WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK'nın 893/3. maddesinde “Bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya zanaatkarlar”ın kanuni ipotek haklarının olduğu ve bunun tescilini isteyebilecekleri, 895. maddesinde de zanaatkarların ve yüklenicilerin kanuni ipotek haklarının çalışmayı veya malzeme vermeyi yüklendikleri andan başlayarak tapu kütüğüne tescil olunabileceği, tescilin yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerektiği, tescilin yapılması için alacağın malik tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olmasının şart olduğu, malik yeterli güvence gösterirse tescil istenemeyeceği düzenlenmiştir....

ın, davacı ile evlilik birliği devam ederken, fiilen birlikte oturdukları ve adına kayıtlı bağımsız bölüm üzerine tek taraflı beyan ve iradesiyle diğer davalı banka lehine ipotek tesis ettirdiği, davalı banka tarafından sunulan muvafakatnamede ki imzanın davacıya ait olduğunun ispatlanamadığı, bu hâle göre malik olmayan davacı eşin açık rızasının alındığının kabul edilemeyeceği ve dava konusu taşınmazın cebri satış sonucu davalı banka adına tescil edildiği, bu durumda davalı bankanın 4721 sayılı Kanun’un 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı, illilik prensibi gereğince asıl işlem baştan itibaren geçersiz olduğu, buna bağlı olarak davalı banka adına cebri satış sonucu yapılan tescil de yolsuz tescil niteliğinde olacağı (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 28.11.2019 tarih, 2019/2-318 Esas ve 2019/1238 Karar sayılı kararı), bu itibarla, aile konutu niteliğinde olan taşınmaz üzerine konulan ipotek için davacı eşin açık rızası bulunduğu ispatlanamadığından, cebri satış sonucu davalı...

    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, her ne kadar davacı vekilince taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması talep edilmiş ise de; TMK'nın 1020. maddesi uyarınca tapu sicilinin aleni olduğu, hiç kimsenin tapu sicilindeki kaydı bilmediğini ileri süremeyeceği, keza TMK'nın 1023. maddesi gereğince de tapu kütüğündeki tescile iyiniyete dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan 3. kişinin bu kazanımının korunacağı, davalı banka lehine ipotek tesis edildiği tarihte taşınmazın lehine ipotek tesis edilen şirket üzerine kayıtlı olduğu, kredi ön taleplerinin değerlendirilmesi ve ekspertiz aşamasında taşınmazın lehine ipotek tesis edilecek şahıs ya da şirket adına kayıtlı olması zorunluluğunun bulunmadığı, davacı taraf her ne kadar ayni hak sahibi bankanın kötüniyetle ipotek tesis ettiğini iddia etmiş olsa da bu iddiasını kanıtlayamadığı, davacının ipotek nedeniyle oluşacak zararını ipotek tarihinde taşınmazı kötüniyetle iktisap eden Kuzeymar Balıkçılık şirketine karşı ileri...

      B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddi gerektiğini, öncelikle ipotek bedelinin ödenmemesinden dolayı tapu kaydının iptali ve tescil talep edilemeyeceği gibi taşınmazın dava tarihindeki bedelinin de talep edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte ancak ve ancak geçmiş günler faizi istenebileceğini, Yargıtay kararlarına göre de ipotek alacaklısının ipotek bedelinin geç ödenmesinden dolayı ancak geçmiş günler gaizini isteyebileceğini, ipotek bedelinin ödenmemesinde davalının kusurlu olmadığını, davacı alacaklının ipotek süresi dolduktan sonra alacağını takip etme imkanı varken bu hakkını kullanmadan yaklaşık 17 yıl sonra işbu davayı açtığını, davalının bu anlamda kusuru bulunmadığını, davacının 12/11/2010 tarihli ihtarname ile ödeme süresinin dolduğunu, faiz şartının konmaması nedeni ile sadece 10.000,00 TL alacağının mevcut olduğunu ve ipotek bedelinin ödenmesi için tebliğ tarihinden itibaren üç gün içinde hesap numarasının bildirilmesini...

      HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 1225 ada 7 parsel saylı taşınmazdaki hissesinin intikal ve satış işlemlerini gerçekleştirilmesi ve bedelin kendisine ödenmesi için süreli vekaletname verdiği davalı vekil Yalçın'ın diğer davalı ...'e devir yaptığını ancak vekilin payı çok düşük bedelle ve ücret ödemeden devrettiğini, yine dava konusu 27412 ada 9 parselde bulunan taşınmazın üzerine ipotek tesis işlemi için davalı ...'a süreli vekaletname verdiğini, davalı ...'ın vekaleten diğer davalı ... lehine ipotek tesisi yaptığını, ipotek tesisi için ortada gerçek bir alacağın olmadığını, davalı ...'...

        Mahallesi ... ada 3 parsel sayılı taşınmazın sahibi olduğunu, imar ıslah çalışmaları neticesi tapulu arsaların zayi olması nedeniyle, belirtilen taşınmazda 5.200,00 TL kanuni ipotek alacaklısı yapıldığını, tapuda şerh edilmiş olan ipotek alacağının dava tarihi itibarıyla gerçek değerinin hesaplanarak faizi ile birlikte tahsiline ve ipotek şerhinin terkinine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı tarafça verilmiş cevap dilekçesine dosya içerisinde rastlanmamıştır. III. MAHKEME KARARI Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ipotek terkin edilmiş olduğundan, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yerolmadığına dair hüküm kurulmuştur. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

          Bir kısım davalılar, ipotek bedelinin dava tarihine kadar ulaşan değeri ile faizinin ödenmesi halinde davayı kabul edeceklerini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin TMK'nın 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre dava konusu 183 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ... oğlu ... lehine ipotek şerhinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki; dava, ipotek lehdarı olmadığı halde ......

            ün borcu nedeniyle tapu kaydına konulan ipotek ve hacizlerin kaldırılmasını istemiştir. Davalı idare vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dava konusu taşınmazda davacının payı üzerine dava dışı ... Bankası ... lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına, haciz şerhlerinin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. İpoteğin kaldırılması istemini içeren davaların ipotek alacaklısına karşı yöneltilerek açılması gerekir....

              İpotek tesisi için, rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (ipotek sözleşmesinin) bulunması Türk Medeni Kanununun 856.maddesi hükmünce de tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Kuşkusuz, alacak sona erdiği halde, alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile mahkemeden isteyebilir. Somut olaya gelince; Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, 15.07.2003 günlü ipotek sözleşmesinin davalı tarafından davacıya 38807 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 60/686 arsa paylı 1.normal kat 5 numaralı meskenin satışı sebebiyle kurulduğu anlaşılmaktadır. Resmi senette, satışın 11.milyar TL üzerinden yapıldığı, satış bedelinden 1.milyar TL’nin peşin ödendiği, kalan 10.milyar TL için de 5 yıl süreli ipotek (rehin sözleşmesi) kurulduğu görülmektedir. İpotek akdinin tesis nedeni ortadan kalkmadan ipoteğin terkini düşünülemez....

                Mahkemece dava konusu makinalar üzerinde 1.10.2007 tarihli ipotek belgesi ile davalı 3.kişi lehine ipotek tesis edilmiş olduğu, bu menkullerin ipotek senedine ilişkin teferruat listesinde de yer aldığı, ipotek hakkının bölünemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu