Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Oysa sebepsiz zenginleşme halinde iadenin şumulü kanunen bellidir. Bu itibarla yerel mahkeme kararının davalı şirket lehine bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, saygıdeğer çoğunluğun yazılı gerekçeyle hükmün davacı lehine bozulması görüşüne muhalifiz. 20.01.2016...

    Davacı, bayilik sözleşmesi uyarınca tesis edilen 20 yıl süreli intifa hakkına istinaden istasyonun bulunduğu taşınmaz üzerinde kalıcı yatırım niteliğinde tesis yaptığını ve ayrıca davalı tarafa intifa bedeli ödediğini, ancak sözleşmenin rekabet kurulu tebliğleri uyarınca 5 yılın sonunda sonlandığını bildirerek, davalı tarafça sebepsiz zenginleşilen bakiye süreye isabet eden kısım bakımından intifa bedelini ve kalıcı yatırım bedelini istemiştir. Dava tarihi 1... olup, dava dilekçesindeki açıklamalardan intifa terkini için davalı tarafından davacıya karşı...E. sayılı dosyasında dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bahse konu dosya ile ilgili olarak mahkemece bir inceleme yapılmadığı gibi, tapu kayıtlarından da intifanın terkini hususunun araştırılmadığı görülmüştür....

      İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen iradesiyle terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Burada belirtilmesi gereken önemli sorun, ipoteğin çerçevesini ipotek akit tablosunun tayin edeceğidir....

        İpoteğin teminat altına aldığı alacak ödeme gibi bir nedenle sona ermiş ise terkin taahhüdünün yerine getirilmemesi halinde ipoteğin hükmen fekki mahkemeden istenebilir. Somut olaya gelince; davalı banka ile dava dışı ... arasında düzenlenen 20.10.1996 günlü “Yuva Kredisi Borçlanma Sözleşmesi”nin ipoteğin paraya çevrilmesi başlıklı 17.maddesinde “gerek bu sözleşmedeki sürenin bitiminde veya bitiminden önce işbu sözleşmede yazılı sebeplerden dolayı borcun muacceliyet kespetmesi halinde borçlu borcunu teferruatı ile birlikte veya bu sözleşme dışındaki hangi nedenle doğmuş olursa olsun her türlü borç bankaya derhal ve tamamen ödenmezse ….banka ipotekli taşınmazı…. sattırarak alacağını tamamen almaya yetkilidir…..” hükmü bulunmaktadır. Görülüyor ki, ipoteğin teminat altına aldığı alacak, dava dışı ... ’ın davalı bankadan aldığı yuva kredisinden ibaret değildir....

          SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 24.02.2015 gün ve 2014/10900 Esas, 2015/1895 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün açıklanan değişik gerekçeyle BOZULMASINA, peşin yatılan karar düzeltme harcının istek halinde yatırana iadesine, 23.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Davalı gösterilen... (...) ile ipoteğin diğer alacaklısı olduğu görülen ... arasında illiyet bağını gösteren bir belge bulunmamaktadır. Böyle olmasına rağmen, davada taraf durumunu almayan ...’ın hukukunu da etkiler biçimde ipoteğin terkini kararı verilmesi doğru olmamıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.4.2002 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin terkini istemiyle açılmıştır. Mahkemece, dava reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek, halen mevcut veya ileride doğması olası bir alacağı teminat altına alır. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen tapuda terkin işleminde bulunmazsa taşınmaz maliki rehinin fekkini (kaldırılmasına) dava yoluyla isteyebilir....

                Dairemizin 31.05.2011 tarihli ilamı ile; davacının ipoteğin kaldırılmasının reddine ilişkin temyizi, temyiz dilekçesinin kaydı ve harcı olmaması ve temyizin de süresinde olmaması nedeni ile incelenmemiş, davalı bankanın temyizine hasren yapılan inceleme sonucunda; taraf teşkilinin kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile kayıt maliki eşin davaya dahil edilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuş ve bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir. Davacının süresinde olmayan ayrıca kaydı ve harcı bulunmayan temyiz isteği incelenmediğinden ve bu karara karşı karar düzeltme yoluna da gidilmediğinden ipoteğin kaldırılmasına yönelik ret kararı kesinleşmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.10.2015 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 02.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı ... kayyımı vekili, 7573 ada 16 parsel sayılı taşınmazda ipotek borçlusu gözüken ... mirasçıları tarafından gaip ... oğlu ...’in ipotek alacaklarının yasal faizi ile ödendiğinden, ipoteğin kaldırılması için tapu müdürlüğüne başvurulduğu, tapu müdürlüğü tarafından söz konusu ipoteğin mahkeme kararı ile kaldırılması gerektiği gerekçesi ile talebin reddedildiğini belirterek ipoteğin kaldırılmasını istemiştir....

                    KARAR Davacı, davalı şirketin yüklenici diğer davalıların ise arsa sahibi olduğunu, davalılar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, bu kapsamda yüklenicinin payına düşen bağımsız villalardan birini almak üzere yüklenici ile 01/02/2000 tarihli gayri menkul satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, 2002 de inşaatın tamamen tamamlanarak teslim edilmesine karşın ruhsat alınamaması nedeni ile yapının halen kaçak vasfında olduğunu ve tapu devrinin gerçekleşemediğini ileri sürerek, öncelikle halen arsa malikleri üzerinde görünen taşınmaz hakkında tapu iptal ve tescil, mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç değerinin tahsili bu istemin de mümkün olmaması halinde ise sözleşme ile ödediği 20.000 USD nin ticari faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu