Mahkemece, kaldırılması dava konusu yapılan ipotek kesin borç ipoteği olduğundan, 10 TL ipotek bedelinin davacı tarafından depo edildiğinden, ipoteğin terkinine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrar etmekle birlikte, Mahkemenin gerekçeli kararda taraf bilgilerini karıştırdığını, gerekçede dosyayla ilgili olmayan bilgilere yer verildiğini, ipotek akit tablosunda yazılı nominal değerin depo edilmesi karşılığında ipoteğin fekkine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, oysa ipoteğin temin ettiği villa ve villanın teslimindeki gecikmeden doğan tazminat tutarının bir milyon Doları aşan miktarda olmasına karşın harca esas değer olarak yazılı tutarın ödenmesine karar verilerek ipoteğin kaldırılamayacağını öne sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirasın hükmen reddi ... ve ... ile ... Vergi Dairesi aralarındaki mirasın hükmen reddi davasının kabulüne dair ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 13.06.2013 gün ve 404/157 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili ile davalı ... Vergi Dairesi (...) vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: .K.....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, dava dışı üçüncü kişinin davalıdan faturalı olarak aldığı ve alacağı malların teminatı olarak maliki olduğu 485 parsel sayılı taşınmazdaki (A2) blok 2 numaralı bağımsız bölüm üzerine 20.11.2009 tarihinde 120.000 TL bedel ile ipotek tesis edildiğini, taraflar arasında ticari ilişkinin sona erdiği halde noter ihtarına rağmen ipoteğin terkin edilmediğini, ayrıca ipotek tesisi için yetkilendirilen ...’in anılan ipoteği tesis etme yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ticari ilişkinin son bulduğu ve borç bulunmadığı kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir....
Bankası’ndan kullandığı konut kredisine kefil olduğunu, borç ödenemeyince diğer kefil ... ile birlikte aleyhlerine 08/11/2010 tarihinde ilamsız icra takibine geçildiğini, icra baskısı altında 13.000 TL ödemek zorunda kaldığını, ne var ki asıl borçlu hakkında da kendisine yapılan takipten daha sonra 24/11/2010 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, 4077/10-3 maddesi gereğince bu takibin öncelikle yapılmak zorunda olup bununla borç tahsil olunamazsa ancak o vakit hakkında takip yürütülebileceğini ayrıca Diğer kefil ...’nın bu takiplerden önce 2007 yılında bahse konu konutu zaten ipotek ile birlikte devraldığını ve her nasılsa ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip devam ederken ipoteğin banka tarafından herhangi bir ödeme olmaksızın fek olunduğunu, Alacaklı bankanın bir yıl içinde MK ya göre eski borçluya hakkını saklı tuttuğunu bildirmediğine göre borcun sonlandığını ileri sürmüş, daha sonra Alacaklı banka tarafından davalı ... isimli bir şahsa temlik...
de bulunan taşınmaza ipotek konulduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine 1998 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, bu sırada davalıların.... aleyhine......
Ancak, 16.04.1996 tarihli sözleşme temerrüt nedeniyle hükmen 27.12.2004 tarihinde hükmen fesh edilmiştir. Yapılan fesih geriye etkilidir. Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da tarafların sözleşmenin etkisinden kurtulmaları, başka bir anlatımla, sözleşme ilişkisinin tasfiyesi gerekir. Geriye etkili fesihte alacaklı Borçlar Kanununun 108/I maddesine dayanarak yükleniciye veya onun halefi durumundaki kişilere verdiği tapuları geri isteyebilir. Geriye etkili fesihin en önemli sonucu da tarafların sözleşmenin yapıldığı tarihteki mal varlığına getirilmeleridir. Somut olayda; davalının alacağı sebebiyle davacı arsa sahibine dönen kayıtlardaki haciz şerhi kaydın iptalini sağlayan davacı arsa sahibine mükellefiyet getirdiğinden, davacı iptalini sağladığı kayıt üzerindeki şerhin kaldırılmasını talep ve dava edebilir. Çünkü, eserin hukuken tesliminden önce yükleniciye onun da üçüncü kişilere tapu kaydı vermesi bir bakıma avans ödemede bulunulması demektir....
İpoteğin tesisine dayanak teşkil eden, bu kapsamda vekaletnamede vekile para tahsil yetkisi verilmediği, para ödenmeden ipoteğin tesis edildiği, vekalet yetkisinin kötüye kullanıldığı, ipoteğin geçersiz olduğu gibi ipoteğin tesisine ve temel ilişkiye dayalı iddiaların yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra mahkemesinde incelenmesi mümkün olmayıp genel mahkemelerde ileri sürülmesi gerekmektedir....
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta, incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 09.06.2003 günlü resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, davacıların “almış ve alacaklarına karşılık teminat olarak” ipotek tesis ettirdikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda ipoteğin ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takip talebi ve icra emrinde, ipotek üst limiti ile sınırlı olmak üzere talepte bulunulduğu, ipotek belgesinin incelenmesinde ipotek bedelinin 6.000.000.00 TL olup ipoteğin TL üzerinden tesis edildiği, ipoteğin paraya çevrilmesinin istenilmesi halinde, yabancı para üzerinden takip yapılmasının mümkün olmadığı, ipotek belgesinin incelenmesinde fekk bildirilinceye kadar ibaresinin yer alıp, resmi senette borçlunun kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatı olduğunun vurgulandığı gibi düzenlenen icra emrinde belirtildiği üzere üst limit ipoteğinin paraya çevrildiğinin anlaşıldığı, ipoteğin TL üzerinden tesis edildiği, Türk Lirası olarak kurulan ipoteğin paraya çevrilmesinde, takip borçlusunun alacaklı kredi kuruluşuna borcunun yabancı para cinsinden olması gerekçe gösterilerek, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, yabancı para cinsinden takipte bulunulmasının hukuken mümkün...