"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konululması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından, ipoteğin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş... tarafından kendisinin haberi ve izni olmadan üzerinde ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş (TMK m.194), mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınma üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması-İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, açılan davada davalı eşi adına kayıtlı taşınmazın aile konutu olduğunu, taşınmaz üzerine davalı tarafından diğer davalı ... lehine ipotek tesis edilirken rızasının alınmadığını ileri sürerek; davalı ... lehine konulan ipoteğin kaldırılması ile taşınmazın tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmasını istemiştir. İpoteğin kaldırılmasına ilişkin istekler ayni hakla ilgili olduğundan nispi harca tabidir. İpotek bedeli üzerinden nispi harç alınması gerekir. Dava dilekçesinde harca esas değer 30.000 TL. gösterilmiş ve bu miktar üzerinden nispi harç yatırılmıştır. Oysa ki kaldırılması talep edilen ipotek bedelinin 100.000 TL. olduğu görülmektedir....
HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/04/2021 NUMARASI : 2020/357 ESAS - 2021/157 KARAR DAVA KONUSU : Aile Konutu Şerhinin Terkini KARAR : Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya Asliye 5. Ticaret Mahkemesi'nin 2020/357 Esas sayılı dosyası ile açılan aile konutu şerhinin terkini davasında 26/04/2021 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davacının eşi T5 12/05/2015 tarihinde aile konutu olarak kullandıkları Konya, Selçuklu; Yeni Selçuk Mahallesi, 28935 Ada, 3 Parsel, 11. Kat, ve 43. Bağımsız bölümde kayıtlı mesken ile ilgili haberi olmadan T3'ne birinci derecede ipotek verildiğini beyan ederek aile konutu olan mesken üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/04/2021 NUMARASI : 2020/357 ESAS - 2021/157 KARAR DAVA KONUSU : Aile Konutu Şerhinin Terkini KARAR : Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya Asliye 5. Ticaret Mahkemesi'nin 2020/357 Esas sayılı dosyası ile açılan aile konutu şerhinin terkini davasında 26/04/2021 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davacının eşi T5 12/05/2015 tarihinde aile konutu olarak kullandıkları Konya, Selçuklu; Yeni Selçuk Mahallesi, 28935 Ada, 3 Parsel, 11. Kat, ve 43. Bağımsız bölümde kayıtlı mesken ile ilgili haberi olmadan T3'ne birinci derecede ipotek verildiğini beyan ederek aile konutu olan mesken üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu olduğu, her ne kadar dava konusu taşınmaz riskli yapı olması sebebiyle tahliye edilmişse de ipotek tesis edildiği tarih itibariyle davacı ve ailesinin aile konutu olduğu, davalı bankanın basiretli biçimde davranmayarak taşınmaza ipotek konulması için davacının rızası alınmaksızın işlem yaptığı, davacı erkeğin dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebi yönünden ise taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebinin öncelikle tapu müdürlüğünden talep edilmesi gerektiği, davacı erkek tarafından bu yönde bir iddianın olmadığı gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması davasının kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebinin ise reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Davalılardan Mutlu T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın eksik harç ile ikame edildiği, davacının ipotek bedeli üzerinden harç yatırması gerektiği, TMK 194 maddesine göre ipoteğin terkini ve aile konutu şerhi konulması talebinin karşılık bulmasının ipoteğin tesis anında konutun fiilen aile konutu olarak kullanılıyor olmasına bağlı olduğu, davacının dava konusu taşınmazı 28/10/2011 tarihinde satın aldığı ve aynı gün davalı şirket lehine ipotek tesis edildiğinin tapu kayıtlarıyla sabit olduğu, tapuda yapılan işlemler dikkate alındığında gayrimenkulün edinimi ile davalı şirket lehine tesis edilen ipoteğin aynı anda olduğu, ipoteğin tesisi anında taşınmazın aile konutu olarak kullanılamayacağının açıkça ortada olduğu, tapu kayıtlarına güven ilkesi gereği ve TMK 1023 maddesi gereği davalı şirketin iyiniyetli olduğu, TMK 1023 maddesi kapsamında davanın reddi gerektiği, davacının da diğer davalı eş gibi, davalı şirkete borçlu olan şirketin hem ortağı, hemde yetkilisi...
Başka bir ifadeyle mülkiyetteki değişiklik ipotekli alacak ödenmeden ipoteğin terkinini gerektirmez. Öte yandan ipotek akit tablosunda yazılan «……. Bir yıl süreli … bila faiz …» sözcüğü ipotekli alacağın ipoteğin kurulduğu tarihten itibaren bir yıl sonrasına kadar icra takibine konulamayacağı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin ancak bir yıl geçtikten sonra yapılabileceği anlamını taşır. Dolayısıyla, ipoteğin yapıldığı tarihten itibaren bir yıl geçmesi ipoteğin terkini için hukuki bir neden değildir. Bütün bunlardan ayrı ipotekli alacağın ödendiğini ispat yükü ipotek borçlusuna düşer. Davalı şirketin bir başka bir dava sebebiyle sistemin nasıl işlediğini açıklayan dilekçesindeki beyanı eldeki davada ipoteğin dayanağı olan borcun bulunmadığı ya da ipotek alacağının ödenmiş olduğu sonucunu doğurmaz. Belirtilen nedenlerle mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Aİle Konutu Şerhi Konulması - İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından ipoteğin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. İpoteğin kaldırılması talebi ipotek bedeli üzerinden nispi harca tabidir. İpotek bedelinin 800.000 TL olduğu görülmektedir. Davacı, taşınmaz değerinin 80.000 TL olduğunu beyan ederek bu miktar üzerinden nispi harcı yatırmıştır. İpotek bedelinin tamamı üzerinden (800.000 TL) Harçlar Kanunu 30-32. maddesi gereğince eksik olan nispi peşin harç tamamlattırılmadan, 80.000 TL üzerinden yatırılan harç yeterli görülerek yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2010/2971 Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattıklarını, 20/05/2013 tarihinde 850.000,00 TL bedelle müvekkili bankaya ihale edildiği, tarafların boşandıklarını, bahse konu taşınmazın aile konutu vasfını yitirdiğini, ipoteğin tesis edildiği tarihte taşınmazın diğer davalı adına kayıtlı olduğunu, tapu kaydında aile konutu olduğuna dair şerh de bulunmadığını, müvekkili Bankanın iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, mülkiyet kazanımının korunması gerektiğini, davacı tarafın ipoteğin tesis edildiği tarihten itibaren 12 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra aile konutu olduğunu iddia ederek ipoteğin kaldırılması davası açmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacı tarafın huzurdaki davayla birlikte her ne kadar tasfiye ve edinilmiş mallara katılma talebinde bulunmuş ise de, huzurdaki davanın niteliği itibariyle tespit davası olduğu göz önüne alındığında ayrıca eda talebinde bulunulamayacağını, bu taleplerinin huzurdaki...
teminat olarak aldığını, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza ipotek tesis edilirken eş rızası alınmadığını, taşınmaz rehininin bir türü olarak ipoteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 881 ve devamı maddelerinde düzenlendiğini, TMK kanunu hükümleri incelendiğinde kural olarak ipotek tesisinde eşin rızası aranmadığının görülebileceğini, bu durumun istisnasının TMK 194. maddesinde yer alan aile konutu düzenlemesi olduğunu, ilgili hükme göre eşlerden herhangi biri diğer eşin rızası olmaksızın aile konutu üzerinde ipotek tesis edemeyeceğini, İpotek tesisi için eşin rızasının kanunen aranan bir şart olduğunu, gerek Kanun gerekse ilgili talimatlar bir arada değerlendirildiğinde malik ve borçlu sıfatının birlikte bulunmadığı ipotek tesisinde, taşınmaz maliki eş kefalet ya da herhangi bir kişisel güvenceyle yükümlü kılınıyorsa, işbu ipoteğin tesisi için eşin yazılı rızasının bulunmasının zorunlu olduğunu, eş tarafından verilmesi zorunlu olan rızanın sözleşmenin kurulmasından önce veya...