Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, menfi tespit, istirdat ve ipoteğin terkini istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi'nce, ipotek bedelinin ödenmesi sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ve buna bağlı olarak fazla ödeme ile ilgili istirdat ve ipoteğin terkini istemiyle icra dosyasına bağlı olarak açılan davanın icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Asliye Ticaret Mahkemesi ise, 6100 sayılı HMK'nın 6. maddesinde düzenlenen genel yetki kuralı uyarınca davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinin ve aynı yasanın 14. maddesi gereğince tüzel kişi davalıya karşı açılan davalarda şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu dikkate alındığında davanın açıldığı ......

    ya satıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile iş bu davanın açıldığı, davacı Kefalet Kooperatifi'nin dava dışı ...'in çekmiş olduğu kredi sözleşmesinde herhangi bir taraf sıfatının bulunmadığı, kefalet kooperatifinin ödemiş olduğu bedeli söz konusu kredi sözleşmesinin borçlularından ancak sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde isteyebileceği, banka tarafından davacı kooperatifin yapmış olduğu ödemeye karşılık kredi sözleşmesinden kaynaklı haklarının kooperatife devredildiğine ilişkin herhangi bir belge verilmediği, bu çerçevede davanın sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde çözülmesinin gerektiği, mevcut davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerinden kaynaklanması nedeniyle 6102 sayılı TTK'nın 4 ve 5....

      SAVUNMA: Davalılar vekili; sözleşme tarihinin--------- tarihli olup, dava dilekçesinde yer alan talepler arasında ------ bedelinin görüldüğünü, sözleşme tarihi öncesine ait fatura bedelinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca 10.12.2007 tarihli ---------- alacağından bahsedildiğini davacı ile sözleşme imzalanmasından çok önceden itibaren akaryakıt satışı yapılan istasyonda davacı tarafça getirilmiş herhangi bir tank bulunmadığını, müvekkili kayıtlarında da bu fatura ile ilgili herhangi bir kayıt yer almadığını, davacının kendi hesabı sonucu alacak kalemini hesapladığını ve alacak kalemine güncelleme uyguladığını oysa imzalanan sözleşme ve taahhütnamede iade şartlarının doğması halinde iade koşullarının nasıl olacağının ayrıntısı ile açıklandığını bu nedenle davacı tarafından yapılan güncelleme hesabının yerinde olmadığını--------- verilen kararın tasfiye niteliğinde olduğunu yasal yükümlülük getirmediğini davacının sözleşmenin devamı konusunda hiç bir çaba sarfetmediğini, müvekkilinden...

        Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/5 sayılı satış dosyasında, müvekkili lehine ipotek tesis edilmiş olan taşınmazın ortaklığın giderilmesi yolu ile satışında davacıya düşen paydan müvekkili kuruma yapılan 20.000,00 TL ödemenin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konu borç, yukarıda izah edilmeye çalışılan sebeplerle devam etmekte olduğundan sebepsiz zenginleşme teşkil etmediğini, satış dosyasına müvekkili kurumca bildirilen alacak öncelikle 60.000,00 TL iken o tarihlerdeki yapılandırma kapsamında 20.000,00 TL alacak bildirilmiş olup sebepsiz zenginleşme kapsamında talep edilmekte olan 20.000,00 TL'nin müvekkili kurum hesabına intikalinden sonra dava dışı Mehmet Emin Söylemiş'in kurumda yapılandırma formunu da imzaladığını, tüm bu hususların göz önünde bulundurulmadığını, aleyhe çıkan karar neticesi olarak davacı lehine hükmedilen alacak, işlemiş faiz, yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin tahsilini durdurmak adına tehiri icra talepleri bulunduğunu belirterek , kararın ortadan kaldırılmasına...

        İdare Mahkemesinin 2015/2175 esas, 2015/2051 karar sayılı kararı ile iptal edildiği, kararın 02/03/2021 tarihinde kesinleştiği, iptal kararı üzerine ipoteğin 19/07/2018 tarih ve 507 sayılı Encümen kararına istinaden 05/09/2018 tarih ve 19735 yevmiye ile ipoteğin terkin edildiği"gerekçesiyle; 1- ) Davanın konusuz kalması nedeni ile ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2- ) Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL'den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL'nin mahsubu ile kalan 90,08 TL'nin davacıya iadesine, 3- ) Davacının yapmış olduğu 368,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 4- ) Davacı kendilsini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir ....

        Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nun 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Dava konusu alacak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine, başka bir ifade ile sözleşmeye dayalıdır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi olduğundan dava BK.nun 125. maddesindeki (6098 sayılı BK.'nun 146.maddesi) 10 yıllık zamanaşımına tabidir....

          Taşınmazın satış bedelinin, ipoteke temin edilen alacak miktarı ile denk tutularak ipotek miktarının satış bedeli kadar olduğunu kabule olanak yoktur. Bu durumda mahkemece davalı belediyenin savunması ve davacıların taşınmazdaki durumları gözetilerek, ipotek akit tablosu da sağlanıp, çekişmenin esası hakkında hüküm kurulması gerekir. Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.03.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Davalı; dava konusu taşınmazı 1979 tarihinde davacıya sattığını, davacının bu yeri tapusuz olduğunu bilerek satın aldığını, sattığı tarihte zilyetliği devrettiğini ve gayrimenkulü davacıya teslim ettiğini, kadastro çalışmaları sırasında söz konusu yerin davacı adına tespit gördüğünü, ancak Orman Bölge Müdürlüğünce davacı aleyhine 1988 yılında tapu iptali tescil davası açıldığını belirterek sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasının zaman aşımı nedeni ile reddini istemiştir. Mahkemece, sözleşme tarihinden itibaren Borçlar Kanununun 66. maddesinde belirtilen 1-10 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçtiği gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasındaki tapulu taşınmaza ilişkin adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, iadesi talebine ilişkindir....

              Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. TBK'nın77/1 maddesine göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır....

              Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. TBK'nın77/1 maddesine göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır....

                UYAP Entegrasyonu