayanmaması gerekirken istirdat davasında böyle bir şart aranmaz. Sebepsiz zenginleşmede, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekirken istirdat davasında böyle bir bağ aranmaz. Örnek olarak, geçerli olmayan bir sebeple veya gerçekleşmemiş bir sebeple yapılan bir ödeme sebepsiz zenginleşme sayılırken, icra takibi sonucunda borçlu olmadığı halde ödenen bir para istirdat davası konusu olur....

                  UYAP Entegrasyonu