Gıda Turizm Kavafiye Ticaret Limited Şirketi'nin yine gayri nakdi krediden kaynaklı davalı bankaya 6.120,00 TL borcunun bulunduğunun tespit edildiği, bu hale göre davalı bankaya dava dışı şirketin kullandığı nakdi ve gayri nakdi kredilerin teminatı olarak davacıya ait taşınmazın ipotek verildiği, halen dava dışı şirketin asaleten ve kefaleten davalı bankaya gayri nakdi krediden ötürü borcunun bulunduğu, ipoteğin kaldırılması koşullarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, öte yandan, davacı yanca 16.08.2011 tarihli takip kapatma yazısı kapsamında davalı bankaya borcun kalmadığından ipoteğin kaldırılması gerektiği iddia edilmiş ise de, söz konusu yazı içeriğine göre dava dışı şirketin nakdi krediden kaynaklı borcunun ödendiği, yazının da nakdi kredi borcunun kapatılması nedeniyle verildiği, söz konusu yazı içeriğinin dava dışı şirketin gayri nakdi kredi borcunu içermediğinden bu yazı gereğince ipoteğin kaldırılması gerektiği yönündeki davacı iddiasına...
arasındaki ticari faaliyetlerden dolayı doğmuş ve doğacak borçlarının karşılığını temin etmek üzere 1. derecede faizsiz ve 10 ay vadeli 100.000,00 TL bedelle ipotek konulduğunu, 10 aylık süre geçtiği halde ipoteğin kaldırılması yönünden yapılan uyarıların dikkate alınmadığını ve ipoteğin kaldırılması gerektiğini beyanla, taşınmaz üzerinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini, ticari ilişki karşılığı ipotek konulduğundan öncelikle Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, kabul anlamına gelmemek koşulu ile sürenin geçmesi ile ipoteğin kaldırılamayacağını, Yargıtay içtihatları gereğince 10 aylık süre boyunca icra takibi yapılamayacağını, bu nedenle kendiliğinden ipoteğin hükümsüz hale gelmeyeceğini, teminat altına alınan ve kesinleşmiş alacakları bulunduğunu, ipoteğin kaldırılmasının koşullarının gerçekleşmediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
İstinaf sebeplerine ilişkin yapılan incelemede; Dava, ipoteğin fekki talebine ilişkindir. Davacı, dava dışı 3. kişiden dava konusu taşınmazı 15.01.2014 tarihinde ipotekli şekilde satın aldığını, ipoteğe konu konut kredisi borcunun 7.2.2015 de ödenerek kapatıldığını, davalı bankanın satıcının bankaya olan diğer borçları nedeniyle ipoteği kaldırmayı kabul etmediğini, oysa ki ipoteğin kesin borç ipoteği olup sadece ödenip kapatılan konut kredisi borcunu temin ettiğini iddia etmiş, davalı banka ise, üst sınır ipoteği olduğunu, konut kredisini kullanan ve ipotek senedindeki taahhüdü veren dava dışı satıcının bir ticari krediye olan kefilliği nedeniyle borcunun halen devam ettiğini, ipotek senedi gereği taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılamayacağını savunmuştur....
Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu incelendiğinde, ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. İpoteğin kaldırılması, ancak üzerinde ipotek tesis edilmiş olan taşınmazın kayıt maliki tarafından talep edilebilir. Somut uyuşmazlıkta; dava konusu taşınmaz üzerinde malik olmayan davacı banka tarafından ipoteğin kaldırılması talep edilemeyeceğinden, açılan davanın aktif husumet bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesi gerekirken davanın kabulü yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.'' şeklindedir. Yargıtay ....
Davalı vekili, davacının taşınmazı üzerinde davalı banka lehine kendi kullandığı konut kredisinden ve dava dışı şirketin kullandığı ticari krediden kaynaklı ipotek tesis edildiğini, ipoteklerin kaldırılması için her iki ipoteğin de temin ettiği borçların ödenmiş olması gerektiğini, kredi borcu hesabına yapılan 40.842,58 TL ödemenin hem kendi konut kredisi borcu ve hem de kefili olduğu dava dışı şirketin kredi borçlarını kapatmadığını, davalı banka tarafından ipoteğin kaldırılacağı yönünde bir taahhütlerinin de olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/314 Esas KARAR NO : 2022/819 DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 27/04/2022 KARAR TARİHİ : 16/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu olan --- müvekkiline ait olan, --- taşınmaz olduğunu, bu taşınmazın maliki müvekkilinin olduğunu, Dava konusu ---- lehine konkordato tasdiki davasının teminatını teşkil etmek üzere ---- ---- taşınmaz üzerine ---- tarihinde ---- yevmiye numarası------- miktarında ipotek tesis edildiğini, davacının bu taşınmazı davalı ----- satın aldığını, müvekkilinin İpotek alacaklısı ya da borçlusu olmadığını, müvekkil taşınmaz üzerinde ipotek olduğunu bilmeden taşınmazı satın aldığını belirterek ipoteğin fekkini talep etmiştir....
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Kuşkusuz, alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Ancak bunun için anapara ipoteğinde, sözleşmedeki miktar ödenmiş olmalı veya ödenmemişse mahkemeye depo edilmelidir. Bu koşul gerçekleşmişse tesis olunan anapara ipoteğinin kaldırılmasına karar verilir. Aksi halde şerhin kaldırılması istemi reddolunmalıdır. Somut olaya gelince; 18.09.1972 günlü resmi akit tablosunda çekişme konusu ipoteğin “… 15.07.1973 tarihine kadar borç alınan onbeşbin lira için … bila faiz” kurulduğu yazılıdır....
Bankası ... lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına, haciz şerhlerinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. İpoteğin kaldırılması istemini içeren davaların ipotek alacaklısına karşı yöneltilerek açılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacının paydaşı olduğu 148 ada 115 parsel sayılı taşınmazda davacı payını da kapsayacak şekilde, 27.01.1997 gün ve 379 yevmiye numara ile ... Bankası ... yararına, 5.000,00 bedelli ipotek şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava, tapu müdürlüğüne ve icra müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır....
İpotek tesisi için, rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (ipotek sözleşmesinin) bulunması Türk Medeni Kanununun 856.maddesi hükmünce de tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Kuşkusuz, alacak sona erdiği halde, alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile mahkemeden isteyebilir. Somut olaya gelince; Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, 15.07.2003 günlü ipotek sözleşmesinin davalı tarafından davacıya 38807 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 60/686 arsa paylı 1.normal kat 5 numaralı meskenin satışı sebebiyle kurulduğu anlaşılmaktadır. Resmi senette, satışın 11.milyar TL üzerinden yapıldığı, satış bedelinden 1.milyar TL’nin peşin ödendiği, kalan 10.milyar TL için de 5 yıl süreli ipotek (rehin sözleşmesi) kurulduğu görülmektedir. İpotek akdinin tesis nedeni ortadan kalkmadan ipoteğin terkini düşünülemez....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/11/2019 NUMARASI : 2018/639 ESAS, 2019/548 KARAR DAVA KONUSU : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) KARAR : Samsun 1....