Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Meskeniyet şikayetinde; ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcunun devam ettiği durumlarda, borçlunun konulan haciz dolayısıyla meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. Zaten ipotek olarak gösterilen taşınmazın, her türlü borç için haczedilme ve paraya çevrilme konusunda riske atma iradesini borçlu göstermiş sayılır. Taşınmaz üzerindeki ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmıştır....

Mahkemece, dava dışı eski malik olan ipotek borçlusu şirketin ipotek tesisi işlemine bir itirazının olmadığı, ipoteğin kaldırılması için dava açmadığı, böyle bir davanın ancak ipotek borçlusu şirket tarafından açılabileceği, davacının dava açma yetkisi olmadığı ve ayrıca ipotek borcunun ödendiğine ilişkin delil de ileri sürülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından ipoteğin kaldırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; davalı eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızasının olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını ve aile konutu şerhi konulmasını istemiş; mahkemece davanın kabulü ile davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Davalı banka vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

      Kat’î borç ipoteğinde, bu temel ilişkiden doğmuş bulunan bir alacak teminat altına alınmakta olduğundan, ipoteğin alacağa bağlılığı mutlaktır. Alacak devam ettiği müddetçe ipotek de devam edecektir. İpoteğe konu alacağın ayrıca senete bağlanması ipoteğin geçerliliğine herhangi bir etkisi yoktur. İpotek ancak temel ilişkiye konu borç sona ermekle ortadan kalkacaktır. Bu bağlamda ipoteğe konu borcun ödenmesi halinde bu durum temlik alan alacaklıya karşı da ileri sürülebilir. Rehinli alacağı temlik alan kişinin iyi niyetli olup olmamasının sonuca bir etkisi olmadığı gibi yapılan temlik, temlik alana ayrı bir hak kazandırmaz. Temlik alacaklısı da rehnin, taşınmaz satış borcundan kaynaklandığını bilerek yani tüketici işlemini bilerek alacağı temlik almıştır. İpotek, temel ilişkiden kaynaklı alacağa bağımlı olduğundan, borcun ödenmesi veya herhangi bir sebeple ortadan kalkması halinde ipotek de kalkacak olup temlik alana bir hak bahşetmeyecektir....

      K A R A R Davacılar, davacı ... tarafından, dava konusu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilmek sureti ile konut kredisi kullanıldığını, bu kredinin 2007 yılında tamamen ödenerek kapatıldığını ve ipotek tesis edilen konutun diğer davacılara 23/5/2007 tarihinde satılarak tapuda devredildiğini, ancak davalı bankanın ödenen krediye karşın ipoteği kaldırmayarak 2012 yılında Nefi’ye ait başka kredi borçlarından kaynaklı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile haklarında takip başlattığını, bu takibe dayanak banka işlemleri, kredi sözleşmesi ve ipotek belgesinin açıkça genel işlem koşullarına aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, haklarında yapılan takibin tedbiren durdurulması ile taşınmazdaki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemişlerdir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; dava konusu ipoteğin fekki talebinin haksız olduğunu, söz konusu ipotek senedinden de anlaşılacağı üzerine 367.500 TL üzerine konulmuş anapara ipoteği olduğunu, zira alacak miktarının kesin olarak belli olmadığını, bu doğrultuda kurulan ipoteğin anapara ipoteği ve süresiz bir ipotek olduğundan borç miktarının tamamen ödenmesi şartına bağlı olarak ipotek lehtarından; banka ise ipotek fek yazısı başka tüzel kişilik veya gerçek kişide ise lehtarın bizzat tapu müdürlüğüne gelerek yazılı terkin talebinde bulunmasının gerektiğini, teminata bağlanan borcun sona ermemesi sebebi ile ipoteğin müvekkili banka tarafından kaldırılamadığını, ipotek borcunu ödemeyen malikin ipoteğin fekki talebinin haksız olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipoteğin kaldırılması isteminden ibarettir....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/63 KARAR NO : 2021/116 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2020 NUMARASI : 2019/165 ESAS 2020/541 KARAR DAVA KONUSU : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) KARAR : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 ile davalılardan T7 arasındaki ticari alışveriş nedeniyle müvekkil adına kayıtlı Samsun İli İlkadım ilçesi Cedit Mah. 145 ada 36 parselde kayıtlı taşınmazın, davalılardan T7 lehine 345.000,00 TL bedelle ipotek verildiğini, müvekkili tarafından ipoteğe konu olan borcun ödendiğini ve bu doğrultuda davalı lehine ipotek verilen taşınmaz üzerindeki sınırlamanın kaldırılması istenildiğini, bunun için davalılardan T7 nin kendi sigortalı çalışanı Hüseyin DEMİR' e dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için Bakırköy 42....

          Gıda Turizm Kavafiye Ticaret Limited Şirketi'nin yine gayri nakdi krediden kaynaklı davalı bankaya 6.120,00 TL borcunun bulunduğunun tespit edildiği, bu hale göre davalı bankaya dava dışı şirketin kullandığı nakdi ve gayri nakdi kredilerin teminatı olarak davacıya ait taşınmazın ipotek verildiği, halen dava dışı şirketin asaleten ve kefaleten davalı bankaya gayri nakdi krediden ötürü borcunun bulunduğu, ipoteğin kaldırılması koşullarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, öte yandan, davacı yanca 16.08.2011 tarihli takip kapatma yazısı kapsamında davalı bankaya borcun kalmadığından ipoteğin kaldırılması gerektiği iddia edilmiş ise de, söz konusu yazı içeriğine göre dava dışı şirketin nakdi krediden kaynaklı borcunun ödendiği, yazının da nakdi kredi borcunun kapatılması nedeniyle verildiği, söz konusu yazı içeriğinin dava dışı şirketin gayri nakdi kredi borcunu içermediğinden bu yazı gereğince ipoteğin kaldırılması gerektiği yönündeki davacı iddiasına...

            İstinaf sebeplerine ilişkin yapılan incelemede; Dava, ipoteğin fekki talebine ilişkindir. Davacı, dava dışı 3. kişiden dava konusu taşınmazı 15.01.2014 tarihinde ipotekli şekilde satın aldığını, ipoteğe konu konut kredisi borcunun 7.2.2015 de ödenerek kapatıldığını, davalı bankanın satıcının bankaya olan diğer borçları nedeniyle ipoteği kaldırmayı kabul etmediğini, oysa ki ipoteğin kesin borç ipoteği olup sadece ödenip kapatılan konut kredisi borcunu temin ettiğini iddia etmiş, davalı banka ise, üst sınır ipoteği olduğunu, konut kredisini kullanan ve ipotek senedindeki taahhüdü veren dava dışı satıcının bir ticari krediye olan kefilliği nedeniyle borcunun halen devam ettiğini, ipotek senedi gereği taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılamayacağını savunmuştur....

              arasındaki ticari faaliyetlerden dolayı doğmuş ve doğacak borçlarının karşılığını temin etmek üzere 1. derecede faizsiz ve 10 ay vadeli 100.000,00 TL bedelle ipotek konulduğunu, 10 aylık süre geçtiği halde ipoteğin kaldırılması yönünden yapılan uyarıların dikkate alınmadığını ve ipoteğin kaldırılması gerektiğini beyanla, taşınmaz üzerinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini, ticari ilişki karşılığı ipotek konulduğundan öncelikle Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, kabul anlamına gelmemek koşulu ile sürenin geçmesi ile ipoteğin kaldırılamayacağını, Yargıtay içtihatları gereğince 10 aylık süre boyunca icra takibi yapılamayacağını, bu nedenle kendiliğinden ipoteğin hükümsüz hale gelmeyeceğini, teminat altına alınan ve kesinleşmiş alacakları bulunduğunu, ipoteğin kaldırılmasının koşullarının gerçekleşmediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu