Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin kusurundan kaynaklandığı kabul edilse bile bu nedenle davalıdan kanuni ipotek tesisi talebinde bulunulamayacağı, davacı tarafından ipotek tesisine yönelik talebin işin tamamlanmasından (iş tamamlanmadığından fesih tarihi başlangıç tarihi olarak kabul edilse bile) itibaren üç ay içerisinde yapılması gerektiği, bu yönde mahkemeden alınmış bir kararın bulunmadığı, dosyamızda da hak düşürücü süre içerisinde bir başvuru yapılıp geçici tescil kararı alınmadığı" gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir....

    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının ipotek bedelinin ödenmemesinden dolayı tapu iptali ve tescil ile taşınmazın dava tarihindeki bedelini talep edemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafından ancak geçmiş günler faizi istenebileceğini, ipotek bedelinin ödenmemesinde müvekkilinin kusurlu olmadığını, davacının ipotek süresi dolduktan sonra alacağını takip etme imkânı bulunduğu hâlde bu hakkını kullanmadan yaklaşık on yedi yıl sonra eldeki davayı açmasından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin 12.11.2010 tarihinde davacıya gönderdiği ihtarname ile ipotek bedelinin ödenmesi için tebliğ tarihinden itibaren üç gün içinde hesap numarası bildirmesini istediğini, ancak ipotek alacaklısı davacının hesap numarası bildirmediği gibi müvekkilinin ihtarına cevap dahi vermediğini, ipotek bedelinin ödenmemesinde kusurlu tarafın davacı olduğunu, müvekkilinin ipotek bedelinin 25.05.1999 tarihindeki karşılığı olan 10.000,00 TL’yi ödemeye hazır olduğunu belirterek...

      Davalı, kur’a sonucu eşi ...’e B Blok 3 nolu bağımsız bölümün isabet ettiğini, kooperatif tasfiye memurları tarafından B Blok 9 nolu bağımsız bölümün adına tapuya tescil ettirildiğini, yapılan işlemlerde bir kusuru olmadığını, halen 3 nolu bağımsız bölümü kullandığını, davacı adına tescil ettirilen 3 nolu bağımsız bölüme davacı tarafça kredi kullanılarak ipotek tesis ettirildiğini, ayrıca davacının borçlarından dolayı üzerine hacizler konduğunu, davacı tarafça 3 nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipotek ve hacizler kaldırıldığında adına tesciline muvafakat edeceğini, davacının kötü niyetle bu davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

        O halde, 25.02.1999 tarihli ve 472 yevmiye no.lu satış işleminde satış bedeli ödenmediği takdirde taşınmazın mülkiyetinin iade edileceğine dair bir ihtirazi kayıt bulunmadığından, davacı ...’un taşınmaz mülkiyetini geri almak için iptal-tescil isteminin dinlenmeyeceği, davacının bedel talep etme hakkının bulunduğu ortadadır. Tapu iptal ve tescil isteminin reddedilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Davacı vekilinin hükmedilen bedele yönelik temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda, 25.02.1999 tarihli ve 472 yevmiye no.lu işlemle satıcı (davacı) ... lehine kurulan ipotek, kesin borç (karz) ipoteği değildir. Bilindiği üzere, 4721 sayılı TMK’nın 893. maddesinde; "Aşağıdaki alacaklılar, kanunî ipotek hakkının tescilini isteyebilirler: 1....

          İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin taşınmazın 2981 sayılı İmar Mevzuata kapsamında alıcısı davalı Pozitif İletişim.... Ltd. Şti olarak tapuya tescil edilmiştir. Tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır....

          İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin taşınmazın 2981 sayılı İmar Mevzuata kapsamında alıcısı davalı .... Ltd. Şti olarak tapuya tescil edilmiştir. Tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır....

            Yargılama devam ederken davaya dahil edilen ipotek ve haciz lehdarları olan dahili davalılar ..., ..., ... Bankası ve ... Bankası da davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne, 4904 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına olan kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline, taşınmaz üzerinde bulunan ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü davalı ..., dahili davalılar ... Bankası ve ... Bankası vekilleri temyiz etmiştir. Dava, şerhlerden arındırılmış olarak tapu iptal ve tescil talebine ilişkin olup; kayıt maliki ... davayı kabul etmiştir. Mahkemece; kapatılan ......

              İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın olması Türk Medeni Kanununun 856. maddesi uyarınca bunun tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta; 10.05.1955 tarihli ipotek akdi karz amaçlı olarak kurulmuştur. İpotek akit tablosunda akdin alınan 5700 TL. karşılığı kurulduğu görülmektedir. İpoteğin çerçevesini de resmi senet çizeceğinden ve resmi senette kararlaştırılan vadeden sonra ipotek bedelinin artırımı yazılmadığından ipotek alacaklısı sözleşme hilafına bedelin artırılmasını isteyemez. İsteyebileceği sadece 10.09.1958 tarihinden ipoteğin paraya çevrilmesi anına kadar faiz alacağıdır. Mahkemece yapılan bu hukuki saptamanın aksine ipotek bedelinin artırımına karar kılınması doğru olmamıştır....

                Hal böyle olunca, mahkemece davacı tarafa davasını 244 ada 445 parsel sayılı taşınmazda ipotek hakkı bulunan ...Bankası'na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınarak taraf koşulu sağlanmalı, dava dilekçesi ve duruşma günü adı geçen ipotek sahibine yöntemince tebliğ edilmeli, varsa savunma ve delilleri incelenip toplanmalı, bundan sonra tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....

                  Hal böyle olunca, mahkemece davacı tarafa davasını 161 ada 284 parsel sayılı taşınmazda ipotek hakkı bulunan ...Bankası'na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınarak taraf koşulu sağlanmalı, dava dilekçesi ve duruşma günü adı geçen ipotek sahibine yöntemince tebliğ edilmeli, varsa savunma ve delilleri incelenip toplanmalı, bundan sonra tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu