-YTL. mevduat faizi zararının bulunduğu, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı, yargılama aşamasında 06.12.2004 tarihinde ipoteğin kaldırıldığı gerekçesiyle, ipoteğin kaldırılması ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin reddine, 1.240....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davanın kabulü sonrasında Bornova Tapu Sicil Müdürlüğü'nden taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkin edildiğine dair bilginin taraflarına verildiğini belirterek, istinaf dilekçesine web tapu'dan temin edilmiş tapu kaydını eklemiştir. Davacı vekilinin ipoteğin terkin edildiğine dair beyanı dikkate alınarak, dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydı ilgili kurumdan celp edilerek, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılıp kaldırılmadığı, ipoteğin kaldırılmış olması halinde hangi sebep ile ipoteğin kaldırıldığının tespit edilmesi gerekmektedir. Şayet ipoteğin kaldırılması nedeni ile davanın konusuz kalması sebebi ile esası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmesi durumunda, yargılama giderleri ile bunun kapsamına dahil olan vekalet ücreti hakkında, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu nazara alınarak hüküm tesis edilmesi gerekmektedir....
; ipoteğin kaldırılması davasının kabulü, takibin durdurulması ara kararı ve aile konutu şerhi davasında vekâlet ücreti yargılama giderleri yönünden istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
Her ne kadar davacı tarafça taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de; icra müdürlüğü tarafından ipotek alacaklısına ilanen tebligatla ihtar yapıldığı, ancak ipotek alacaklısının T3 olduğu, soyadı ya da açık kimlik bilgilerinin mevcut olmadığı, kim olduğu tespit edilemeyen şahsa yapılan ilanen tebligatın sonuç doğurmayacağı, İİK.nun 153. maddesi hükümlerinin uygulanması için ipotek alacaklısının kim olduğunun bilinmesi ve buna göre tebligatın ipotek alacaklısına veya mirasçıları tespit edilerek mirasçıları adına yapılması gerektiği, ipotek alacaklısının veya mirasçılarının kim olduğu tespit edilmeden İİK.nun 153. maddesine göre ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi mümkün olmadığı anlaşıldığından mahkemece talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK.'nun 355. maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....
Bu şekilde, ayni teminat sağlayan sınırlı bir ayni hak niteliğindeki ipotek; belirli bir borcun ifasının teminat altına alınması amacını güder ve alacaklıya, teminatın konusunu oluşturan taşınmazın paraya çevrilmesi suretiyle alacağını elde etme yetkisi sunar (... Köprülü/... Kaneti: Sınırlı Ayni Haklar, İstanbul 1983, s. 252). 4. Taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Uygulamada da görüldüğü üzere, ipotek şerhinin kaldırılması davalarında, davacı taraf maliki olduğu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını ve şerhin kaldırılması karşılığında ödeyeceği ipotek bedelini düşük göstermek suretiyle dava açmakta ve gösterdiği bedel üzerinden davasının kabulünü talep ederken, davalı taraf ipotek bedelinin yüksek hesaplanmasını talep etmektedir. 5....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ipotek tesis edilirken davacı eşin açık rızasının alınmadığı, davalı banka tarafından davacı eşin rızasının olduğuna ilişkin bir muvafakatname sunulmadığı, davacı kadının tapuda arsa vasfında olan taşınmaz üzerinde evleri bulunduğunu, bu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş tarafından kendisinin haberi ve izni olmadan üzerinde ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipoteğin aile konutu olarak kullanılan bölümle sınırlı olarak kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece alınan bilirkişi raporlarından davaya konu taşınmazın 632,70 m2'sinin aile konutu olarak kullanıldığı, bu alanın dava tarihinde 365.458,14 TL değeri olduğu, taşınmazın toplam değerine oranının %40,38 olduğu, eş muvafakati olmaksızın davalı banka lehine tesis edilen ipotek işleminin hukuka uygun olmadığından kaldırılması gerektiği gerekçesiyle davacının ipoteğin kaldırılması talebinin kabulüne, dava konusu Kastamonu İli, Daday İlçesi...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: KARAR NO: BAŞKAN: ÜYE : ÜYE : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : {}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin ... Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda; -{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}- Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; ...ili ...ilçesi ...Mah. ... ada ... parsel, ...arsa paylı ...Blok, .Kat, ...bağımsız bölüm numaralı dubleks büro vasıflı taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve ...Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin ...esas sayılı icra takibinin durdurulması gerektiğini, müvekkilin bu taşınmazı tapu kayıtlarındaki ipotek şerhi ile birlikte satın aldığını, ipoteğin ...Şirketi lehine konulmuş olup, taşınmazın ipotek akit tablosundaki değeri 1.200,00 TL olduğunu, müvekkil ilgili taşınmazı satın alırken .......
Kuşkusuz kurulan ipoteğin temelini ipotek akit tablosu teşkil eder. İncelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden 28.04.2010 tarihli resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, “…...’ın, ...’ten aldığı 200.000 TL bedel mukabilinde borca karşılık için …” tesis edildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Burada, malik/borçlunun bir borç ikrarında bulunduğu kabul edilir. Bu borç ikrarında, akit tablosu ipoteğin hukuki dayanağını oluşturur. Artık üst sınır ipoteğinde olduğu gibi mahkemece alacağın doğup doğmadığının, başka bir deyişle rehinli taşınmaz malikinin gerçek bir alacağı olup olmadığının ayrıca araştırılması gerekmez. Öte yandan; ipotek akit tablosuna karşı ileri sürülen iddia, resmi senede karşı yapılmış bir iddiadır. Davacı tanıklarının hile iddiasına ilişkin beyanları da görgüye dayalı olmadığı gibi senede karşı iddianın aksinin, aynı güçte yazılı delille kanıtlanması gerekir....
İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin gerçekleşen bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek bir teminat ipoteğidir. Teminatın üst sınırı ise, 70.000,00 TL’dir. Taşınmaz, bu miktar kadar alacaklının alacağının teminatını teşkil ettiğinden ve davacı tarafından ipotek sebebiyle borçlu olunmadığı ileri sürüldüğünden bu savunmanın incelenmesi gerekir....
Kural olarak ipoteğin fekkini taşınmaz maliki isteyebilir ise de, bu mutlak bir kural değildir. Muvazaa, alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla ipotek tesisi ve benzeri her olayın özelliğine göre bu talebin değerlendirilmesine hukuki bir engeli bulunmamaktadır. Somut olayda olduğu gibi, taşınmaz üzerindeki birden fazla ipotekten, önce konulan ipoteğin, ödeme vb. nedenlerle hukuki değerini yitirmiş olması nedeniyle kaldırılması halinde sonraki ipotek lehdarı alacaklının ipotek sırası değişecekse, artık bu alacaklının, ipoteğin kaldırılmasında hukuki menfaatinin bulunduğu kabul edilmelidir. Böyle bir durumda, "ipoteğin kaldırılması, ancak üzerinde ipotek tesis edilmiş olan taşınmazın kayıt maliki tarafından talep edilebilir.." şeklindeki genel bir kural gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir....