Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı bankanın kendisine yapılan yazılı başvuru ve ipotek borçlusunun ipotek alacaklısı bankaya ipotekten veya farklı bir husustan kaynaklanan herhangi bir alacağının olmamasına rağmen dava açılmasından evvel kendisine yapılan başvurudan sonraki 15 gün içerisinde ipoteğin fekkini gerçekleştirmemesinden dolayı davanın açılmasına sebebiyet verdiğinin açık olduğunu, davanın konusunu teşkil eden ipotek dava açıldıktan sonra ancak ön inceleme tutanağı imzalanmadan fek edildiğini, davacı tarafından dava açıldıktan sonra davalı bankaya tekrar yazılı başvuruda bulunulmuş ve ipotek fek harcı ödenerek ipotek fek ettirildiğini, bankaların ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeleri masrafları ipotek yükümlüsünden isteyebileceğini, 21,70 TL tutarındaki ipotek fek harcının zorunlu miktar olarak kabulünün mümkün olmadığını, ipoteğin yargılama aşamasında kaldırıldığını, davanın konusunun kalmadığını, bu nedenle açılan davada...

    Diğer taraftan, taşınmaz rehninin terkinini gerektiren bir neden de borçlunun (malikin) ipotek konusu borcu ödemek suretiyle ipoteği terkin ettirmesidir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. İpoteğin terkin sebebi ne olursa olsun yasalarda ipoteğin on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra veya ipotek süresinin bitmiş olması nedeniyle kaldırılacağına ilişkin özel bir hüküm yoktur....

    Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen ipoteği terkin etmezse taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yoluyla isteyebilir. Somut olaya gelince; Kaldırılması istenen ipotek malikinin davacı olduğu Küçükçekmece, 634 parsel sayılı taşınmazdaki 10/1600 arsa paylı zemin kat 33 numaralı dükkân niteliğindeki tapu kaydı üzerindedir. Davalılar, 12.09.2000 tarihli resmi senetle tesis olunan ipoteğin davalıların miras bırakanı ...’in davacının eşi olan ....e, Güzelkent Hukukçular ve İdareciler Konut Yapı Kooperatifindeki tripleks villanın satışından kaynaklanan alacağın teminatı amacıyla konulduğunu bu alacağın ödenmediğini savunmuş, mahkemece de savunma doğrultusunda dava reddedilmiştir....

      Kuşkusuz alacak ödenmek suretiyle sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen tapuda terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin kaldırılmasını dava yoluyla mahkemeden isteyebilir. Somut olayda; davacı sözleşmedeki taşınmazın borcu olan miktarın davalı kooperatife ödendiğini iddia etmiş, bu iddia mahkeme tarafından yerinde bulunarak ipotek kaldırılmıştır. Davalının davacıya ait taşınmazla teminat altına alınan alacağının neden ibaret olduğu ve ne ile sınırlı kaldığı taraflar arasındaki 15.04.2002 günlü ipotek tesis sözleşmesinin özellikle ilk paragrafında yazılıdır. Başka bir anlatımla davacıya ait taşınmaz, davalının bu sözleşmede yazılı alacaklarını karşılamakla yükümlüdür. Sözleşmeye uygun yükümlülüğün kapsamını tayin işinin özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği de kuşkusuzdur. O halde somut uyuşmazlığın çözümünde HUMK.nun 275. maddesi hükmünce bilirkişi incelemesi yapılmaksızın sonuca ulaşmak olanağı yoktur....

        İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) Türk Medeni Kanunu’nun 856. maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Nitekim mahkemece ipotek şerhi bu nedenle kaldırılmıştır. Az yukarıda sözü edildiği üzere, 17.7.2001 günlü akit tablosuyla tesis edilen ipotekten yararlanacak kişi alacaklı olan davalıdır. Akit tablosunda ipoteğin 1 ay süreli faizsiz olarak 1 milyar lira için kurulduğu görülmektedir. İpoteğin 17.7.2001 olan akit tarihine 1 ay ilave edilmesi sonucu bulunacak vade günü kaldırılması gerekir....

          nin ticaret sicil kaydının incelenmesinde; şirketin ticaret sicilinden tasfiye edilerek terkin edildiği veya iflas nedeniyle Ticaret Sicil Müdürlüğünden kaydının kapatıldığına ilişkin herhangi bir bilginin yer almadığı, tasfiyesinin sona ermediği ve ticaret sicilinden terkin edilmemiş olduğu görülmüştür. TTK 547. Maddesine göre ancak tasfiyenin kapanmasından sonra yeniden tescil kararı verilebilir. İhyası istenen ... A.Ş.'nin tasfiyesi tamamlanıp Ticaret Sicilinden terkin edilmemiş olduğu anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            nin ticaret sicil kaydının incelenmesinde; şirketin ticaret sicilinden tasfiye edilerek terkin edildiği veya iflas nedeniyle Ticaret Sicil Müdürlüğünden kaydının kapatıldığına ilişkin herhangi bir bilginin yer almadığı, tasfiyesinin sona ermediği ve ticaret sicilinden terkin edilmemiş olduğu görülmüştür. TTK 547. Maddesine göre ancak tasfiyenin kapanmasından sonra yeniden tescil kararı verilebilir. İhyası istenen ... A.Ş.'nin tasfiyesi tamamlanıp Ticaret Sicilinden terkin edilmemiş olduğu anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır. Alacak sona erdiği halde, alacaklı, terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yoluyla isteyebilir. Kuşkusuz kurulan ipoteğin temelini, ipotek akit tablosu teşkil eder. "Davacı, kanuni ipoteğin terkinini talep ettiğinden, terkin halinde ödenecek bedel, ipotek bedelinin faizi ile birlikte ulaştığı değer değil, davacının taşınmazına davalılara ait taşınmazdan imar parseli oluşturulabilmek için katılan 36 m2 yerin rayiç değeridir. Mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacı parseline giden 36 m2'nin dava tarihindeki rayiç değerini hesaplatmak, bu bedeli depo ettirmek, ödenmesine karar vermekten ibarettir. Değinilen yönün gözardı edilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir." (Yargıtay 14....

              İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır. Alacak sona erdiği halde, alacaklı, terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yoluyla isteyebilir. Kuşkusuz kurulan ipoteğin temelini, ipotek akit tablosu teşkil eder. "Davacı, kanuni ipoteğin terkinini talep ettiğinden, terkin halinde ödenecek bedel, ipotek bedelinin faizi ile birlikte ulaştığı değer değil, davacının taşınmazına davalılara ait taşınmazdan imar parseli oluşturulabilmek için katılan 36 m2 yerin rayiç değeridir. Mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacı parseline giden 36 m2'nin dava tarihindeki rayiç değerini hesaplatmak, bu bedeli depo ettirmek, ödenmesine karar vermekten ibarettir. Değinilen yönün gözardı edilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir." (Yargıtay 14....

              Bu yasal düzenlemelere göre; her ne kadar dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki ipotek süresi 3 yıl olarak belirlenmiş ise de, 26/02/1986 tarihinde konulan bu ipotek için sürenin bittiği 26/02/1989 tarihinden itibaren 30 gün içinde taşınmaz maliki tarafından herhangi bir terkin isteğinde bulunulmadığı, 7181 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 10/07/2019 tarihine kadar da bu konuda bir başvuru olmadığı anlaşılmakla, 7181 Sayılı Yasanın 3 ve 19. Madde hükümlerinin 01/01/2020 tarihinde yürürlüğe girecek olması ve eldeki davanın ise 16/01/2020 tarihinde açılması karşısında, söz konusu 30 günlük sürenin dava tarihinde dolmadığı belirlenmiştir. Buna göre; davaya konu ipoteğin süresinin dolduğu gerekçesiyle tapudan terkin edilmesinin bu aşamada yasal olanağının bulunmadığı görülmektedir....

              UYAP Entegrasyonu