İİK'nın 153.maddesi gereğince, icra dairesi ipotek alacaklısına 15 gün içerisinde icra dairelerine gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini usulüne uygun olarak tebliğ eder, alacaklı süresinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep ileri sürmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ederse, icra mahkemesi ipotek kaydının terkinine karar verir düzenlemesi getirildiği, davalılara gönderilen muhtıra üzerine, muaccel olmuş alacak bulunmadığını, ipoteğin inşaat teminat ipoteği olup, inşaat teminat ipoteğinin doğası gereği yazılı bedel değil, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği tespit edilecek tüm zarardan sorumlu olduğundan 100.000- TL'nin depolanması ile ipoteğin fekki mümkün olmadığını ileri sürerek ipoteğin fekki talebine itiraz ettiği, söz konusu itirazın İİK'nın 153.maddesinde belirlenen makbul sebep niteliğinde görüldüğü, bu haliyle ihtilafın çözümlemesinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle söz konusu madde kapsamında icra mahkemesinden ipoteğin fekkinin talep...
AŞ. arasında birden ziyade mal alımına ilişkin anlaşmalar yapıldığı, dava dışı şirketin borçlarına karşılık şirket ortaklarından davalının İzmir ili, Karşıyaka ilçesi, Tuna Mahallesi, 49 ada, 9 parsel sayılı taşınmaz da 28/09/1999 tarihinde davacı şirket lehine 75.000,00 TL bedelli üst sınır ipoteği tesis edildiği, davacı şirket ile dava dışı şirket arasındaki mal alım-satım sözleşmelerinin 02/04/2000 tarihinde fesh edildiğini, davacı şirketin İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2000/838 esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yönünde takip başlattığı, geçen zaman zarfında takip dosyasının yenilenerek 2007/9605 numarasını aldığı, taraflar arasında yanı zamanda ipoteğin kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat talepli davalar görüldüğü, hali hazırda dava konusu yapılan ipoteğin taşınmaz üzerinde devam ettiği görülmüştür. Davacı T1 Vekili de dava dilekçesinde ipoteğin üst sınır ipoteği olduğunu beyan etmiştir....
almak için kurulan ipoteğin kesin borç ipoteği olduğunu, hal böyle iken yerel mahkemenin “ipoteğin kesin borç (anapara) ipoteği niteliğinde olmadığı, bu nedenle İİK 149....
Kesin borç ve üst sınır ipoteği ayrımı, ipotekle alacak arasındaki ilişkinin yoğunluğu esas alınmak suretiyle yapılmıştır. İpotek tesis edilirken alacağın miktarının belirli ve borcun mevcut olması kaydıyla ipotek miktarı dışında faiz ve takip giderlerinin de rehin teminatından yararlanacağının öngörülmüş olması halinde, tarafların anapara ipoteği kurmak istedikleri kabul edilebilir. Rehin sözleşmesinde ipoteğin alacağa bağlı olarak limitli tesis edildiği hallerde üst sınır ipoteği olduğu kabul edilmelidir. İpoteğin kesin borç veya üst sınır ipoteği olması yapılacak takibin türü bakımından önem taşımaktadır. Kesin borç ipoteğinde temel ilişkiden(borç ilişkisinden ) doğan bir alacak teminat altına alınmaktadır. Temel borç ilişkisinin geçersiz olması nedeniyle alacak doğmamışsa yapılan tescil görünürde alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurmaz....
Hukuk Dairesince 28.05.2015 tarihli ve 2015/10810 E., 2015/14516 K. sayılı kararı ile; “…Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı, örnek 6 numaralı icra emrinin tebliği üzerine, borçluların yasal sürede icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, ipoteğin üst sınır ipoteği (limit ipoteği) olup, ilamlı icra takibi yapılamayacağını ileri sürerek, takibin iptalini istedikleri, mahkemece ipoteğin kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını havi olmadığı, alacağın genel mahkemede yapılacak yargılama ile belirlenmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılamayacağı gerekçesiyle icra emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. İpoteğin kurulması anında güvence altına alınmak istenen alacak, mevcut ve miktar itibariyle belirli ise, bu miktar tapu kütüğüne tescil edilir....
, söz konusu ipoteğin Mr....
. - K A R A R - Asıl ve birleşen dava dosyaları davacılar vekilleri, dava dışı borçluya ait taşınmaz üzerinde davacıların haczi bulunduğu halde taşınmaz satışından sonra davacılara pay ayrılmayıp, ipotek alacaklısı davalıya satım bedelinin tamamının verildiğini, oysa davalı ile borçlu arasında akdedilen ipoteğin muvazaalı olduğu gibi, ipoteğin üst sınır ipoteği olduğunun dikkate alınmayıp, ipotekli alacağa fazla pay ayrıldığını belirterek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davaların davalısı vekili, tesis edilen ipoteğin ana para ipoteği olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir....
Alacaklı bu sürede gelmez veya gelip de kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eder ve borçlu borcunu icra dairesine tamamıyla yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir. İcra mahkemesince İİK.nun 153. maddesinde öngörülen koşulların oluşması halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gereklidir. Buna göre ipoteğin kaldırılabilmesi için öncelikle ipotek akit tablosuna göre hesaplanacak alacak miktarının tam olarak icra veznesine yatırılması zorunludur. Taraflar arasında Tapu Sicil Müdürlüğü'nde tanzim edilen 30.06.1977 tarih ve 4652 yevmiye nolu ipotek akit tablosunun incelenmesinde; ipoteğin, 2.000 TL (0,002 TL) bedelle, 2 yıl vade ile düzenlendiği görülmüştür. Açıklanan bu niteliği itibariyle ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanunu’nun 875. maddesi gereğince, kesin borç ipoteği, anapara yanında gecikme faizini de güvence altını alır....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin .’da bulunan Yapı Tasarruf Sandığından 29.700 DM kredi kullandığını, davalı bankanın bu krediye kefil olduğunu yapılan sözleşme ile davalının sandığa ödeme yapması halinde teminat olarak davacının taşınmazı üzerine davalı lehine 55.115.470 TL tutarında maksimal limit ipoteği tesis edildiğini taşınmazın bu arada başka bir şahsa ipoteği ile satıldığını, ödemenin aksaması üzerine davalının sandığa ödeme yaptığını ve 3.851.397.427.TL. nin tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine giriştiğini, ipoteğin maksimal limit ipoteği olması nedeniyle borcun en çok 55.115.470 TL. alacağın belirterek fazla kısımdan borçlu bulunulmadığının tesbitine, aksi kanıya varılırsa akit tablosunda belirtilen 55.115.478.TL ana para üzerinden takip açılması bu tutara faiz yürütülmesi ödemelerin nazara alınarak borcun belirlenmesi suretiyle 55.115.478.TL.’den fazla borçlu olunmadığının tesbitine...
Diğer bir ifadeyle taraflar, anapara ipoteği ile güvence altına alabilecekleri miktarı belirli bir alacağı da üst sınır ipoteği ile güvence altına alabilirler. Bu durumda, miktarı belirli bir alacak için kurulmuş ipoteğin, anapara ipoteği mi yoksa üst sınır ipoteği mi olduğu sorunu ortaya çıkabilir. Sorunun çözümünde, tarafların ipotek sözleşmesinde kullanmış oldukları ibarelerden ve tarafların iradelerinin yorumlanmasına yardımcı nesnel ölçütlerden (faiz şartı gibi) yararlanılabilir. Tarafların iradelerinin açık olmaması hâlinde ipoteğin çeşidi güvence altına alınan alacağın miktarının belirli olup olmamasından hareketle belirlenmelidir. (Atilla Altop, Anapara İpoteği- Limit (Üst Sınır) İpoteği Ayrımının Uygulamaya Yansıyan Sonuçları, Aysel Çelikel’e Armağan, 1999- 2000, s. 37, 38). (Bknz....