"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.9.2004 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.7.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava imar uygulaması sırasında 2981 sayılı İmar Affı Yasasının 10/c maddesi uyarınca konulmuş bulunan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Dosyaya getirtilen 38806 ada 17 parsel numaralı taşınmaz tapu kaydına göre sicilin 2981 sayılı yasa uygulaması ile oluştuğu anlaşılmaktadır. Tescil ile birlikte 25.3.1988 tarihinde taşınmaz yükümü olarak ... ... yararına da 184.000 TL bedelli ipotek tesis edilmiştir....
Davalılar vekili, ipotekli kısmın rayiç değerinin depo edilmesi halinde ipoteğin terkin edilebileceğini, bu anlamda taşınmazın ilk maliki ile sonraki maliki arasında bir ayrım bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 1,00 Türk Lirası depo edilmek suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Bu gibi davalarda, davanın değerini lehlerine kanuni ipotek tesis edilen kişilerden alınan taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri belirler. Zira, tarafların iradesi dışında yapılan imar uygulaması sonucu tesis edilen ipoteğin kaldırılması ancak belirlenecek bu rayiç değerin ödenmesi halinde mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından ipoteğin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin 2. fıkrasında hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir (HMK.m.297). Hükmün tefhimi hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur (HMK.m.294/3)....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/325 Esas KARAR NO : 2021/880 DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 31/05/2021 KARAR TARİHİ : 30/12/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kızı ...'ın şirket müdür ve ortağı olduğu ... Bilgisayar İltş. İnş. Gıda Oto İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.'nin davalı banka şubesinden kredi kullandığı ve kredi sözleşmesi kapsamında müvekkiline ait ... numaralı bağımsız bölüm üzerinde 1. Derecede 120.000,00 TL tutarlı davalı lehine ipotek kurulmuş, ve ipoteğe konu kredi borcunun tamamen ödendiğini, bu sebeple müvekkiline ait ... numaralı bağımsız bölüm üzerinde davalı lehine kurulu 1....
Davacı, 15 parsel G Blok 1 ve 2 numaralı meskenleri 100 milyar liraya davalıdan satın aldıklarını, 40 milyar lirasını peşin kalan miktarın ise vadeli ödenmesinin kararlaştırıldığını, kararlaştırılan bedelden sadece 1.6.2002 tarihli senet bedelinin ödenmediğini, bununda ipoteğin kaldırılması sırasında ödeneceğini, bu hususta davalıya ihtar çekerek ipoteğin kaldırılması için önel verdiklerini ancak, satış bedelinin güvencesi olan ipoteğin kaldırılmadığı gibi ödemelerinde davalı tarafından inkar edildiğini ileri sürerek, tapu kaydındaki ipoteğin fekkini istemiştir. Mahkemece, satışa konu meskenlerin bedeli için ödeme yapıldığı, ipotek bedelinin ödenmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ve davalı arasında konut alışverişinden kaynaklanan bir ilişki bulunduğu çekişmesizdir....
nin ortakları iken müvekkilinin hisselerini davalılara devrederek ortaklıktan ayrıldığını, şirketin kredi borcu sebebiyle müvekkilinin eşi adına tescilli taşınmazın bankaya ipotek edildiğini, sözleşmenin 22. maddesi uyarınca bu ipoteğin 20.07.2013 tarihine kadar kaldırılacağı davalılarca taahhüt edildiği halde bu taahhüdün yerine getirilmediğini, davalıların 27.08.2014 tarihinde şirketteki hisselerini devrettiklerini, bu nedenle sözleşmedeki taahhüdü yerine getirme imkanlarının da kalmadığını, taraflarca kararlaştırılan cezai şarta göre anılan yükümün yerine getirilmemesi halinde ipoteğin kaldırılması için gereken miktarı ödemeleri gerektiğini, bu miktarın sözleşmenin ifa bedeli olduğunu, müvekkil tarafından ifa bedelinin tahsili halinde ipoteğin kaldırılması için ödeme yapılacağını, cezai şartın de davalıların sözleşmeye uymamalarının yaptırımı olacağını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ifa bedeli olarak 10.000.- TL'nin, cezai şart olarak da 10.000.- TL'nin temerrüt...
Dairemizin 2004/2081 Esas, 2004/9753 Karar sayılı ilamı ile “Mahkemece kredi borçlularının davalı bankaya halen borçlarının bulunup bulunmadığının tespiti için konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile davanın kabul edilerek ipoteğin kaldırılması doğru değildir.” denilerek karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafından ipotek ve teminat altına alınan kredi borcunun tamamının davalıya ödendiği, davalı tarafından ipoteğin kaldırılması işleminin geciktirildiği gerekçesiyle ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Mustafa Alagöz adına kayıtlıyken dava dışı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinden ... adına kayıtlı taşınmaza davalı lehine 400.000 TL bedelli birinci derece azami meblağ ipoteği konulduğunu, ipotek verilme sebebinin 12.07.2005 tarihli ve 138.000 TL bedelli teminat mektubu olduğunu, belirtilen teminat mektubunun davalı bankaya iade edildiği halde davalı banka tarafından ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek, müvekkili adına taşınmaz üzerindeki davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.08.2009 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.03.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 342 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalıların murisi ... lehine konulmuş olan 25.09.1959 tarihli 10.000,00 ETL bedelli ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Bir kısım davalılar vekili, ipotek bedelinin uyarlanarak belirlenmesi ve paranın yatırılması gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile .... ili, .......
. - K A R A R - Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı vekili, kefaletler ve kefaletlerin temin ettiği borçlar halen devam ettiğinden davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, Tüketici Mahkemesi sıfatı ile yargılama yapılarak davanın kabulüne ve dava konusu ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu ipoteğin davacının ve dava dışı ...'in davalı banka tarafından açılmış veya açılacak her türlü krediden ve kefaletlerinden doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği ve halen kefalet borçları bulunduğu gerekçesi ile davalının ipoteğin kaldırılmasına muvafakat etmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davaya Tüketici Mahkemesinde bakılabilmesi için davanın taraflarından birinin tüketici olması ve uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanmasından doğması gerekmektedir....