Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstihkak iddiasının yapıldığı veya istihkak davasının açıldığı tarihte istihkak müddeisi ile birlikte oturan kimseler yahut bu şahısların iş ortakları, iddianın yapıldığı tarihte veya istihkak davası 97 nci maddenin 9 uncu fıkrası gereğince açılmışsa davanın açıldığı tarihte malın haczine ıttıla kesbetmiş sayılırlar." Somut olayda mahkemenin de tespitinde olduğu üzere;; Davacı alacaklı vekili tarafından borçlu şirket T3 Paz.İnşa. Nak. Tur. Gıda Dış Tic.Ltd.Şti hakkında takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine 17/06/2022 tarihinde borçlunun "Liman Mahallesi Öğretmenler Cad.No:17/A İlkadım /Samsun" adresine hacze gidildiği, haciz sırasında takip dışı üçüncü kişi T5 Tic.Ltd.Şti....

İcra Müdürlüğünün 2016/928 Esas sayılı icra takibinde ipotek alacaklısı davalının istihkak talebine taraflarınca itiraz edildiğini, mahkemenin 2021/367- 442 Esas-Karar sayılı dosyası ile istihkak iddiasına itirazlarının kabulüne karar verildiğini, kararın icra müdürlüğünce davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafça süresi içerisinde istihkak davası açılmadığını, istihkak davası açmayan davalının İİK'nun 97/6.maddesi gereğince istihkak iddiasından vazgeçmiş sayıldığını, buna rağmen icra müdürünün dosyada yapılan 17/12/2021 günlü taşınmaz satışında davalının istihkak iddiasını dikkate almak suretiyle muhammen bedelle ilave ettiğini, yapılan işlemin mahkeme kararını tanımazlık olduğunu, bu nedenlerle 2. satış gününün 12/01/2022 günü olması da dikkate alınarak şikayetin kabulü ile davalının istihkak iddiasında belirttiği alacak dikkate alınmaksızın taşınmaz satışının muhammen bedel üzerinden yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece davanın; fazlaya ilişkin talep ve haklar saklı kalmak kaydıyla istihkak davası ve 1.379.112,75 TL'nin e-haczin uygulandığı 27.01.2014 tarihinden itibaren 6183 sayılı yasaya göre hesaplanan gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsili davası olduğunu, deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye verildiğini, 07.01.2016 havale tarihli bilirkişi raporuna davalı tarafın itirazı üzerine dosyanın yeniden bilirkişiye verildiğini 11.04.2016 havale tarihli bilirkişi ek raporunun usul ve yasaya uygun olup, denetime elverişli olduğunu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı Banka'nın Coşku Tekstil Inş. Eml. Paz. Tic. Ltd....

İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/287 Esas, 2021/452 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2021/4177 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip konusu ilamda hüküm altına alınan ve takibe konu edilen tutarın, 6183 Sayılı Kanun gereği bandrol mükellefi şirketin hali hazırda kurumlarına olan borcundan mahsup edildiğini, bu nedenle icra takibiyle tahsilinin mümkün olmadığını, bu durumun davacı vekiline bildirildiğini, davacının ancak mahsup işlemine karşı idari işlemin iptali davası açabileceğini bildirerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, şikayetin reddine karar verilmiştir....

Ödeme emrine karşı açılacak itiraz davası için öngörülen 7 günlük süre, hak düşürücü niteliktedir. Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup, sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen göz önünde tutulmalıdır. 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi uyarınca açılacak itiraz davası bir "menfi tespit" davası niteliğindedir. Ne var ki; kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup, sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükmün bulunmamış olması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır....

    Dava 6183 Sayılı..'dan kaynaklanan 3.kişinin istihkak istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”hükmünü içermektedir. Anılan yasal değişiklik nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, asıl borçlu yönünden yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak açılacak davaların 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de; 3. şahıslar yönünden dava açmanın aynı süre ile sınırlandırılması aksine bir kuralın gerek 6183 sayılı gerekse 506 sayılı Yasa'da yer almaması nedeniyle doğru değildir....

        İcra Müdürlüğü'nün 2019/36622 esas sayılı takip dosyasında alacaklının talebi ile borçlu şirketin adresinde 24/10/2019 tarihli haciz işlemi sırasında üçüncü kişi şirketin istihkak iddiasında bulunduğu, icra müdürülüğünce 13/03/2020 tarihinde alacaklıya İİK'nın 99. maddesine göre istihkak davası açmak üzere 7 günlük süre verildiği, eldeki davanın yasal süresi içinde alacaklı tarafından açıldığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince takibin devamına ve üçüncü kişinin 7 gün içinde dava açmakta muhtariyetine karar verilmiştir. Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi mahkeme hakimine aittir. Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup, olayların hukuki nitelendirmesini kendisi yapar. Davacı alacaklının davası; üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi davası olup, dilekçede aynı zamanda şikayetten söz edilmediği halde İlk Derece Mahkemesince davanın şikayet olarak görülmesi isabetsizdir....

        Vergi Dairesi tarafından borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre yapılan takip nedeniyle mülkiyeti kendine ait araç üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. 6183 sayılı yasaya göre yapılan icra takiplerine dayalı istihkak davalarının aynı yasanın 68.maddesi hükmü gereği dava değerine göre Sulh Hukuk veya Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerekir. Bu durumda Asliye Hukuk mahkemesince işin esasının incelenmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı olarak görevsizlik kararı verilerek dosyanın Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda, davanın nitelikçe 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan takip neticesinde konulan haciz işlemine ilişkin olup, davacı vekili lehine 5904 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedildiği ve onama kararında gözardı edildiği anlaşılmış olmasına göre maddi hatanın giderilmesi gerekmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 6183 sayılı Yasaya göre Kurum alacağının tahsiline dair yapıldığı açık olan takibe ait bu davada, davacı vekili lehine maktu ücreti vekalete karar verilmesi gerekirken, nisbi tarifeye göre hesaplanıp hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı HMK.'nın geçici 3. maddesi uyarınca H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

            UYAP Entegrasyonu