WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 96/3.maddesinde ise “Malın haczine muttali olan borçlu veya üçüncü şahıs, ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde, aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. İstihkak iddiasının yapıldığı veya istihkak davasının açıldığı tarihte istihkak müddeisi ile birlikte oturan kimseler yahut bu şahısların iş ortakları, iddianın yapıldığı tarihte veya istihkak davası 97 nci maddenin 9 uncu fıkrası gereğince açılmışsa davanın açıldığı tarihte malın haczine ıttıla kesbetmiş sayılırlar.” hükmüne yer verilmiş, aynı yasanın 97/9.maddesinde de, “Yukardaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkanı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder.” hükmüne yer verilmiştir....

    Somut olayda, hacizde hazır bulunan ... isimli kişi mahcuzların kendilerine ait olduğunu borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasında bulunmuştur, ancak bir adi ortaklık adına mı kendisi adına mı istihkak iddiasında bulunduğu anlaşılamamaktadır. Temyiz aşamasında yaptırılan araştırma ile de üçüncü kişi ve anılan şahıs arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunup bulunmadığı belirlenememiştir. Mahkemece yapılması gereken iş öncelikle hacizde üçüncü kişi adına geçerli bir istihkak iddiasında bulunulup bulunmadığını araştırmak olmalıdır. Bu bağlamda ...’in üçüncü kişi şirket ve borçlu ile bağı ilgililerinden sorularak ve Vergi Dairesi, Ticaret Sicil Memurluğu gibi kurumlarla gerekli yazışmalar yapılarak araştırılmalıdır....

      Dava, alacaklının İİK'nun 99.vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin ileri sürdüğü iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda; dava konusu 19.10.2012 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan çalışanı, ...’ün üçüncü kişinin ortağı ya da temsil yetkilisi olmadığı, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı sabittir....

        Bu karara karşı, alacaklı ..... vekili, karar başlığında istihkak iddia eden üçüncü kişinin adının yanlış yazıldığını iddia ederek maddi hatanın düzeltilmesi amacıyla hükmün tavzihini istemiştir. Bu talep üzerine Mahkemece tesis edilen 15.08.2013 tarihli ek karar ile üçüncü şahısların iddialarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle istihkak iddiasının reddi ile mahcuz menkuller teminat kabul edilerek takibin talikine, kararın üçüncü şahsa tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açmakta muhtariyetine karar verilmiştir. Ek kararı, alacaklı ..... vekili, istihkak iddia eden ..... vekili ve ..... ...... vekili temyiz etmiştir. 1- Temyize konu ek karar ile, alacaklı vekilinin tavzih dilekçesi üzerine tavzih talebine konu olan ilk karardan farklı olarak takibin talikine karar verilmek suretiyle kararda düzeltme yapılmıştır....

          Şikayet ve istihkak davasının 6100 sayılı HMK'nın 111. maddesine göre terditli olarak açılmasında yasaya aykırı bir durum yoktur. ( HGK 10.12.2019 T. - 2017/8-1917 E.-2019/1332 K.) Şikayet terditli olarak açılan istihkak davalarının yasal dayanağı İİK'nın 96-97-99. maddeleri olup alacaklıdan mal kaçırma, organik bağ vs. iddiaları şikayette değil, açılacak istihkak davasında dinlenebileceğinden terditli olarak ileri sürülen talepler arasında hukuki bir bağlantı bulunmaktadır. Taleplerin aynı amaca hizmet etmesi iki ayrı talebin bulunmadığı anlamına gelmez. İcra memurunun işlemine karşı şikayette bulunulabileceği gibi istihkak davası da açılabilir. Asli talep olarak bildirilen şikayet kabul edilirse istihkak davası açma yükümlülüğü ortadan kalkacağı için terditli olarak ileri sürülen istihkak davasının görülmesine gerek kalmayacaktır. Bu durum usul ekonomisine de uygun bir hâldir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, Ödemiş 2.İcra Müdürlüğü’nün 2008/1152 Esas, Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün 2009/227 talimat sayılı dosyasından, 09.02.2009 tarihinde haczedilen mahcuzların müvekkiline ait olduğunu, istihkak iddiasıyla ilgili Ödemiş İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/99-123 sayılı red kararının müvekkiline tebliğ edilmediğini, durumu 09.11.2009 tarihli haciz sırasında öğrendiğini belirterek, 09.02.2009 tarihinde haczedilen menkullerle ilgili istihkak iddiasının kabulüne, istihkak iddiasının reddine ilişkin karar tebliğ edilmediğinden 09.11.2009 tarihli haczin usulsüz olması sebebiyle bu tarihli kefaletin, haczin ve ödeme taahhüdünün geçersiz olarak kabulüne karar verilmesini...

              İİK'nin 96/.... maddesinde, ....kişinin haczedilen mal ve hak üzerinde mülkiyet veya rehin hakkına dayanarak istihkak iddiasında bulunabileceği öngörülmüştür.Gerek doktrinde ve gerekse ... uygulamasında “Mülkiyet ve rehin hakları” sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı, ayrıca sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilmiş kişisel haklara, hapis hakkına, mülkiyeti muhafaza sözleşmesine, intifa hakkına dayanarak da istihkak iddiasında bulunulabileceği kabul edilmektedir. Ancak somut olayda, davalı yukarıda yazılı haklara değil, yalnızca kiracılık sıfatına dayanmıştır. Kiracının istihkak iddiasında bulunma hakkı yoktur....

                Dava, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir. İ.İ.K'nun 96/3.maddesi hükmüne göre, "istihkak iddiası yapıldığı veya istihkak davası açıldığı tarihte, istihkak davacısı ile birlikte oturan kimseler aynı anda malın haczedildiğini öğrenmiş sayılmaları" gerekir. Anılan madde de "haczin yapıldığını öğrenen 3.kişinin 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybedeceği" öngörülmüştür....

                  Ne var ki icra dosyasında yapılan 14.03.2011 günlü istihkak iddiası üzerine icra müdürlüğü aynı günlü kararla İİK’nun 96/2. maddesindeki prosedürün işletilmesini kararlaştırarak 60 örnek numaralı istihkak bildirim varakasını tebliğe çıkartmış, alacaklı vekili tebliğden itibaren 3 gün içinde itiraz etmeyerek istihkak iddiasını kabul etmiştir. Bu durumda, istihkak iddiası kabul edilmiş sayılan 3.kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olup, resen gözetilmelidir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 17.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Ne var ki icra dosyasında yapılan 14.03.2011 günlü istihkak iddiası üzerine icra müdürlüğü aynı günlü kararla İİK’nun 96/2. maddesindeki prosedürün işletilmesini kararlaştırarak 60 örnek numaralı istihkak bildirim varakasını tebliğe çıkartmış, alacaklı vekili tebliğden itibaren 3 gün içinde itiraz etmeyerek istihkak iddiasını kabul etmiştir. Bu durumda, istihkak iddiası kabul edilmiş sayılan 3.kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olup, resen gözetilmelidir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken, yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 17.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu