Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hak düşürücü süre, niteliği itibari ile bir itiraz olup, sonuçları kendiliğinden meydana gelir, resen göz önünde tutulmalıdır. 6183 sayılı Kanun'un 58.maddesi uyarınca açılacak itiraz davası bir '' .. '' davası niteliğindedir. Ne var ki; kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira tahsil edilmesi istenen alacak kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup, sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanun'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hüküm bulunmamış olması karşısında, Kanun'da öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda menfi tespit ve istirdat davası açamayacaktır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, Aksaray İcra Müdürlüğünün 2021/7888 esas sayılı dosyasından yazılan talimat ile Konya Ereğli İcra Müdürlüğünün 2021/563 talimat sayılı dosyasından 20/12/2021 tarihinde yapılan menkul hacziyle ilgili 3. kişi tarafından açılan istihkak davasına ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre, her ne kadar istihkak iddia eden 3. Kişi tarafından istihkak davası açılmış ise de, Aksaray İcra Müdürlüğünün 2021/7988 esas sayılı takip dosyasından yazılan haciz talimatı üzerine Ereğli İcra Müdürlüğünün 2021/563 talimat sayılı dosyasından 20/10/2021 tarihinde fiili haciz işleminin yapıldığı davacı 3. kişi yetkilisi tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, icra memurunca istihkak iddiasının çözümünün esas icra dairesine bırakıldığı, esas icra dairesi tarafından 20/10/2021 tarihli yazı ile fiili hacizde ileri sürülen istihkak iddiasının İİK'nun 99....

    Davacılar, hacizli taşınmaz üzerinde bulunan dava konusu binaların kendileri tarafından yapıldığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiş, davalı davanın reddini savunmuş olup, mahkemece; muhtesad tespiti ve tapu tescil davası yönünden taşınmazların bulunduğu yer mahkemesinin HUMK’nın 13. maddesi gereğince kesin yetkili olduğundan bahisle yetkisizliğe; istihkak davası yönünden ise, davanın reddine hükmolunmuştur. Davacılar vekilinin 12.03.2008 tarihli celsedeki, mülkiyet tespiti ve tapu tescil talebine yönelik beyanı dışında, gayrimenkulün aynına yönelik olarak usulünce açılıp harçlandırılmış bir davası bulunmamaktadır. 12.03.2008 tarihli celse beyanı ise, HUMK’nın 83 ve devamı maddeleri gereğince dilekçeye bağlanmış ve harçlandırılmış bir ıslah talebi değildir. O halde, davacının mülkiyet tespiti ve tapu tescil talebine yönelik bir davası olmamasına rağmen, varmışçasına bu talep yönünden mahkemenin yetkisizliğine hükmolunması isabetli olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili,... ilçesi Mutlu mahallesi 36607 Ada 7 parsel 1.kat 8 nolu dairenin kendilerine ait olduğu halde müteahhit ... vergi borcu nedeniyle haczedildiğini belirterek, 6183 sayılı Yasa'nın 66.maddesine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, davacının yüklenici ile aralarındaki ilişkinin haczi etkilemeyeceğini, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

        Bu yönüyle uyuşmazlık 6183 sayılı Yasanın 66.vd.maddelerine dayalı 3.kişinin istihkak davasına ilişkindir. 6183 sayılı Yasaya göre yapılan icra takiplerine dayalı istihkak davalarının aynı yasanın 68.maddesi hükmü gereği dava değerine göre Sulh Hukuk veya Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olduğundan hakimin bu hususu yargılamanın her aşamasında görevi nedeniyle re'sen gözönünde bulundurması zorunludur. Şu durumda, davalısı Vergi Dairesi olan icra takibi yönünden dosyanın tefrik edilerek, icra mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi, davada gösterilen değere göre (mahcuz malın değeri ile alacak miktarından hangisi az ise o değere göre) davanın görevli Asliye veya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, bu davalı yönünden dosyanın esasının incelenerek karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

          Dava, 6183 sayılı Yasanın 66. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olması gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı icra dosyasından 16/03/2020 tarihinde haczedilen diğer menkuller için davacı tarafından mahkemeye 2020/112 esas sayılı dosyası ile istihkak davası açıldığını, bu nedenle davaların birleştirilmesi gerektiğini, Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/159 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine davacı tarafından menfi tespit, Bolu İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/78 ve 79 esas sayılı dosyalarıyla da takibin iptali davası açıldığını, ayrıca Bolu C. Başsavcılığı'nın 2020/1753 soruşturma sayılı dosyası ile de şikayette bulunulduğunu, icra mahkemesinde istihkak davası devam ederken, çözümlenmesi istihkak davasına etkili olabilecek davaların sonucunun "bekletici sorun" yapılması gerektiğini, davaya konu menkullerin davacının müdürü olduğu firmalarına ait depoda haczedildiğini, söz konusu yeri Aladağ Ltd. Şti. ve Korudağ Şirketi'nin ortak depo olarak kullandığını, hacze konu menkullerin Aladağ Ltd. Şti. ve Korudağ Ltd. Şti.'...

            İİK 97/17 madde gereğince 3.kişinin açtığı hacizden doğan istihkak davasına karşı,haczi yaptıran alacaklı ,bu yasanın 11.babı hükümlerine dayanarak karşılık dava olarak İcra Mahkemesinde tasarrufun iptali davası açabilir.Tasarrufun iptali davası karşı dava olarak açılmayıp ayrı açılırsa davaya icra mahkemesinde değil genel mahkemelerde bakılması gerekir. Somut olayda 5.5.2009 tarihinde müracata bırakılan istihkak davası hakkında 11.8.2009 tarihinde HUMK'nun 409/5.madde gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmakla ortada açılmış bir istihkak davası bulunmadığından davalı alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasıyla ilgili olarak dava dilekçesinin görev yönünden reddine,karar kesinliştiğinde ve talep halinde tasarrufun iptali davası yönünden dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken esas hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 66 maddesi gereğince 3.kişi tarafından açılmış istihkak istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”hükmünü içermektedir.Anılan yasal değişiklik nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                Maliye ve Hukuk Yayınları, Mart 2007, s;...) 6183 sayılı Kanun, İcra ve İflas Kanunu'ndaki belli özellik ve teknikleri bünyesinde toplamış ise de, bir hukuk dalı olarak Kamu Hukuku ve Mali Hukuk kapsamında olup, Kamu Hukuku ve Mali Hukukun temel ilkelerine ve dolayısıyla “kıyas yasağı” na tabi bulunmaktadır. 6183 sayılı Kanunda hakkında hüküm bulunmayan durumlarda İcra İflas Kanunu hükümlerinin uygulanacağına ilişkin genel bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu nedenle açıkça atıf yapılan durumlar dışında (Örneğin; ... SK. m; ..., 100) İcra ve İflas Kanunu hükümleri uygulanamaz. (... ...; Genel İcra Hukuk İle Karşılaştırmalı Kamu İcra Hukukunda Hacizde İstihkak İddiaları ve Davaları) 6183 sayılı Kanun kapsamında haczedilen taşınmazların kıymet takdiri anılan Kanun’un 91’inci maddesinde düzenlenmiş olup, kıymet takdirine karşı başvurulacak Kanun yolları gösterilmediği gibi açık bir atıf da bulunmadığı için İcra ve İflas Kanunu’nun eldeki davada uygulanması mümkün değildir....

                  UYAP Entegrasyonu