Şti. tarafından davalı lehine kurulmuş ipotek olduğunu, ancak bu ipoteğin borçlu şirketin yetkisiz temsilcisi tarafından kurulduğu için yolsuz olduğunu belirterek kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava dışı eski malik olan ipotek borçlusu şirketin ipotek tesisi işlemine bir itirazının olmadığı, ipoteğin kaldırılması için dava açmadığı, böyle bir davanın ancak ipotek borçlusu şirket tarafından açılabileceği, davacının dava açma yetkisi olmadığı ve ayrıca ipotek borcunun ödendiğine ilişkin delil de ileri sürülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/07/2020 NUMARASI : 2019/335 ESAS, 2020/421 KARAR DAVA KONUSU : İpotek (Terkin İstemli) KARAR : KARAR TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı T3 14/04/2012 tarihinde evlendiklerini, evlilik birliği devam ederken davalı eş T3 adına kayıtlı bulunan Fatih ilçesi 866 ada 12 Parsel 1 nolu bağımsız bölümü 06/06/2016 tarihinde 3.000.000,00- TL bedelle müvekkilinin bilgisi olmadan Baybedo Tekstil San Tic A.Ş. nin T5 A.Ş. ye olan borcuna karşılık olarak ipotek ettirildiğini, imza edilen kredi sözleşmesi hükümlerine göre davalı T3 adına kayıtlı bulunan taşınmaz hakkında İstanbul 10....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/07/2020 NUMARASI : 2019/335 ESAS, 2020/421 KARAR DAVA KONUSU : İpotek (Terkin İstemli) KARAR : KARAR TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı T3 14/04/2012 tarihinde evlendiklerini, evlilik birliği devam ederken davalı eş T3 adına kayıtlı bulunan Fatih ilçesi 866 ada 12 Parsel 1 nolu bağımsız bölümü 06/06/2016 tarihinde 3.000.000,00- TL bedelle müvekkilinin bilgisi olmadan Baybedo Tekstil San Tic A.Ş. nin T5 A.Ş. ye olan borcuna karşılık olarak ipotek ettirildiğini, imza edilen kredi sözleşmesi hükümlerine göre davalı T3 adına kayıtlı bulunan taşınmaz hakkında İstanbul 10....
az da vardır” kuralı uyarınca Tapu Sicil Tüzüğü'nün 31/2 maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerektiği, bütün bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; ipotek alacaklısının araştırılması ve bulunması halinde husumet tevcihi; bulunamadığı ve bilinmediğinin tespiti halinde Tapu Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım olduğu kabul edilerek dava, kesin borç (karz) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, taraflardan alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıp yapmadığını sorup saptamak, icra takibi varsa bu dosyayı getirtmek, resmi akit tablosundaki sözleşme hükümlerini gözetmek suretiyle alacaklının anapara dışında isteyebileceği gecikme faizi ile icra takibi yapılmışsa takip giderlerini gerek görülürse bilirkişiye hesaplatmak, bunların toplamını alacaklıya ödenmek üzere davacıya depo ettirmek, eksiksiz depo edilirse ipotek şerhini terkin etmek, kısmen ödeme yapılırsa davanın reddine karar verilmekle beraber...
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır.İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) Türk Medeni Kanunu’nun 856. maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda, taraflar arasındaki ipotek akit tablosunda davalı lehine olan ipoteği davacının davalıdan almış olduğu mala karşılık tesis olunduğu yazılıdır. İpoteğin tesis nedeni resmi senette “satın alınan mal” olarak gösterildiğinden aksinin savunulması halinde savunan tarafın iddiasını aynı şekle tabi yazılı delille kanıtlanması gerekir. Çünkü ipoteğin kapsamını resmi akit tablosu tayin eder....
Ancak, Tapu kaydında mevcut haciz şerhinin tespit edilen bedele yansıtılması ve vefa harçlarına ait şerhin korunması kararı yerine taşınmazın her türlü haciz,ipotek ve takyidatların terkin edilerek davacı idare adına tesciline karar verilmesi doğru değilse de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a-2 nolu bendindeki (her türlü haciz,ipotek ve takyidatların terkin edilerek) kelimelerinin çıkartılmasına, b-1 nolu bendine ayrı bir cümle olarak (Tapu kaydında mevcut haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına, vefa hakkına ait şerhin tapu kaydında korunmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İpotek borçlularının, ipotek bedelinin icra veznesine yatırılmak suretiyle taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki için icra müdürlüğüne yaptıkları başvuru üzerine, müdürlükçe ipotek alacaklısının mirasçılarına muhtıra gönderilerek 15 gün içinde icra veznesine yatırılan ipotek bedelini almaları, kanunen makul bir sebep beyan etmeksizin almaktan imtina etmeleri halinde icra mahkemesi kararıyla ipoteğin terkin edileceğinin bildirildiği, ancak ipotek alacaklılarınca ipotek bedeli alınmadığı gibi, makul bir sebep de ileri sürülmediğinden, ipotek borçluları icra mahkemesinden ipoteğin kaldırılmasını...
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 22.07.2011 tarihli resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir....
TMK'nın 883.maddesine göre; Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir. Ayrıca 04/07/2019 tarihinde kabul edilip 10/07/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7181 sayılı Kanunun 19.maddesi ile eklenen TMK 883/2 md.sine göre; (Ek fıkra:4/7/2019- 7181/19 md.) İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerinde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması hâlinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir. Somut olaya gelince; davalı yararına 8.9.1969 tarihinde tesis edilen kanuni ipotek, 3100,00 ETL bedellidir.) yıl süre ile tesis edilmiştir. İpotek doğmuş ve doğması kesin veya muhtemel borçları teminat altına almak üzere taşınmazlar üzerine resmi sözleşme ile konulabilen ve alacaklıya sınırlı ayni hak sağlayan bir tür taşınmaz rehnidir....
Odası'nın dosyaya gönderdiği 03/11/2016 tarihli yazı ile ---- 22/11/2013 tarih ve ----sayılı -----ile terkin edildiğinin öğrenildiğini, işlemlere satış aşamasında devam edilmek istenilse de İcra Müdürlüğü tarafından verilen 02/11/2017 tarihli kararda, terkin olunan şirket açısından bu işlemlere ancak ihya edilerek devam edilebileceğinin belirtildiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünde yapılan incelemede şirketin resen terkin edildiğinin anlaşıldığını, şirketin terkin edileceğinin ilan edilmediğini, alacaklılara tebligat gönderilmediğini, alacaklılara ve müvekkiline itiraz hakkı tanınmadığını, tasfiye memuru atanmadığını ve tasfiye işlemlerinin yürütülmediğini, işlemlerin tasfiyesiz yönetilmesi için tek yol olan tasfiyesiz terkin için de mahkemeye de başvurulmadığını, özetle şirket sicilden silinmek üzere terkin edilse de işlemlerin hukuka uygun yürütülmediğini, şirketin borcu da söz konusu olduğundan ihyası gerektiğini, bu aşamada müvekkilinin alacağının tahsilinin yegane yolunun şirketin ihyası...