Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü 507 parsel sayılı taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değerinin tesbit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Tapu kaydında mevcut ipoteğin tespit edilen bedele yansıtılmaması, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki ipoteğin bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Orta yerde, davalı arsa sahibi ... ile Fon’a devredilen ... Bank arasında hüküm ve sonuç meydana getiren ipotek sözleşmeleri bulunduğundan burada ayrıca ipoteğin terkin yönteminin ne olduğu hususu üzerinde de durulmalıdır. Gerçekten kural olarak, ipotek öncelikle alacaklının terkini istemi sonucu müdürlükçe yapılacak işlemle kaldırılabilir. İpoteğin kaldırılmasının diğer bir yöntemi de ipotekli borcun ödenmemesi halinde alacaklının taşınmaz malı icra marifetiyle sattırması ve satış bedelinden alacağını almış olması durumudur. Bu gibi hallerde, kesinleşmiş ihale sonucu taşınmaz mal ihale alıcısı adına tescil edileceğinden ilgili icra müdürlüğü tapudan taşınmazın ihale alıcısına tescili ve ipoteğin terkinini talep eder. İpoteğin terkini işleminde diğer bir yolda, İcra ve İflas Kanununun 153.maddesine göre işlem yapılmış olmasıdır....

      İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; Dava konusu 263 ada 1 parsel ve 263 ada 12 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında 16.04.1945 tarihli 27 yevmiye numaralı birinci derece kanuni ipotek şerhi mevcuttur. Kemalpaşa Tapu Sicil Müdürlüğünün 18.04.2011 tarihli yazısından ipoteğin kaldırılmadığı bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek bir hüküm kurulmalıdır. Hükmün açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.10.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Davacı kiracı, işbu dava ile icra takibi nedeniyle ödenmek zorunda kalınan ve davalı tarafından fazla tahsil edilen takip öncesi ve sonrası faiz ile vekalet ücretinin istirdatı, bunun mümkün olmaması halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebinde bulunmuş, Mahkemece sözleşme ve Türk Borçlar Kanunu hükümleri değerlendirilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda borç ilişkisinin kaynakları, diğer bir anlatımla borç ilişkisini kuran sebepler sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olmak üzere üç başlık altında düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşmeye ilişkin maddelerdeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK, TERKİN -KARAR- Dava, bayilik sözleşmesine dayalı çekişmenin giderilmesi, cezai şarttan kaynaklanan alacağın tahsili, intifa hakkının terkini ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 19.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine,10.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Hükmün, davalı vekili ve fer’i müdahil vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizce; "...dosya içeriği ve toplanan delilerden; davacı vekilinin, 05.06.2008 tarihli dava dilekçesiyle müvekkilinin maliki olduğu dava konusu 3204 ada ada 115 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı 6 numaralı bağımsız üzerinde sahte vekaletnameyle tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını istediği, daha sonra davalı banka tarafından davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, taşınmazın 17.08.2012 tarihinde fer’i müdahil ... ve ... Anonim Şirketine ihale edildiği, bunun üzerine davacının 25.03.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle davayı tamamen ıslah ederek icra dosyasında yapılan işlemlerin ipoteğin kaldırılması yoluyla eski hale iadesini ve dava konusu taşınmazın müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde tazminata hükmedilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....

              Sonuç olarak; davacının TTK m.732'de ifadesini bulan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aval veren davalıya karşı işbu dava ile alacak isteminde bulunduğu, her 3 senette de davalının düzenleyen olarak senetlere imza atmadığı, aksine düzenleyenin yani keşidecinin ... şirketi olduğu, davalının ise senetlerin ön yüzünde imzasının olması sebebiyle Kanunen aval veren konumunda olduğu, TTK m.732'de sebepsiz zenginleşme isteminin sadece keşideciye karşı ileri sürülebileceğinin açıkça belirtildiği ve istinaf ve temyiz kararlarının da bu yönde olduğu anlaşılmakla; davalının TTK m.732'ye göre senet bedellerinden sorumlu olmadığı kanaati ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

                Mahkemece taraflar arasındaki sözleşme noterde düzenleme şeklinde yapılmış satış vaadi sözleşmesi olmadığından geçersiz kabul edilmiş, yapılan harcamalar sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği tazminat olarak geri istenebilir gerekçesi ile davalıya verdiği bedel ile geçersiz satış vaadi sözleşmesi uyarınca yaptığı harcamaların tahsiline karar verilmiştir. Sonuçta talep edilen alacak sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak olsa dahi tapusunun tescilini istediği taşınmazın aynı tartışılmış olduğundan ve kesinleşmeden takibe konulamayacağından takibin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin yazılı gerekçe ile iptali isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

                  beyan ettiğin bildirdiği, ipotek bedelinin tamamı olan 190.000 TL ödenmeden ipoteğin kaldırılamayacağı, davanın terditli açılması nedeniyle alacak kısmı yönünden istenin kabulüne karar vermek gerektiği gerekçeleriyle ipoteğin kaldırılması yönündeki istemin reddine, 86.000 TL'nin 22.09.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.03.2011 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin ve diğer şerhlerin (hacizlerin) kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.04.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Kooperatif vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 29 ada 23 sayılı parseldeki 1 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydına işlenen ipotek ve haciz şerhlerinin terkini istemiyle açılmıştır. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Kural olarak ipotek, alacağın ve alacağa bağlı diğer feri borçların ödenmesi halinde iradi olarak kaldırılır. Ancak, bazı koşulların varlığı halinde mahkemece de ipoteğin kayıttan terkini mümkündür....

                      UYAP Entegrasyonu