teminat olarak aldığını, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza ipotek tesis edilirken eş rızası alınmadığını, taşınmaz rehininin bir türü olarak ipoteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 881 ve devamı maddelerinde düzenlendiğini, TMK kanunu hükümleri incelendiğinde kural olarak ipotek tesisinde eşin rızası aranmadığının görülebileceğini, bu durumun istisnasının TMK 194. maddesinde yer alan aile konutu düzenlemesi olduğunu, ilgili hükme göre eşlerden herhangi biri diğer eşin rızası olmaksızın aile konutu üzerinde ipotek tesis edemeyeceğini, İpotek tesisi için eşin rızasının kanunen aranan bir şart olduğunu, gerek Kanun gerekse ilgili talimatlar bir arada değerlendirildiğinde malik ve borçlu sıfatının birlikte bulunmadığı ipotek tesisinde, taşınmaz maliki eş kefalet ya da herhangi bir kişisel güvenceyle yükümlü kılınıyorsa, işbu ipoteğin tesisi için eşin yazılı rızasının bulunmasının zorunlu olduğunu, eş tarafından verilmesi zorunlu olan rızanın sözleşmenin kurulmasından önce veya...
İpotekle ilgili bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Terkini dava konusu yapılan 21.05.1987 tarihli ipoteğin 18.05.1987 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin teminatı olarak tesis edildiği, incelenen resmi akit tablosundan anlaşılmaktadır. Az yukarıda sözü edildiği üzere, ipoteğin konusu, para olmayan verme, yapma, yapmama edimleri de teşkil edebilir ve ipotek bunların teminatı olarak da tesis edilebilir. Nitekim eldeki davada ipotek, yapılacak bir inşaatın teminatını teşkil etmek üzere kurulmuştur. O yüzden, kaldırılması 18.05.1987 tarihli inşaat yapım sözleşmesindeki koşulların (edimlerin) yerine getirilmesine bağlıdır. Yaptırılan keşif sonucu alınan 19.09.2011 tarihli bilirkişi raporunda, yapıda kaçak kat bulunduğu, inşaatın tasdikli projesine uygun yapılmadığı saptanmıştır. Şu haliyle, kurulan ipoteğin teminat fonksiyonu halen devam etmektedir....
Davalı banka vekili, cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaz üzerinde dava konusu ipotekten önce, başka bir bankadan kullanılan konut kredisi sebebiyle 1. dereceden ipotek tesis edildiğini, söz konusu ipoteğin müvekkil bankadan kullanılan ihtiyaç kredisi ile diğer bankadan konut alımı için kullanılan konut kredisi borcunun kapatılması suretiyle kaldırıldığını, 11/05/2017 tarihinde tesis edilen dava konusu ipoteğin, önceki ipoteğin kaldırılması üzerine 1. dereceye geçtiğini, taşınmazın konut kredisi borcunun ödenmesi için müvekkil bankadan kullanılan kredinin teminatını oluşturmak için tesis edilen ipotek için eş rızası alınmasına gereklilik bulunmadığını, taşınmaza aile konut şerhinin konulduğu 17/07/2019 tarihinden öncesi için aile konutu olduğunun ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Derece ipotek alacaklısının alacağı çıktıktan sonra bakiye 200.000TL ödeme suretiyle taşınmaz üzerindeki İşbank ve Denizbank ipoteklerinin kaldırılması konusunda anlaşılmış olduğunu, anlaşma kapsamında gerekli ödemelerin yapıldığı ve ipoteklerin kaldırıldığını, ancak 2. Derecede yer alan Denizbank'ın lehtarı olduğu ipotek kapsamında konulan 150/c şerhinin kaldırılması aşamasında, ipoteğin kaldırılması için 200.000TL ödeme almayı kabul eden banka ile yapılan bu anlaşma sonucu Denizbank'a yalnızca 200.000TL ödenmesine rağmen, 150/c şerhinin terkini için 2.Derecedeki ipoteğin üst limit olan 4.800.000TL üzerinde tahsil harcı alınmasının hatalı olduğunu, müvekkili için 200.000TL haricen tahsil söz konusu iken, 150/c şerhinin kaldırılması için ipotek üst limitinden tahsil harcı alınmasının hukuka ve hadiseye uygun olmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının davasının kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılarak, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davacının davasının reddine karar verilmesi istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhinin konulmasına ilişkindir....
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 01/02/2022 KARAR TARİHİ : 25/11/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ...'un genel müdür olarak çalıştığı ... Plastik Teknolojileri Sanayi Ve Ticaret A.Ş.(... Plastik Teknolojileri Sanayi Ve Ticaret A.Ş.) ile davalı ... Katılım Bankası A.Ş. Bursa şubesinin müşterisi olup, davalı bankadan alınmış olunan kredi karşılığında, müvekkile ait 1 adet gayrimenkul üzerine süresiz ipotek konulduğunu, bu gayrimenkulün, Bursa ili, Osmangazi İlçesi, Demirtaş Cumhuriyet Mahallesine kain ,300 Ada 11 Parsel de 136/96000 arsa paylı 4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırlması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, davacı eş, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından “açık rızası bulunmadan" davalı banka lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, tacir olan davalı bankanın ipotek tesisinden önce dava konusu yerin aile konutu olup olmadığının araştırılması gerektiği basiretli tacir gibi davranmadığı, belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.11.2005 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydında mevcut ipotek şerhinin terkini istemi ile açılmıştır. Davalı ipotek bedelinin 8.978,45 YTL olduğunu, bu bedelin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılacağını bildirmiştir. Mahkemece ipotek bedeli olan 1.105.040 TL icra dosyasına ödendiğinden, ipotek şerhinin terkinine karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir....
Davalı banka vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; muvafakatnamede bulunan imzanın kime ait olduğu hususunun açığa kavuşmadığını, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, tatbike medar imzaların toplanarak yeniden inceleme yapılması gerektiğini, ipoteğin kısman kaldırılması halinde ipoteğin nasıl uygulanacağını kararda gösterilmediğini, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması davasında dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı, aile konutu olarak kullanılan kısmın ayrılarak ipoteğin kısmen kaldırılmasının doğru olup olmadığı, dosyada eksik inceleme ile karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır. 2....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin terkini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline ait taşınmaz üzerinde davalı banka lehine ipotek şerhinin bulunduğunu, davalı yana ihtarname gönderilerek tapu kaydındaki ipotek şerhinin silinmesinin istendiğini, davalı bankanın cevabı ihtarnamesinde ipoteğin kaldırılması için 3167 Sayılı Yasa gereği her bir çek yaprağına karşılık bankanın ödemesi gereken asgari sorumluluk miktarının ödenmesinin gerektiğini bildirdiği, bankadan çekleri teslim alan önceki malik ...’nun herhangi bir borcunun bulunmadığını, kaldı ki, 07.08.2005 tarihinde vefat ettiğini, çek yapraklarının bulunmasının mümkün olmadığını, davalı bankaya da her hangi bir borcu da bulunmadığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydında...