Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu tarafından, hakkında başlatılan bonoya dayalı kambiyo takibinde haczedilen taşınmaz hakkında, taşınmaz üzerindeki ipotek borcunun takipten önce ödendiği belirilerek İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece, taşınmaz üzerinde haciz tarihinden önce ticari nitelikli ipotek tesis edildiği, ipoteğin haciz tarihinden sonra tapudan terkin edildiği ve ipotek bedelinin ödendiğine dair belge sunulmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....

    Bilindiği üzere ipotek, halen mevcut veya henüz doğmamış olmakla beraber ileride doğması kuvvetli kişisel bir alacağı teminat altına alma amacı güden sınırlı bir ayni haktır. Bu haliyle ipotek teminat altına alınan alacağa bağlı bir hak olarak kendisini gösterir. Bir alacağı teminat altına almak için ipotek kurulunca borçlunun kişisel sorumluluğu devam eder. Bu sorumluluğun yanında ipotek dolayısıyla taşınmaz ile sorumluluk doğmuş olur. Borçlunun mutlaka ipotekli taşınmaz maliki olması gerekli değildir (TMK. m.881/2). Bu yüzden de taşınmaz maliki rehinli alacağı, alacaklıya ödemek suretiyle taşınmazın satılarak paraya çevrilmesini önlemek yetkisine sahiptir (TMK. m. 884).TMK’nun 851. maddesi ilk fıkrasındaki “Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir” şeklindeki hüküm uyarınca ipotek akit tablosunda teminat altına alınan belirli alacak tutarının Türk parası olarak gösterilmesi zorunludur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı ve davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; davalı eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızasının olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını istemiş; mahkemece 23.11.2020 tarihli kararla davanın kısmen kabulü ile davaya konu taşınmazın bulunduğu parseldeki 4 numaralı bağımsız bölüm yönünden ipoteğin kaldırılmasına, aynı parseldeki 5 numaralı bağımsız bölüm yönünden ipoteğin kaldırıması talebinin reddine karar verilmiştir, hüküm davacı ve davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan incelemede; ipotek 01/03/2012 tarihinde tesis edilmiş, dava 27/02/2014 tarihinde açılmıştır....

        Şirketi'nin 100.000,00 TL kredi kullanmasına karşılık, adına kayıtlı bulunan gayrimenkul kaydına banka tarafından ipotek şerhi konulmasına rıza gösterdiğini, ipotek ile ilgili kredi borcunun tamamen ödendiğini, ancak bankadan ipoteğin kaldırılması talep edildiğinde borcun devam ettiğinin söylendiğini iddia ederek, davacının dava konusu ipotek ile ilgili olarak davalı bankaya borçlu bulunmadığının tespiti ile gayrimenkul üzerindeki davalı bankanın ipoteğinin kaldırılmasına, davalı aleyhine yaptıkları tüm ihtarlara rağmen hukuka aykırı olarak ipoteği kaldırmamasından dolayı ipotek bedeli olan 100.000,00 TL üzerinden %40' tan aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Davalı vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkili banka lehine 180.000,00TL bedelli ve fekki banka tarafından bildirilinceye kadar geçerli olmak üzere birinci dereceden ipotek tesis edilmiş olduğunu, ipoteğin dava dışı kredi borçlusunun kullandığı başkaca kredi borçlarını da kapsadığı, davacının ipoteğin kaldırılması için bankaya müracaatının bulunmadığı gibi birinci satış (31.10.2014) tarihine kadar da takibe karşı koymadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava dışı kredi borçlusu ...'nın 12.05.2006 tarihli krediden kaynaklanan tüm borcunu ödediği ve taşınmaz el değiştirdikten sonra önceki malike ait başkaca kredilerden kaynaklanan sözleşmeler nedeniyle taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu 278 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı banka lehine tesis edilen 12.05.2016 tarihli ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVALILAR : DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, aile konutu niteliğinde olan taşınmaz üzerine davalılardan kooperatif lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. İpoteğin kaldırılması isteği ipotek değeri üzerinden nispi harca tabidir. İpotek bedeli 100.000 TL'dir. İpoteğin kaldırılmasına ilişkin istemler nispi harca tabi olup, davanın değeri ipotek miktarı olduğundan, bu bedel üzerinden nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz (Harçlar Kanunu m. 30-32)....

              Her ne kadar eldeki davanın yargılamasında ipotek tesis tarihinde muvafakatnamedeki imzanın kadına ait olmadığı anlaşılmış ise de, davacı kadının taşınmazı satın aldığı tarihe kadar gerek ipotek, gerekse de dava dışı üçüncü kişiye yapılan satış işleminin iptali için aile konutundan kaynaklı haklarını kullanmadığı gibi aksine ipotek yüklü olduğunu bildiği halde taşınmazı satın aldığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip üzerine bu davayı açtığı, bu durumun TMK'nın 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralına uygun düşmediği anlaşılmakla mahkemenin davanın reddi kararının isabetli olduğu sonuç ve vicdaani kanaatine varılmıştır. Dava nispi harca tabi olup nispi harçla görüldüğüne ve mahkemece ipoteğin kaldırılması davası reddedildiğine göre; ipotek bedeli üzerinden davalı banka yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de usul ve yasaya uygundur. Açıklanan sebeplerle, karar usul ve yasaya uygun bulunmakla davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

              İcra Müdürlüğü 2017/7154 E. sayılı dosyası ile İİK 153. madde uyarınca ipoteğin kaldırılması için işlem yaptığını, ancak yapılan işlemin usule ve yasalara aykırı olup ipotek değerinin günümüz koşullarına uyarlanması gerektiğini, davacı tarafın ipoteğin günümüze uyarlanması için işbu davayı açtığını, Yargıtay'ın kökleşmiş ve süreklilik arz eden içtihat ve kararlarına göre ipotek bedelinin günümüz koşullarına uyarlanması gerektiğinin tartışmasız olduğunu, yalnızca ipotek bedeli ödenerek terkin işlemi yapılabilmesinin mümkün olmadığını, ipotek bedelinin taşınmaz mala emsal karşılaştırması yapılarak gerekirse mahallinde keşif yapılmak sureti ile değerlendirme yapılması ve ipotek bedelinin buna göre hesaplanmasının hakkaniyete uygun olacağını, ..vs beyanla yapılacak yargılama ile ipotek bedelinin günümüz koşullarına uyarlanmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin satın aldığı taşınmaz üzerinde önceki malik ,, Üreten tarafından 250.000-TL limitle dava dışı ,,i.'nin doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık olmak üzere davalı banka lehine ipotek tesis etmiş olduğunu, ancak dava dışı ,,i.'nin davalı bankaya borcunu ödemiş olmasına ve eski malik ,, Üreten'in de bankaya herhangi bir borcu bulunmamasına rağmen davalı bankanın sözkonusu ipoteği kaldırılmadığını belirterek, müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı tarafın müvekkili aleyhine daha önce.....

                nin davalı ile yaptığı bayilik sözleşmesinden doğmuş ve doğacak olan borçlarının teminatı olarak davacıya ait taşınmaz üzerinde ipotek tesis ettiğini, dava dışı ... Ltd. Şti.'nin borcunun devam ettiğini, ipoteğin terkin edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, ipoteğin ticari ilişkinin teminatı olarak davacı tarafından, oğlunun ortağı olduğu şirket olan ... Ltd.Şti ile davalı alacaklı şirket arasında düzenlenen 23/07/2007 tarihli üretici bayilik sözleşmesinin teminatı olarak verilen ipotek olduğu, bu ipoteğin üst sınır ipoteği olarak 100.000,00TL'lik olarak verildiği, iki şirket arasındaki alacak verecek ilişkisinin devam ettiği, ipoteğin asıl borca bağlı fer'i bir borç olması nedeniyle, asıl borç ödenmeden ipoteğin sona ermeyeceği, asıl borcun ödenmediği, ipoteğin terkin edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu