İcra Müdürlüğü'nün 2019/36622 esas sayılı takip dosyasında alacaklının talebi ile borçlu şirketin adresinde 24/10/2019 tarihli haciz işlemi sırasında üçüncü kişi şirketin istihkak iddiasında bulunduğu, icra müdürülüğünce 13/03/2020 tarihinde alacaklıya İİK'nın 99. maddesine göre istihkak davası açmak üzere 7 günlük süre verildiği, eldeki davanın yasal süresi içinde alacaklı tarafından açıldığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince takibin devamına ve üçüncü kişinin 7 gün içinde dava açmakta muhtariyetine karar verilmiştir. Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi mahkeme hakimine aittir. Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup, olayların hukuki nitelendirmesini kendisi yapar. Davacı alacaklının davası; üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi davası olup, dilekçede aynı zamanda şikayetten söz edilmediği halde İlk Derece Mahkemesince davanın şikayet olarak görülmesi isabetsizdir....
Vergi Dairesi tarafından borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre yapılan takip nedeniyle mülkiyeti kendine ait araç üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. 6183 sayılı yasaya göre yapılan icra takiplerine dayalı istihkak davalarının aynı yasanın 68.maddesi hükmü gereği dava değerine göre Sulh Hukuk veya Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerekir. Bu durumda Asliye Hukuk mahkemesince işin esasının incelenmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı olarak görevsizlik kararı verilerek dosyanın Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davanın nitelikçe 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan takip neticesinde konulan haciz işlemine ilişkin olup, davacı vekili lehine 5904 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedildiği ve onama kararında gözardı edildiği anlaşılmış olmasına göre maddi hatanın giderilmesi gerekmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 6183 sayılı Yasaya göre Kurum alacağının tahsiline dair yapıldığı açık olan takibe ait bu davada, davacı vekili lehine maktu ücreti vekalete karar verilmesi gerekirken, nisbi tarifeye göre hesaplanıp hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı HMK.'nın geçici 3. maddesi uyarınca H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Kanununa göre yapılan haciz uygulamasında üçüncü kişinin bildirdiği istihkak iddiasının reddi istemine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 08.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Ödeme emrine karşı açılacak itiraz davası için öngörülen 7 günlük süre, hak düşürücü niteliktedir. Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup, sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen göz önünde tutulmalıdır. 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi uyarınca açılacak itiraz davası bir "menfi tespit" davası niteliğindedir. Ne var ki; kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup, sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükmün bulunmamış olması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İSTİHKAK İDDİASI NEDENİYLE TAKİBİN TALİKİ VEYA DEVAMI(İ.İ.K. 97) -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, 6183 Sayılı Kanuna dayalı istihkak istemine ilişkin olup, dosya 15.Hukuk Dairesinin geri çevirme kararı üzerine temyiz incelemesine gönderilmiştir.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 15.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 01.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kişi, Kars Defterdarlığı (Vergi Dairesi) tarafından borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre yapılan takip nedeniyle mülkiyeti kendisine ait dava konusu menkul üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. 6183 sayılı yasaya göre yapılan icra takiplerine dayalı istihkak davalarının aynı yasanın 68. Maddesi hükmü gereğince dava değerine göre Sulh Hukuk veya Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olduğundan hakimin bu hususu yargılamanın her aşamasında görevi nedeniyle re'sen gözönünde bulundurulması zorunludur. Şu durumda icra mahkemesince görevsizlik kararı verilerek davada gösterilen değere göre dosyanın görevli Sulh veya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken usul ve yasaya aykırı olarak davanın esasının incelenerek kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 6.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, asıl borçlu yönünden yukarıda açıklanan mevzuat uyarınca ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak açılacak davaların 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekir ise de; 3. şahıslar yönünden dava açmanın aynı süre ile sınırlandırılması aksine bir kuralın gerek 6183 sayılı gerekse 506 sayılı Yasa'da yer almaması nedeniyle doğru değildir....
Mahkemece,dava konusu...... plakalı aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, dava konusu ..... plakalı araç üzerindeki Didim İcra Müdürlüğünün 2008-924 Esas sayılı takibine istinaden davalı ... AŞ ve ... tarafından konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiş ise de, varılan bu sonuç usul ve yasaya aykırıdır. Davacı, Vergi Dairesi yönünden 6183 sayılı Yasa uyarınca haczedilen aracın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu ileri sürerek aynı Yasa'nın 66. maddesine dayalı isitihkak davası açmıştır. 6183 sayılı Yasanın 68/1. maddesine göre Bu Yasa'dan kaynaklanan istihkak davalarına bakmaya haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu yerdeki mahkeme yetkilidir. Buradaki mahkeme sözcüğü deyiminden dava değerine göre Asliye Hukuk veya Sulh Hukuk mahkemesini anlamak gerekir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup hakimin bu konuyu görevi nedeniyle yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde tutması gerekir....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstihkak Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6183 sayılı Yasa'dan doğan istihkak isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....