ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/11/2019 NUMARASI : 2018/639 ESAS, 2019/548 KARAR DAVA KONUSU : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) KARAR : Samsun 1....
Kabule göre de; 16.06.1989 tarihli ipotek akit tablosunda aynen “…10.000.000 TL’si karşılığında bilafaiz ve on ay vade ile kanuni derecede … ipotek suretiyle rehin edildiği” sözleri bulunmaktadır. Bunun anlamı, lehine ipotek tesis edilen kişilerin on ay süreyle faiz isteyemeyecekleri ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ipotek borçlusu aleyhine takip yapılmayacağıdır. İpoteğin kurulduğu 16.06.1989 tarihinden sonra lehlerine ipotek tesis edilen kişiler faize hak kazanır. İpotek, ana para dışında faizi de teminat altına alındığından, mahkemece sadece 10 TL’den ibaret ana paranın depo edilmesi suretiyle ipoteğin terkini de doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 16.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kiralama A.Ş. lehine isteğe bağlı ipotek tesis edildiği, mahkemece ipotek resmi senedinin temin edilmediği, ipoteğin niteliği ya da borcun haciz tarihinden evvel ödenip ödenmediği araştırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Haczedilemezlik şikayetine konu edilen taşınmaz üzerinde zorunlu ipotek bulunduğunun tespiti halinde taşınmazın borçlunun haline münasip evi olup olmadığı hususunda, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu aldırılması gerekir....
in kredi sözleşmelerinden doğmuş ve doğacak her türlü asalet ve kefalet borçlarının teminatı olarak davacının taşınmazını davalı banka lehine ipotek ettiği, 17.08.2006 tarihli ipotek akit tablosuyla 55.000 TL olan ipotek limitinin 30.000 TL artırılarak 85.000 TL'ye çıkarıldığı ve davacının da bu akit tablosunu okuyup imzasıyla onayladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava dışı borçlunun kullandığı kredilerden herhangi birinin ödenmiş olması, ipoteğin teminatını sona erdiğini göstermez, dava dışı M... S...'in diğer kredi sözleşmelerinden dolayı asıl veya müşterek müteselsil kefil olarak borçları devam ettiği müddetçe ipoteğin teminat olma vasfı ipotek limiti ile sınırlı olarak devam eder. Bu durumda mahkemece davalı bankanın halen dava dışı M… ….. S… …..'...
İpotek alacaklısı kooperatif ile borçlu ... arasında düzenlenin 20.03.2008 tarih ve 444 sayılı sözleşmeye göre ipoteğin, ...'ın ipotek alacaklısı kooperatife olan doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olduğu görülmektedir. Yine ipotek alacaklısı kooperatifin 30.09.2014 tarih ve 623 sayılı yazısında, ipotek sözleşmesinin ...'ın, ... ve diğer kefillerin kefaletiyle kullandığı 28.03.2008 tarih ve 20.000 TL tutarındaki esnaf kredisine ilişkin olduğu ve ipotek sözleşmesine ilişkin kredi borcunun devam ettiği, yine ipotek sözleşmesinin ...'ın, ... ve diğer kefillerin kefaletiyle kullandığı 21.03.2011 tarih ve 42.000 TL tutarındaki esnaf kredisine ilişkin olduğu ve bu kredi borcunun tamamen ödendiği belirtilmiştir. O halde mahkemece; 28.03.2008 tarih ve 20.000 TL tutarındaki esnaf kredisinden kaynaklanan ve ipotekle teminat altına alınan borcun ödenmemiş olduğu ipoteğin borçlu ...'nın bizzat kendisinin kullanacağı esnaf kredisine ilişkin olmayıp ...'...
İpotek, halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla birlikte doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak için kurulabilir (TMK.m.881). Mevcut alacakları teminat altına almak için kurulan ipotek, anapara ipoteğidir. İlerde doğacak veya doğması muhtemel alacaklar için kurulacak ipotek ise üst sınır (azami meblağ) ipoteğidir. Eğer mevcut bir alacak için ipotek kurulmuşsa, alacağın geçerli olması gerekir. Zira, ipotekle alacak arasında çok sıkı bir birliktelik vardır. Alacak varsa ipotek kabul edilir. Ancak alacak doğmamışsa, hukuki nedeni dolayısıyla batılsa (BK.m.19/2, 20/1), ipotek tescil edilse bile hüküm ifade etmez ve rehinli alacaklıya icra takibi yoluyla alacağını elde etme yetkisi vermez. Vurgulanması gereken diğer bir hususta, ipoteğin tescilinin tarafları bağlayacağıdır. Fakat söylendiği üzere ipotek, rehnin temin ettiği alacağın varlığı yönünden bir karine ya da delil oluşturmaz....
Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalanmış, davalı ... adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davacı banka lehine ipotek tesis ettirmiştir. İpotek akit tablosunda ipotek verenin ipotek limiti kadar müşterek borçlu ve kefil olduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 21/son maddesine göre sözleşmenin niteliğine ve özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. İpotek akit tablosunda ipotek verenin ayrıca müteselsil kefil olduğuna ilişkin kayıt ipotek sözleşmesinin niteliğine ve özelliğine uygun değildir. Ancak ipotek 26.03.2008 tarihinde tesis edilmiş olup tesis edildiği tarih itibariyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlükte değildir. 6101 sayılı Yürürlük Kanunun 1. maddesi ve 7. maddesinin olayda uygulanma yeri bulunmadığından davacı bankanın ipotek akit tablosunda ipotek limiti kadar müteselsil kefil olduğu belirtilen davalı aleyhine takip tarihinde yürürlükte bulunan hükümlere göre takip yapabilir....
Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Somut olaya gelince; az yukarıda vurgulandığı üzere 22.03.1965 tarihli ipotek yazısı 50.000 TL sınırlı üst sınır ipoteğidir. Taraflar arasında ipotek alacaklısının davacı hakkında icra takibi yaptığı ve bu takiple davacının temerrüde düşürüldüğü iddiası da bulunmamaktadır. borcun sınırı 50.000 TL olduğundan davalıya ödenmek üzere ipotek miktarının güncelleştirilmiş değil bugünkü para değeri karşılığı depo edilmek suretiyle istemin hüküm altına alınması gerekirken yeri olmadığı halde güncelleme yapılarak tarafların iradesinin aksine ipotek miktarının 58.210.22 TL olarak kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
Belediyesine ipotek bedelini alması konusunda davette bulunduğunu, 5747 sayılı Kanunun 1. maddesinin 26. fıkrası gereğince taraf sıfatının ......
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, iddianın tanıkla ispatlanamayacak olmasına, davalı tarafından kullanılan kredinin ipotek borçlusuna ya da ipotek borçlusunun babasına verilmesinin önemli olmamasına, davacının çektiği kredinin ipotek ödevlisine mi yoksa onun babasına mı verildiğinin tespit edilemediğinden davalının sorumluluğun devam ettiği yönündeki mahkeme gerekçesi yerinde değilse de mevcut belgelere göre ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla kredi borcu ödendiğinden ipotek verilen evin değeri kadar ipotek borçlusunun davalı kredi borçlusundan alacaklı hale geldiği yönündeki gerekçenin yerinde bulunmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....