Bankası A.Ş. lehine 100.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, mahkemece ipoteğin niteliği araştırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, tapudan ipotek akit tablosunun onaylı bir örneği getirtilmek suretiyle, ipoteğin mahiyeti ve verilme nedeni araştırılarak zorunlu ipotek olup olmadığının, zorunlu ipotek değil ise, haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediğinin tespit edilerek, ödenmiş olduğu ya da ipoteğin meskeniyet şikayetine engel türden olmadığı anlaşılırsa, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Dairesi tarafından beş ayrı takip dosyasında taşınmazı üzerine, muhtelif tarihlerde haciz konulduğu, taşınmaz üzerinde 30.03.2006 tarihli ... lehine tesis edilmiş ipoteğin mevcut olduğu, ancak meskeniyet şikayetinden önce, ....Aile Mahkemesi'nin 2011/161 E. –2012/622 K. sayılı kararı ile 06.09.2012 tarihinde ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Söz konusu ipotek, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ve eşin rızası alınmaması nedeniyle geçersiz olduğundan anılan mahkemece kaldırılmış olması nedeniyle meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya engel teşkil etmez. Açıklanan nedenlerle mahkemece meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Dairesi’nin 2014/13854 esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçtiğini, ipotek tesisine ilişkin sözleşmenin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının dava dışı şirketin çektiği kredilerin teminatını teşkil etmek üzere taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiğini, dava dışı şirketin kredi borcunu ödememesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, uyuşmazlığı çözmeye görevli olan mahkemenin aile mahkemeleri olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir....
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi ... Ada ... parselde kayıtlı arsalı kargir ev üzerine 18.12.2012 tarihinde haciz konulduğu, ancak taşınmazda haciz tarihinden önce .... lehine tesis edilmiş 21.12.2010 tarihli ipoteğin mevcut olduğu görülmektedir....
Somut olayda, takibin dayanağı 08.01.2009 tarih ve 197 yevmiye numaralı ipotek akit tablosunun incelenmesinde;ipoteğin ...'nın ...'dan aldığı 61.000,00 TL bedel mukabilindeki borç için tesis edildiği görülmektedir.Bu durumda, ipoteğin mevcut bir alacak için kurulduğu anlaşıldığından takip konusu ipoteğin kesin borç ipoteği olduğunun kabulü gerekmekte olup; yukarıda da değinildiği üzere; borçlunun ipoteğin teminat ipoteği teşkil ettiğine yönelik iddiasının incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği açıktır. Öte yandan, İİK.'nun 149/a maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 33. maddesine göre; borçlu icra mahkemesine başvurarak borcun itfa veya imhal edildiği itirazında bulunabilir. Ancak, borçlunun itfa ya da imhal itirazının bulunmadığı da dosya kapsamı ile sabittir....
Dava, borcun ödenmesi nedeniyle tesis edilen ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir. Davacı dava dışı kişiden ipotekli olarak satın almış olduğu taşınmaza ait kredi borcunun ödenmesi nedeniyle ipoteğin fekkini talep etmiş, mahkemece borcun ödendiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosya içerisine alınan ... 24. İcra Müdürlüğü’nün 2011/12561 esas sayılı dosyasının talimat icrası olan ... 2.İcra Müdürlüğü’nün 2011/266 Talimat sayılı dosyası incelendiğinde, dava konusu ipotekli taşınmazın satışının gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, ipotekli taşınmazın satılmış olduğu hususu değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
- K A R A R - Davacı, davalı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, teminat amacıyla davalı lehine düzenlenen ipoteğin kaldırılması gerektiğini ileri sürmüş ve ipoteğin iptaline, her biri 15.000.-USD. meblağlı 20 adet bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki 20.12.2001 tarihli protokol gereğince davacının müvekkiline kayıtsız şartsız 300.000.-USD. borçlu olduğunu, bu borç karşılığı alınan bonoların ve borcun bonoların ödenmesinin teminatı olarak tesis edilen ipoteğin iptali talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki protokole istinaden 20 adet bononun davacı tarafından imzalanarak davalıya verildiği, bunun neticesi davacıya ait taşınmaz kaydına ipotek tesis edildiği, her ne kadar davacı bu protokolün kendisi ile dava dışı Akdeniz Sağlık Hizm.A.Ş. ve ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.06.2013 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... v.d. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 1019 ada 1, 21, 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki 17.07.1962 tarihli ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır....
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte kesin borç ipoteğine dayanılmış ise, eş söyleyişle, doğmuş bir alacağın temini için düzenlenen ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ediyorsa, başvurulacak yol, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olup, bu durumda 2004 sayılı İİK’nun 149. maddesi gereğince borçluya ve taşınmaz sahibi üçüncü şahsa birer icra emri gönderilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 19.09.2012 tarih, 2012/12-708/579 sayılı ilamı). Buna göre alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığından, mahkemece borçlunun sair şikayetlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir iken yazılı gerekçe ile icra emrinin ve takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte kesin borç ipoteğine dayanılmış ise, eş söyleyişle, doğmuş bir alacağın temini için düzenlenen ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ediyorsa, başvurulacak yol, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olup, bu durumda 2004 sayılı İİK’nun 149. maddesi gereğince borçluya ve taşınmaz sahibi üçüncü şahsa birer icra emri gönderilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 19.09.2012 tarih, 2012/12-708/579 sayılı ilamı). Buna göre alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığından, mahkemece borçluların sair şikayetlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi yerine, icra emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....