Böylelikle üzerlerine kayıtlı başkaca taşınmaz da olmadığı görünen davacı ve davalı eşin iş bu dava konusu taşınmazın giriş katında bulunan daireyi aile konutu olarak kullandıkları, aile konutu vasfı taşıyan taşınmaz üzerine ipotek tesisi mümkün olmadığından ve iş bu dava bakımından da eş rızası alınmaksızın ipotek tesisi yapıldığından bu ipotek tesisinin usul ve yasaya uygun olmadığı, yalnızca taraflar için aile konutu vasfı taşıyan giriş kattaki bağımsız bölüm bakımından aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılması gerektiği gerekçesi ile dava konusu tapuda arsa vasıflı olan ancak fiiliyatta 4 katlı mesken olan taşınmazın (50119 nolu sokağa cepheli 22 kapı numaralı) “giriş kat daire olan bağımsız bölüm” ile sınırlı olması kaydı ile ipoteğin kaldırılmasına ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
dan satın alındığı, satın alma işlemi sırasında taşınmaza banka lehine (konut kredisi) ipotek tesis edildiği, ipotek tesisi nedeniyle davalı ...'nın eşinden ipotek için rızasının alındığı, davalı ...'ın 18.06.2015 tarihinde dava konusu taşınmazı şerhler beyanlar ve rehin haklarının varlığını bilerek satın aldığını, taşınmazın Tümay tarafından ...'ya satışı sırasında davacı kadının rızası alınmamış ise de taşınmaz davalı ... tarafından ...'dan satın alındığına göre satış işleminin iptali konusunda davanın konusuz kaldığı; kadının takyidatlardan ari olarak aile konutu şerhi konulması talebinde bulunduğu, taşınmaz ipotekle yükümlü olarak davacı kadının eşi tarafından satın alındığı ve satın alma işlemi sırasında kadının rızası gerekmediğine göre aile konutu şerhi konulması talebinin reddine ilişkin kararın yerinde olduğu; ipotek tesis edilirken taşınmazı satın alan ...'...
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; TMK'nun 194/1 maddesine göre ''eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.'' bu madde hükmü ile aile konutu şerhi '' konulmuş olmasa da '' eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten varolduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır.Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma '' emredici '' niteliktedir.Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşması ile de ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak '' belirli olan '' bir işlem için verilebilir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazda, malik olmayan eşin rızası alınmadan ipotek verildiğinden bahisle Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince, davalı şirket adına olan 1.12.2004 tarih, 3756 yevmiye ve 10.7.2009 tarih, 4042 yevmiye numaralı ipoteklerin iptaline ve tapu kaydına aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre; “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz”. Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikle yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir....
Emsal Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan yerel mahkemenin “Direnme gerekçesinde” açıkça belirtildiği üzere Türk Medeni Kanunu madde 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konulunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz,” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “Konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahî aile konutudur....
Davacı kadın tarafından açılan aile konutu olarak kullanılan ve mülkiyeti davalılardan ...'na ait taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulması ve taşınmazın üzerine konulmuş olan ipoteğin kaldırılması davasının yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince; taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulmasına, ipoteğin kaldırılması davasının reddine hükmedilmiş ve hükme karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 01.11.2018 gün ve 2017/6349-2018/12283 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Davacı aile konutu olan taşınmaz üzerine, davalı eşi tarafından diğer davalı lehine ipotek tesis edildiğini belirterek, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince ipoteğin kaldırılmasını ve tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmasını istemiş, mahkemece aile konutu şerhi konulması talebinin kabulüne, ipoteğin kaldırılması davasının ise reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizce, "Davacı ile davalı eş Ercan'ın dava konusu taşınmazı aile konutu olarak kullandıkları, davalı ...'ın davacı eşin "açık" rızası olmadan işbu taşınmaza diğer davalı lehine ipotek tesis ettirdiği anlaşılmaktadır....
Davacı, davalı eş adına tapuda kayıtlı olan aile konutu niteliğindeki taşınmaza muvafakati olmadan ipotek konulması nedeniyle ipoteğin kaldırılmasını ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep etmiş, mahkemece ; ipotek tesisine ilişkin işlemden önce aile konutu olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığı, lehine ipotek verilen ...A.Ş' nin kötü niyetli olduğu kabul edilse bile ipotek daha sonra ...A.Ş. tarafından ...'a, ...'dan ise davalı ... otomotiv Ltd. Şirketine temlik edildiği, ... Otomotiv Ltd....
İzmir olduğunun belirtildiği, ipotek tarihinden bu yana aile konutu olarak taraflarca belirli bir tahsis çerçevesinde kullanıldığına ilişkin olarak dosya kapsamında bulunan belge ve bilgilerin aksini ispata yarar delil bulunmadığı, ipotek işleminin yapıldığı tarihte taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı hususunun subut bulmadığı gerekçesiyle davacının ipoteğin kaldırılmasına yönelik davası sübut bulmadığından reddine; aile konutu şerhi konulmasına ilişkin dava yönünden ise; davacı asil tarafından 10.11.2021 tarihli celsede tapuya aile kotu şerhi konulması talebi ile ilgili hiç başvuruda bulunmadığı, doğrudan dava açtığının beyan edildiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Kanunla değiştirilmiş, yapılan değişikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceğin kabul edildiği, anılan yasal değişikliğinden...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2021 NUMARASI : 2020/546- 2021/714 DAVA KONUSU : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))|Aile Konutu Şerhi Konulması (Çekişmeli) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı T4 tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki vakıalar nedeniyle hukuka aykırı tesis edilen 09/11/2018 tarihli ipotek işleminin geçersizliğinin tespiti ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, taşınmazın aile konutu olduğuna dair tapuya şerh verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T3 süresi içinde cevap dilekçesi vermediği görülmüştür....