Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, davalı ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davacının kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu, kredi borçlarının davacı tarafından ödendiği, taraflar arasında kefil sıfatı ile yapılan ödeme nedeni ile halefiyete dayalı şekilde temlik sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme kapsamında ipoteğin terkini ile davacı adına tesciline ilişkin hüküm bulunduğu, davanın dayanağının genel kredi sözleşmesi ve bu kapsamda yapılan ödemeler nedeni ile bankacılık işleminden kaynaklanan nitelikte bulunduğu, davanın belirtilen niteliği itibari ile bankacılık sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin terkini, tescili ve alacak davası niteliğinde bulunduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih, 1232 sayılı kararı uyarınca davaya bakma görevinin Ankara 6, 7, 8....
a sehven yaptığı ödeme sonrası kendi lehine tesis edilen ipoteğin teminatsız kalmaması bakımından 03/12/2013 tarihinde 36.670,00 TL konut kredisi kapama bedeli ödendiği, bunun üzerine Türkiye İş Bankası lehine konulan ipoteğin fek edildiği, davalı tarafın gerek alıcı gerekse satıcı sıfatı ile tapuda ve bankada yaptığı veya katıldığı işlemlerin tarih ve içerikleri dikkate alındığında sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iyiniyetli sayılmasının hukuken mümkün olmadığı, halin icabına göre kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde fazla ödemeyi fark edebileceği, davalının 36.670.00 TL haksız zenginleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 36.670,00 TL istirdat alacağının dava tarihi olan 17/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, faizin başlangıç tarihi ile faizin niteliği bakımından fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, davacılara bir borcu olmadığını, taşınmazın satın alındığında üzerinde ipotek olduğunu ve ipotekli olması nedeni ile davacıların taşınmazı daha az bedel ödeyerek satın aldıklarını, ortada sebepsiz zenginleşme olmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. İlk derece mahkemesince; davacıların ihale ile edinmiş oldukları taşınmaz üzerinde, ihale anında da mevcut olan ve davalının borcu için konulmuş bulunan ipoteğin terkini için davalı bankaya olan 342.000 TL kredi borcunu ödedikleri, davalının itirazının haksız olduğu gerekçesiyle davalının ... 2....
Somut uyuşmazlıkta davacının ipoteğin terkini talebini davadaki ikinci istem olan menfi tespit isteminden ayrı düşünmeye olanak yoktur. Kısaca menfi tespit talebinin kabulü halinde mahkemece örtülü olarak ipoteğin terkini istemi hükme bağlanmış olacağından her iki talebe ilişkin dava da ipoteğin terkini istemine ilişkin davanın görüleceği Elmadağ mahkemelerinde incelenip karara bağlanmalıdır. Mahkemece bu yönün gözardı edilmesi suretiyle ipoteğin fekkine ilişkin dava dosyasının tefriki, menfi tespite ilişkin talebin incelenip hükme bağlanması doğru olmamıştır. Karar açıklana nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 31.05.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dışı şirket ile imzalanan genel kredi sözleşmesine kefil sıfatı ile ödemeleri yaptığını, ödemeler nedeni ile kefil sıfatı ile davalı banka alacağına halef olduğunu, buna ilişkin olarak temlik sözleşmesi imzalandığını, banka tarafından yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kefil sıfatı ile genel kredi sözleşmesine konu borcun ödenmesi ve terkin işleminin yapılmaması nedeniyle ipoteğin terkini, tescili ve mümkün olmaması halinde genel kredi sözleşmesi kapsamında yapılan ödemenin iadesine yöneliktir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, vakıf şerhinin terkini istemine ilişkin iken ıslah ile ödenen taviz bedelinin iadesi talebine dönüştürülmüştür. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 176 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Tapu iptal ve tescil davasından tefrik ile yeni esasa kaydedilen temyize konu vakıf şerhinin terkini davasının yargılaması devam ederken, davacılar ve asli müdahiller tarafından taviz bedelinin ödenmesi üzerine, vakıf şerhi tapu müdürlüğünce kaldırılmıştır. 2. Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki vakıf şerhinin terkin edilmesi üzerine, davacılar ve asli müdahiller tarafından 25.03.2022 tarihinde verilen ıslah dilekçesi ile vakfın tavize tabi olmadığı, taviz bedeli alınmaksızın..............., Vakfı şerhinin terkini gerektiğinden bahisle ödenen taviz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince iadesi talep edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin terkini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı banka lehine kurulan ipoteğin terkinine ilişkindir. İpoteğin kurulma nedeni olan kredinin ticari kredi olduğu göz önüne alındığında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Mahkemece o yerde ayrı bir ticaret mahkemesi olmaması nedeniyle yargılamanın Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yapılması gerekirken , yargılamanın başından karar duruşmasına kadar Aile Mahkemesi sıfatıyla yürütülüp hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İpoteğin terkin sebebi ne olursa olsun yasalarda ipoteğin on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kaldırılacağına ilişkin özel bir hüküm yoktur. İpoteğin terkini sebepleri yukarıda sayılan nedenler olduğundan, mahkemece somut uyuşmazlıkta bu nedenlerden birinin gerçekleşip gerçekleşmediği yönü üzerinde durularak çekişmenin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, davanın on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle yazılı olduğu şekilde kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 24.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 17.08.2006 tarihli ipotekle teminat altına alınan alacak borçlu tarafından sözleşme uyarınca, davadan önce ödeme ile kapatılmış olup, başka bir ifade ile artık ipotek ile teminat altına alınmış alacak bulunmadığına göre diğer davalı şirketler yararına ipotek alacağı üzerine konulan haciz şerhinin de terkini gerekirken bu davalılar hakkındaki istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, davalılar ... A.Ş ve K-C Metal Ltd. Şti. yönünden davanın ret sebebi aynıdır. Bu durum Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 maddesinde "...birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilir" şeklinde düzenlenmiştir. O halde, mahkemece adı geçen davalılara yönelik davanın ret sebebi aynı ve tek olması nedeni ile ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır....
hakkının terkini halinde de terkin tarihinde irtifak bedelinin ne kadar olduğunun tespit edilmesi ve bedelinin irtifak hakkı sahibine ödenmesi kaydı ile terkininin mümkün olabildiğini belirterek; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle, bu kabul edilmez ise İrtifak hakkı bedeli mukabilinde kaldırılacağından bedelsiz terkini talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur....