Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YHGK'nın 06.04.2011 tarih ve 2010/3-727 E., 2011/75 K., Dairemizin 12.03.2014 tarih ve 2013/8037 E., 2014/1827 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'ndaki sebepsiz zenginleşmeye ilişkin maddelerdeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir....

    ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının satın aldığı taşınmaz üzerinde dava dışı şirketin kredi borcunu teminat altına almak için davalı banka lehine ipotek bulunduğunu, davacının ipoteğin terkini için davalı bankanın şubesine başvurduğunu, banka personeli tarafından ipoteğin kaldırılması için gerekli miktarın davacıya söylendiğini bu miktarın davalı banka şubesine yatırıldığını ancak ipoteğin terkin edilmediğini, davalıya ipoteğin terkini istemine ilişkin ihtarname tebliğine rağmen ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek, taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkinini talep ve dava etmiştir....

      ’ya satıldığının görüleceğini, bu sebeple davanın reddini talep ettiklerini, Mahkeme tarafından ipotek tesis edilen taşınmaz ile Abdullah Zorlu'ya satılan taşınmaz arasında herhangi bir sebeple ilişki kurulması halinde dahi davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı Sabri'nin kusuru ve kötü niyetinden bahsedildiğini, ipotek şerhinin tapu senedine yansımamasında fiilen işlemi yapmayan, tapu memuru huzurunda imza atmayan davalı Sabri'nin kusurundan, ipoteği gizleme kastından söz edilemeyeceğini, ayrıca; davalı Sabri ile taşınmazı satın alan Abdullah Zorlu'nun amca oğlu olduğunu, alıcı ile satıcının amcaoğlu, satıcının vekilinin de alıcının kardeşi olduğu bir işlemde ipoteğin varlığının satıcı tarafından gizlenmesi, bu kadar yakın bir akrabalık ilişkisinde satın alınan taşınmazdaki ipoteğin varlığının bilinmemesinin mümkün olmadığını, satıcı, satıcı adına vekalet eden kişi ve alıcının arasındaki akrabalık ilişkisi sebebi ile ipoteğin varlığının alacı tarafından bilindiğinin...

      HUKUK DAİRESİ E. 2013/16221 K. 2014/608 T. 20.1.2014 ) Aynı yönde “Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise, tam aksine, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir....

      Tıpkı yükleniciye peşinen yapılan ödemelerin sözleşmenin geriye etkili feshi halinde iadesi gerektiği gibi yüklenicinin temlik işlemi ile üçüncü kişilere yaptığı devirler sebebi ile üçüncü kişilerin kazandıklarının da arsa sahibine iadesi gerekir. Ancak davacı bu konuda bir istekte bulunmamıştır. Ne var ki, davalı yararına olan ihtiyati tedbir ve İcra ve İflas Kanununun 28.maddesine göre yapılan uygulamanın sözleşmenin geriye etkili fesih nedeni ile hukuki bir nedeni kalmamıştır. Hukuki nedenden yoksun işlem sebepsiz zenginleşme meydana getireceğinden artık davacıyı tedbir ve kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğuna dair şerh ile kayıtlı tutmak mümkün değildir. Mahkemece istemin bütün bu açıklamalara göre hüküm altına alınması yerine yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır....

        Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre,sözleşmesel ilişki nedeniyle davacı lehine tapu kaydında yer alan intifa hakkının dava tarihinde ve halen sürmekte olduğu,intifa hakkının aynı sözleşme nedeniyle davacı lehine bir kazandırım teşkil ettiği ve henüz davacı lehine olan bu durumun ortadan kalkmadığı, intifa ve bayilik sözleşmeleri ayakta iken, sözleşmelerin geçersiz hale geleceğinden bahisle sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak böyle bir alacak davası açılamayacağını, dava tarihinden sonra intifa hakkının terkini gerçekleşmiş olsa dahi davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.01.2009 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini ve menfi tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılan 2008/1102 sayılı icra dosyasına borçlu olunmadığının tespiti, 102 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki mevcut ipoteğin terkini, icra takibinin iptali ve takibin haksız ve kötüniyetle yapılmış olunması nedeniyle kötüniyet tazminatı istemlerine ilişkindir. Davalı, davanın esası ile ilgili savunmada bulunmamıştır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.09.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ipoteğin terkini istemine ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmazı 1984 yılında satın aldığını ancak 320 ETL borcu kaldığını, borcunu 3 ay içinde ödeyemediğinden dava konusu taşınmaza ipotek konulduğunu, bakiye borcun ödendiğini ve taşınmazı 28 yıldır kendisinin kullandığını, bu sebeplerle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

              Mah, 1127 ada 1, 2 ve 3 parsel, 1139 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların müşterek maliki olduğunu, taşınmazlar üzerinde bulunan ...şerhi sebebiyle hisseleri üzerinde tesis edilen müşterek ipoteğin terkini için 28/11/2013 ve 29/11/2013 tarihlerinde toplam 1.629.115,00 TL tahsil edildiğini, ancak taşınmazların taviz bedeline tabi ıcareteynlı veya mukaatalı vakıf niteliğinde olmadığını, söz konusu taşınmazların gayri sahih nitelikle vakfedilebilen miri arazi niteliğinde olduğunu, Vakıflar Kanunu m. 18’e göre taviz bedeli talep edilemeyeceğini, ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi gerektiğini belirterek, neticede; 1.629.115,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tâhsilini talep etmiştir....

                Yerel mahkeme, temyize konu edilen kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının buna göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. Bu bağlamda öncelikle, sebepsiz zenginleşme kavramı ve hukuki işlemlerden doğan borçlardan farkının açıklanmasında yarar vardır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

                  UYAP Entegrasyonu