İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, yapılıp bitirilen yargılama neticesinde; "...Dava, yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil, taşınmaz kaydında bulunan haciz ve ipotek şerhinin terkini ile maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkindir....
Merkez ve Şubeleri, özellikle ... Şubesi tarafından ... namına açılmış ve açılacak bilcümle borçlu hesaplardan, ..., doğmuş ve doğacak diğer diğer bütün borçlardan ve sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, kanun gibi diğer her türlü sebeplerden bankanın merkez ve şubelerine karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarının 180.000 Türk Lirasına kadar olan alacakları ... ipotek etmeyi kabul ediyoruz” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır. Resmi senette yer alan söz konusu kayıtlar karşısında, lehine ipotek tesis edilen T.C. ...Bankası A.Ş.'nin 30/03/2017 tarihli cevabi yazısında, ipotek sözleşmesi ekinde konut finasmanı kredi sözleşmesini göndermesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 45. maddesi uyarınca takibin iptali istemi ve İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12 maddesi gereğince, borçlunun haline münasip evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....
Ancak davalı şirket bu güne değin taşınmaz üzerine konulan ihtiyati hacizlerin de devam ettiğini, davalı Emay şirketi bir süre sonra konkordato başvurusu yapmış, gelinen süreçte müvekkilin ve diğer tüm mağdurların satın almış olduğu taşınmazlar üzerindeki haciz ve ihtiyati hacizlerin sayısı da konkordato sürecine kadar hızlıca arttığını, bu nedenlerle dava konusu gayrimenkulün sözleşme tarihi olan 26/04/2014 itibarı ile mülkiyetinin müvekkile ait olduğunun tespitine, dava konusu gayrimenkul üzerine diğer davalı şekerbank tarafından konulan ihtiyati haciz ve hacizlerin yukarıda izah edilen nedenlerle kaldırılmasına, taşınmaz üzerindeki hacizlerin bedelinin taşınmazın değerinden fazla olması sebebi ilk iki talebin kabul görmemesi halinde taşınmazın piyasa rayiç değerinin tespit edilerek tespit edilecek rayiç değerden şimdilik 500,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan Emay İnş, Taah,. San. Ve Tic....
CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tasarrufun iptali davasının kabulü kararı ile ihtiyati hacizlerin kesin hacze dönüştüğünü ve yasal süresi içerisinde satış talebinde bulunularak satış avansının da yatırıldığını, ayrıca başka taşınmazlara ilişkin olarak İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/563 E. sayılı dosyasında görülen sıra cetvelinin iptali konulu şikayette, ihtiyati haciz tarihinin 25.4.2004 olduğunun ve ihtiyati hacizlerin 30.11.2006 tarihinde kesin hacze dönüştüğünün belirlendiğini, bu tespite göre de satış talebinin süresinde olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....
T4 A.Ş. tarafından konulan tüm ipoteklerin ve varsa başkaca diğer hacizlerin terkinine (fekkine), yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Taşınmaz malın tarım arazisi niteliğinde kabulü ile olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin tesbit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki haciz şerhinin bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 7 nolu bendindeki (ipoteğin) kelimesinden sonra (ve hacizlerin) kelimelerinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili; davacı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine müvekkilinin kısmi itirazı üzerine, davacının bu itirazın iptali istemiyle ... 41. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/225 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtığını ve bu davanın reddi halinde müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri gibi alacakların doğacağını, bu nedenle iş bu davaya konu ipoteğin muhtemel alacakların teminatı olarak tutulduğunu, ipoteğin kaldırılması için itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek, ... 41. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/225 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
- 2021/1K. sayılı ilamı ile icra takibinin şikayetçi borçlular yönünden iptaline karar verildiğini, takibin iptaline karar verilmesinin ardından hacizlerin kaldırılması için kararın icra müdürlüğüne sunulduğunu fakat icra müdürlüğünün 08.01.2021 ve 20.01.2021 tarihli kararları ile talebin reddine karar verildiğini bu kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesinin gerekmediğini ileri sürerek müdürlük kararlarının iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep etmişlerdir. II....
T2 hesabına yatırılması talebi üzerine söz konusu bedelin ödenip ödenemeyeceği hususunun TMSF Tahsilat Daire Başkanlığı'na sorulduğunu ve bunun üzerine borçlu şirket vekili tarafından sunulan dilekçe ile borçlu şirkete TMSF tarafından el konulduğu, kayyım atanan şirketlerden olduğu, şirket hakkında ticari ve iktisadi bütünlük kararı olduğu, bu karar gereğince tüm varlıkları üzerine haciz işlemi uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek tüm hacizlerin kaldırılması gerektiğini ve kiracı şirket tarafından yatırılan kira bedeli olan 76.100,00 TL nin kendilerine ödenmesi gerektiğini ve kira geliri üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiğini ve bu talebin 12/11/2019 tarihinde İcra Müdürlüğü tarafından kabul edildiğini, icra takip dosyasının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip olduğunu ve takip kapsamında ipotekli taşınmaz üzerine haciz kaydı değil İİK 150/C kapsamında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip açılmış olduğuna dair şerh işlendiğini, takibin...