Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü’nün 2011/3422 esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyasından ve ipotekten dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ödeme yapıldığı takdirde ödemenin tespit ve iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının süresi içinde takibe itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, diğer borçlunun itirazı nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/605 esas sayılı dava dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığını ve alacaklı lehine hüküm kurulduğunu, alacak miktarının bu şekilde kesinleştiğini, davacının bu alacak miktarını depo etmesi gerektiğini, davacının delil olarak sunduğu makbuzun ipotek borcuna karşı ödendiği noktasında bir kaydın bulunmadığını, virman bedelinin ...’ın borcundan düşüldüğünü, davacının tespit davası değil, alacak davası açması gerektiğini savunarak davanın reddi ile % 20 oranında tazminat istemiştir....

    Dava ipoteğin fekki davası olup, dava açıldıktan sonra davalı banka tarafından ipotek fek edildiği için konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre ipoteğin fekki için ödenmesi gereken harcın mükellefi ipoteğin fekkinden yarar sağlayacak olan taşınmaz sahibidir. Davacı taşınmaz sahibi davalı bankaya ipoteğin fekki gerektiğini belirterek yazılı olarak fek talebinde bulunmuş davalı banka makul sürede ipoteği fek etmediğinden işbu dava açılmıştır. Davalı banka, davacıya ipotek fek harcını yatırması halinde ipoteğin fek edileceğini bildirdiğini savunmuş ise de bu savunmasını ispatlayamamıştır. Bu durumda davalı banka davanın açılmasına sebebiyet vermiş ve dava devam ederken fek harcı davacı tarafından yatırılmak suretiyle ipotek davalı banka tarafından fek edilmiştir....

      Dava ipoteğin fekki davası olup, dava açıldıktan sonra davalı banka tarafından ipotek fek edildiği için konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına davalının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre ipoteğin fekki için ödenmesi gereken harcın mükellefi ipoteğin fekkinden yarar sağlayacak olan taşınmaz sahibidir. Davacı taşınmaz sahibi davalı bankaya ipoteğin fekki gerektiğini belirterek yazılı olarak fek talebinde bulunmuş davalı banka makul sürede ipoteği fek etmediğinden işbu dava açılmıştır. Davalı banka, davacıya ipotek fek harcını yatırması halinde ipoteğin fek edileceğini bildirdiğini savunmuş ise de bu savunmasını ispatlayamamıştır. Bu durumda davalı banka davanın açılmasına sebebiyet vermiş ve dava devam ederken fek harcı davacı tarafından yatırılmak suretiyle ipotek davalı banka tarafından fek edilmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/01/2015 NUMARASI : 2013/770-2015/17 Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın dava dışı ...'ne kullandırdığı kredinin teminatı olarak müvekkiline ait taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, kredi hesabının kat edilmesi üzerine müvekkilinin gayrimenkulünün ipotekten kurtulabilmesi için bankaya 196.364,06 TL ödeme yaptığını, ipoteği fek edeceğini beyan eden davalının ipoteği kaldırmadığını ileri sürerek, ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kredi kullanan dava dışı şirketin bankaya borcunun halen devam ettiğini, ipoteğin fek talebinin dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

          Dava ipoteğin fekki davası olup, dava açıldıktan sonra davalı banka tarafından ipotek fek edildiği için konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına davalının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre ipoteğin fekki için ödenmesi gereken harcın mükellefi ipoteğin fekkinden yarar sağlayacak olan taşınmaz sahibidir. Davacı taşınmaz sahibi davalı bankaya ipoteğin fekki gerektiğini belirterek yazılı olarak fek talebinde bulunmuş davalı banka makul sürede ipoteği fek etmediğinden işbu dava açılmıştır. Davalı banka, davacıya ipotek fek harcını yatırması halinde ipoteğin fek edileceğini bildirdiğini savunmuş ise de bu savunmasını ispatlayamamıştır. Bu durumda davalı banka davanın açılmasına sebebiyet vermiş ve dava devam ederken fek harcı davacı tarafından yatırılmak suretiyle ipotek davalı banka tarafından fek edilmiştir....

            Davalı vekili cevap dilekçesiyle; ipoteğin fekki için davacıdan ücret talep edilmediğini, davacının ipotek fek yazısı verilmediği dair iddiasının yasal dayanağının bulunmadığını, ipoteğin fekki işlemi için öncelikle davacının harç yatırması gerektiğini, bu nedenle davacının bu ön şartı ikmal etmeden dava açmasının iyi niyetle kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının davalı bankadan almış olduğu 60.000,00 TL kredinin son taksitinin 01/02/2012 tarihinde ödenerek kredi borcunun kapatıldığı, bu nedenle ipoteğinin fekkinin gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile davacının davalı bankaya kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davaya konu taşınmazda davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin fekkine karar verilmiştir....

            in davalı bankadan çekmiş olduğu tarımsal destek kredisi sözleşmesini kefil sıfatı ile imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine borcun tamamının müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin kredi sözleşmesinin teminatını teşkil eden ipoteğin devrini talep ettiğini, ancak davalı bankanın müvekkilinin bu talebini asıl borçludan alacağı bulunduğundan bahisle reddettiğini, müvekkilinin alacaklı bankanın haklarına halef olduğu ileri sürerek, müvekkilinin davalı banka ile asıl borçlu arasındaki kredi sözleşmesindeki alacaklı haklarına halef olduğunun tespiti ile, ipotekten kaynaklanan bütün hakların müvekkiline geçirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı borçlu ...'in halen bankalarına olan borcundan dolayı riskinin devam ettiğini, risk sona ermeden ipotek temlikinin kanuni bir zorunluluk olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

              Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden 06.01.2006 tarihli ve 327 yevmiye no'lu ipotek resmi senedi içeriğinden ipoteğin, doğmuş veya doğacak muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak 136.000,00 TL bedelle Anadolubank A.Ş. lehine tesis edildiği görülmektedir. Davacı, davalı banka lehine, 136.000,00 TL ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun tamamını süresinde ödediğini ancak talebine rağmen davalı banka tarafından ipoteğin terkin edilmediğini belirterek, davalı bankaya borcu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkini talep etmiş, ipoteğin fekki için davacı tarafından 136.000,00 TL dava değeri gösterilip dava açılmıştır....

                HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte borçlu olunmadığının tespiti ve ödenmek durumunda kalınan bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Davacı vekili takip tarihi itibariyle kapatılmış olan kredilerin teminatı olarak verilen ipoteklerin davalı tarafça kaldırılmayıp başka bir borca istinaden takip konusu edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kötü niyetle başlatılan ve taşınmazın satışı sağlanan Konya 7. İcra Dairesinin 2009/7948 sayılı takibi yönünden borçlu olmadığının tespiti ile satış suretiyle haksız şekilde tahsil edilen bedelin davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir....

                  - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin kullanacağı kredinin teminatı olarak davalı lehine 120.000,00 TL 'lik ipotek tesis edildiğini, davalı bankaca kredi verilmediği halde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine girişildiğini ve ipotekli taşınmazın 75.000,00 TL'ye satıldığını ayrıca bankaya tahsil için teslim edilen çek ve senetler müvekkiline süresinde verilmediği için müvekkilinin uğradığı 75.000,00 TL zararın bulunduğunu ileri sürerek müvekkilinin tesis edilen ipotekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icrada tahsil edilen 75.000.00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline bu talep yerinde görülmediği takdirde çek ve senetlerden dolayı müvekkilinin uğradığı 75.000.00 TL zararın davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu