WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olaya gelince; Kaldırılması dava konusu yapılan 21.07.1995 günlü ipotek akit tablosunda 5.000.000.000 TL. için tesis edilen ipoteğin davalı (arsa sahibi) ile dava dışı yüklenici Ö… …. İnşaat Ltd. Şti.nin davalının maliki olduğu arsa üzerine yaptığı arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca konulduğu yazılıdır. Dolayasıyla, resmi akit tablosunda gönderme yapılan davalı ile dava dışı yüklenici şirket arasındaki arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesini de resmi senedin ayrılmaz bir parçası olarak kabul etmek gerekir. 20.07.1995 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinde ise, ipoteğin binanın iskanının alınması, çevre tanziminin yapılması, elektrik mukavelelerinin A… …. Elektrik A.Ş. ile yapılması halinde kaldırılacağı hükme bağlanmıştır....

    Bu nedenle de, sadece asıl borçlu ya da sadece taşınmazını ipotek etmiş olan üçüncü kişi hakkında takip yapılamaz. Nitekim, İİK'nun 149/b maddesinde, bu kural; ''... icra memuru, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa... birer ödeme emri gönderir'' denmek suretiyle hükme bağlanmıştır. Şu halde, ipotek veren üçüncü kişi ise, asıl borçlu ile bu kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Zorunlu dava arkadaşlığında, davanın, davalılardan biri hakkında takip edilmeyerek diğeri hakkında yürütülmesi olanaksızdır. İcra takibinde de durum aynen geçerli olup, bu hususun, icra mahkemesince de re'sen göz önünde tutulması gerekir. Buna göre, ticaret sicilinden terkin edilen borçlu limited şirket hakkında takip işlemlerine devam edilmesi durumunda, yapılan işlemler hukuken geçersiz ve yok hükmünde olup, ipotek veren ... ile asıl borçlu limited şirket arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan, ipotek veren ......

      Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından tanzim edilen ipotek tesisine ilişkin resmi senet ile ...Şirketi'nin ve ...'ın, ... Şirketi'ne olan borçlarının teminatı olarak ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 2022 ada, 3 parsel, 1998 ada, 5 parsel, 6 parsel ve 10 parsel sayılarındaki taşınmazlardaki hisseleri üzerine ipotek koydurduğunu, borcunun ödediğini, davalı şirketin tasfiye ile ticaret sicili terkin ettiğini, tasfiye memuru ...'ın ipotekleri kaldırmak üzere 20.12.2023 gün ve ... başvuru sırasıyla webtapudan ipoteklerin kaldırılmasını talep ettiğini, ... Tapu Sicil Müdürlüğü'nün bu işlem için ticaret sicilinden yeni tarihli bir yetki belgesi istemesi üzerine Ticaret Sicil Müdürlüğü ile görüşüldüğünde şirket kaydı terkin edildiğinden tapunun istediği yetki belgesini veremeyeceğini beyan ettiğini, davalı ...'nin terkin kaydının kaldırılarak yeniden tüzel kişilik kazanması için ihya davasının kabulünü şirket ihya edildikten sonra ... Tapu Sicil Müdürlüğü, ... İli, ... İlçesi, ......

        İpotek kişisel bir alacağın teminat alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinde alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması Türk Medeni Kanununun 856. maddesi uyarınca da tapu siciline tescil edilmesi gerekir. İpoteğin kapsamını da ipotek akit tablosu belirler . Kuşkusuz alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin fekkini dava yoluyla isteyebilir. Davalı ipotek alacaklısı ... 1. İcra Müdürlüğünün 2009/8513 sayılı takip dosyasında adına kayıtlı 3 no'lu bağımsız bölüm için 12.10.2006 tarihli ipoteğe dayanarak 50.000,00 TL'nin tahsili için icra takibine girişmiş, icra takibinden sonra menf'i tespit ve ipoteğin fekki istemleriyle bu dava açılmıştır....

          İcra hukuk mahkemesince de tüzel kişiliği devam edip gerekli tebligatlar yapılabilen ipotek alacakılıları yönünden ipotek fek kararı verildiğini, İpotek alacaklısı şirketlerden birinin de dava konusu edilen ...SAN VE TİC. AŞ unvanlı şirket olduğunu, bu şirketin iflas nedeniyle sicilden terkin edilmişse de; ipotek alacağının tahsil edilip, ipotek fekki yapılmadığını, tasfiyenin gerektiği gibi yapılmadığını, Tasfiye edilen şirketin tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti olmadığı için icra dosyasında iş bu şirkete tebligat yapılamadığını, ipotek bedeli depo edilmesine rağmen şirkete ödeme yapılarak ipoteğinde fekkedilemediğini, ... İcra müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında yukarıda izah ettiğimiz üzere dava konusu şirkete tebligat yapılamadığından iş bu davayı açabilmek için "YETKİ" verildiğini, İhyası talep edilen şirketin terkin edilmeden evvelki adresinin" ...''...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ipotek davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davadışı şahıstan ipotekli bir taşınmaz satın aldığını, taşınmaz üzerinde davacı bankadan alınan konut kredisi nedeniyle ipotek tesis edildiğini, taşınmazı satın aldıktan sonra kredi borcunu kapattığını ancak buna rağmen ipoteğin davacı tarafından kaldırılmadığından bahisle ipoteğin fekkini istemiştir. Davalı, ipoteğin terkin edildiğinden bahisle davanın reddini dilemiştir....

              Asliye Ticaret Mahkemesince, yargılama sırasında davacının ipoteğin fekki talebinin davalı tarafça yerine getirildiği, davacı tarafından dava açılmadan evvel taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkini için noter ihtarnameleri ile talepte bulunulmasına rağmen davalının terkin edilmesi gereken ipoteği terkin etmediği, dava açıldıktan sonra terkin ettiği, bu haliyle davanın açılmasına sebep olduğu gerekçesiyle, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına davalının yargılama giderleriyle sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 07/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ancak; 1- Asıl dava yönünden; dava konusu taşınmaza, davalı idarece yol ve park olarak el atıldığından, fen bilirkişisinden ek rapor alınıp bu bölümlerin yüzölçümleri belirlenerek, tescil ve terkin kararı verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2-İpotek bedelinin uyarlanması hakkındaki dava yönünden, alınan bilirkişi raporu geçerli değildir. Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğindedir. Bilirkişi raporunda, daha önce Hazine lehine tesis edilen ipotek bedelinin aynı idare tarafından uyarlanan değeri esas alındığından, ipotek bedeli yönünden bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir. Belirtilen nedenle, ipotek bedelinin uyarlanmasına ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılarak, alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, ipotek bedeli yönünden eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....

                  Bütün bu açıklamaların sonucu doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; İpotek, azami meblağ (üst sınır) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, taraflardan alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıp yapmadığını sorup saptamak, icra takibi varsa bu dosyayı getirtmek, resmi akit tablosundaki sözleşme hükmünü gözetilmek suretiyle alacaklının ipotekle teminat altına alınan anapara alacağını taraflardan delillerini isteyip toplayarak bulmak, anapara dışında istenebilecek gecikme faizi ile icra takibi yapılmışsa takip giderlerini gerek duyulursa davalı banka ticari defter ve kayıtları üzerinden bilirkişiye hesaplatmak, bunların toplamını ipotek akit tablosunda gösterilen limiti aşmamak koşuluyla alacaklıya ödenmek üzere davacıya depo ettirmek, eksiksiz depo edilirse ipotek şerhini terkin etmek, kısmen ödeme yapılırsa davanın reddine karar verilmekle beraber ödenen bölümü kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesine karar vermek olmalıdır....

                    İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 17.09.2003 tarihli kredi sözleşmenin içeriğinden ipoteğin, bundan sonra verilecek ek kredilerin teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Davacı 20.09.2005 tarihli ihtarnamesi ile kefaletini geri almış ise de 17.09.2003 tarihli kredi sözleşmesi hükmü nedeni ile ipoteğin teminat özelliği devam etmektedir. İpotek ek kredilerin teminatı olarak da tesis edildiği için azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir....

                      UYAP Entegrasyonu