GEREKÇE : Asıl dava ve birleşen dava menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı yan açmış olduğu asıl ve birleşen dava ile menfi tespit ve istirdat talebinde bulunmuş ancak dilekçe içeriğinden hangi takipteki hangi alacak sebebiyle ne tutar için menfi tespit, hangi takipteki alacak sebebiyle ödenen ne tutar için istirdat talep edildiği takibe konu edilmeyen hangi senetler sebebiyle menfi tespit talep edildiği hususları anlaşılmamıştır. Bu sebeple davacıya asıl davada tensip zaptı 6 nolu ara kararı ile birleşen davada tensip zaptı 5 nolu ara kararı ile açıklama yapmak üzere kesin süre verilmiştir. Ancak davacı tarafça istenilen hususta açık ve net bir beyanda bulunulmamıştır. Dilekçe içeriğinin yorumlanması sonucunda davanın Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespiti ve bu dosya kapsamında istirdat talebine ilişkin olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır....
Davacı 14.12.2005 tarihli oturumda, davayı istirdat davasına dönüştürmüştür. Mahkemece, yargılama sırasında davanın istirdat davasına dönüştüğü, davaya konu 6.150,00 YTL miktarının mahkemenin görev sınırını aştığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Somut olayda, menfi tespit davasına konu edilen alacak miktarı 3.500.00 YTL olup davayı görmeye Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemece bu yön gözetilerek işin esasına girilerek uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- KARAR - Davacı vekili, davacının 4 adet çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra baskısı ile ödenen 3.500,00 TL'nin istirdadına, fazla ödeme nedeniyle 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsili talep edilen davada mahkemece menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar verilmiş, hüküm kesinleşmiştir. Davacı asil 28.06.2017 tarihli dilekçesi ile mahkemenin kısmen kabul kısmen ret kararının açıklanmasını ve alacaklı olduğu miktarın ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davacının menfi tesbit, istirdat ve alacak davasının reddine karar verildiği, kısmen kabul kısmen red yönünde herhangi bir karar verilmediği, tavzih yolu ile hükmün değiştirilemeyeceği gerekçesiyle tavzih talebi reddedilmiş, ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili; eczacı olan müvekkilinin davalıdan satın aldığı ilaçlar karşılığında davalıya senetler verdiğini, senetlere karşılık 59.500 TL ödemede bulunduğunu, bakiye borcunun 138.702,83 TL olmasına rağmen davalının toplam 172.377,93 TL alacak talebiyle takip yaptığını, takip sonucu müvekkilinden 21.500 TL fazla tahsilat yapıldığını belirterek müvekkilinin 138.000 TL dışında davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazladan tahsil edilen 21.500 TL'nın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacının takip dosyasına konu borcu ödediği, menfi tespit davasında hukuki yararının bulunmadığı, istirdat davasının son ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle menfi tespit davasının reddine, istirdat davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih :03.11.2009 No :2177-1887 Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının yapmış olduğu icra takibi sonucunda SSK emeklisi olan müvekkilinin maaşına kanuna aykırı olarak haciz koydurduğunu ve maaşından kesintiler yapıldığını belirterek, icra dosyasına ödenen paraların ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, istirdat davasının 1 yıl içinde açılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinden...'nın abonesi olduğu işyerine ait elektrik borçlarının ödenememesi nedeniyle davalı ile taksitlendirme protokolü akdediğini, diğer müvekkilinin de kefil olarak protokolde taraf olduğunu, ödenmeyen 55.41.-TL.tutarında bir taksit kaldığı halde davalı yanca işlemiş faiziyle birlikte toplam 1.118.79.-TL.üzerinden müvekkilleri aleyhine takip başlatıldığını belirterek müvekkillerinin 690.71.-TL.takibe dair asıl alacak tutarından dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ve % 40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında ise ayrı ayrı tarihlerde 500.-TL.ve 1.700....
Mahkemesi tarafından istirdat davası açmak üzere kendilerine iki haftalı kesin süre verildiğini belirterek çekin istirdatı ile davacının meşru hamil sıfatıyla alacaklı olduğunun tespitine ayrıca davacının elinden rızası dışında çıkan çekin istirdadına karar verilmesi talep edilmiştir. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava, çek istirdatı istemine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde" Dava şartı olarak arabulucuk Madde 5/A - Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan,konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır", düzenlemesi yer almaktadır....
Mahkemece, dava İİK’nun 72. maddesine dayalı istirdat davası olarak nitelendirilmiş ve ödeme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, İİK’nun 72. maddesinde öngörülen istirdat davasının açılabilmesinin ilk şartı; geri verilmesi istenilen paranın, İcra takibi sırasında icra dairesine ödenmiş olmasıdır. Somut olayımızda ise, davacı; iadesini istediği fazladan ödediği parayı, icra takip dosyasına değil haricen davalı tarafa ödemiştir. Bu durumda, dava; İİK’nun 72. maddesinde ifadesini bulan istirdat davası olarak nitelendirilemez. Davacı idare, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin onama ilamı gereğince davalıya haricen ödediği paranın; fazladan ödendiğinin sonradan (bozma ilamı ile) anlaşıldığını iddia ederek; istirdat talep ettiğine göre, dava; BK’nun 61 ve devamı maddelerine dayalı sebepsiz zenginleşmeden ... alacak istemine ilişkindir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava şartı ticari arabuluculuk gerçekleştirmeden açılan davanın usülden reddi gerektiğini, davanın konusunun ticari satımdan kaynaklanan istirdat davası olduğunu, istirdat davası ticari dava niteliğinde olup ttk 5/a maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın dava açıldığını, ticari davalarda arabuluculuk yoluna başvurulmasının dava şartı olup davacı yan tarafından arabuluculuğa başvurulmadığından huzurdaki davanın usulden reddi gerektiğini, istirdat davasının süresi içerisinde usulüne uygun olarak açılmamış olup, ödeme yasağının kaldırılması gerektiğini, istirdat davasının süresi içerisinde açılmadığını, bu sebeple; ödeme yasağının kaldırılmasını talep ettiklerini, çekin rızası dışında davacı zilyetliğinden çıktığı hususunun davacı tarafça ispatlanması gerekmekte olup; davacı tarafın iddiasına ilişkin somut ve kesin bir delil ibraz edemediğini, ayrıca; davalı şirketin kötüniyetle çeki iktisap ettiğinin de davacı tarafça...
Davalı vekili, davacının dosya borcunu, takip kesinleşmeden ve icra tehdidi altında kalmaksızın ödediğini, davacının esasen takibe konu faturaların tarihlerinde şirket yetkilisi olduğunu davacının borcu kendi rızası ile ödedikten sonra alacak davası açmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davacının takibe konu borcu ödedikten sonra İzmir 12.Sulh Hukuk Mahkemesinde istirdat davası açtığı, yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği dava konusu istek hakkında kesin hüküm bulunduğu gerekçeleriyle HMK 114/i ve 115/2 maddeleri gereğince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....