Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Elbette cebri icra ile ilgili olarak temel yasa niteliğindeki İİK menfi tespit davalarında icranın durdurulmasını özel koşullara bağlamıştır. Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda; itiraz eden banka aleyhine birleşen dosya ile ayıbın giderilmesi istemli dava açılarak ; ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

İpotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olduğu, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tüm takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden ve diğer hacizler ile takyidatlardan dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin, hacizlerin takyidatların tüm fer'ileri ile birlikte fekki istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....

Genel nitelikte yasaklama ile alacaklıların takip haklarının engellenmesinin hak ve yarar dengesini bozacağı ortadadır. Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir. Ancak verilen tedbir kararının davalı banka ve finans kuruluşu dışında diğer takyidat alacaklarını da kapsadığı bu durumun davada taraf olmayan 3....

404/801 payının değerinin ise 1.280.576,00 TL x (404/801) = 645.883,53 TL = 645.880,00 TL olarak hesaplandığı; sonuç olarak dava konusu taşınmazın dava tarihi olan 30.12.2019 tarihi itibari ile değerinin 645.880,00 TL olarak takdir ve tespit edildiğinin ifade edildiği; yerleşik Yargıtay uygulaması doğrultusunda keşif sırasında belirlenen taşınmaz değeri ile terkini talep edilen takyidatların toplam değerinden az olanı üzerinden harç alınması gerektiği anlaşılarak tapu iptal ve tescil talepli asıl dava yönünden eksik 9.322,26 TL ve haciz şerhlerinin terkini talepli birleşen dava yönünden hacizli alacakların toplamı ile dava konusu taşınmaz değerinden hangisinin değeri az ise bu değer üzerinden nispi harç alınması gerektiği anlaşılmakla eksik 10.859,24 TL nispi karar ve ilam hacının tamamlatıldığı; Somut olayda eldeki asıl davanın tapu iptali ve tescil ile ipoteğin kaldırılması ve birleşen davanın ise haciz ve takyidatların kaldırılması istemine ilişkin olmasına; davacı arsa sahibi ile asıl...

İstinaf Sebepleri Şikayetçi vekili istinaf dilekçesinde; önceki beyanlarını tekrarlayarak müvekkilinin hacizli olarak satın aldığı taşınmazlar üzerindeki hacizlerin İİK 106. maddede yazılı sürede satış istenmemesi nedeniyle düştüğünü, İİK 110. maddedeki şartın gerçekleşmesi halinde müvekkilinin haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olduğunu, hacizlerin 30.11.2016 tarihinde konulduğunu, müvekkilinin taşınmazları 24.03.2017 tarihinde satın aldığını, 1 yıllık yasal sürede alacaklı tarafından satış istenmediğini, hacizlerin kaldırılması gerektiğini iddia etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 30.11.2016 tarihinde takip borçlusu dava dışı ... Turizm Ticaret A.Ş. adına kayıtlı İstanbul ili, Tuzla ilçesi, Orhanlı Mah....

    in kefil olduğunu, aracın müvekkiline hiç teslim edilmediğini, sözleşme tarihinden önce kolluk kuvvetleri tarafından aracın bağlandığının daha sonra öğrenildiğini, davalı şirketin sözleşme sebebiyle verilen senetlere dayanarak icra takibi yaptığını, müvekkilinin araçlarının bağlanarak trafikten men edilmesi nedeniyle hacizlerin kaldırılması için davalı şirket lehine ipotek verildiğini, finansal kiralama sözleşmesinin batıl olduğunu belirterek icra takibinin iptaline, borcun olmadığının tespitine, 10.000 TL manevi, 10.000 TL maddi tazminatın tahsiline ve ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili, davacının sözleşmenin imzalanması ile peşinatı ve ilk taksidi ödediğini, diğer taksitleri ödemediğinden ihtarname çekilerek sözleşmenin feshedildiğini, malın iadesi için açılan davanın kabul edildiğini, davacının ihtarnameye ve malın iadesi davasına itiraz etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      ödeyerek satın almış olmasına rağmen sonradan haksız ve hukuka aykırı davranışlar sonucunda konulan ipotek ve hacizler nedeniyle tapu devrini alamaması hakka, adalete, hakkaniyete, usul ve yasaya, tüketicilerin korunmasına yönelik düzenlemelere tamamen aykırı olduğunu, emsal teşkil edecek, T5 T.A.Ş. ve T7 A.Ş.'...

      Somut olayda, davacı borçlunun İş Bankası ve HSBC bankalarındaki hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılması talebinin 18/10/2021 tarihli müdürlük kararı ile reddedildiği, icra müdürlüğünün haciz talebi üzerine belirtilen bankaların takip dosyasına gönderdikleri yazı cevaplarının içeriği, yukarıda belirtilen yasal mevzuat dikkate alındığında icra müdürlüğü ve ilk derece mahkeme kararı kararı usul ve yasaya uygun olmakla, yerinde görülmeyen istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmaz üzerinde bulunan haciz, rehin ve ipoteğin kaldırılmasına ilişkin talepleri hakkında bir karar verilmemesinin doğru olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep temiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, taşınmaz üzerinde bulunan ipotek, haciz ve rehnin kaldırılması istemine ilişkindir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ve kamu düzeni ilkesi de dikkate alınarak yapılan incelemede; Haciz şerhinin, ipoteğin ve rehnin terkini istemine ilişkin bu tür davalarda, tüm şerh, ipotek ve rehin lehtarlarının davada davalı olarak yer alması zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup mahkemece, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir....

      vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle taşınmazdaki ipotek bedeline göre eksik nispi harcın tamamlattırılması gerektiğini, ipoteklerin ve hacizlerin terkinine ilişkin davada Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan görev itirazında bulunduklarını, müvekilinin ikametgahına göre İstanbul (Çağlayan) Mahkemelerinin yetkili olduğundan yetki ilk itirazında bulunduklarını, müvekkili ile davacı arasında hukuki ilişki bulunmadığından husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili ile diğer davalı Garanti-Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmelerinin teminatını teşkil etmek üzere ve tapu kaydına güvenilerek müvekkili lehine ipotek tesis edildiğini, finansal kiralama sözleşmeleri uyarınca davalı Garanti Koza İnşaat San. ve Tic. A.Ş.’nin müvekkiline olan borçlarının devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

      UYAP Entegrasyonu