Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 23/11/2020 NUMARASI: 2020/804 2020/685 DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) Taraflar arasındaki davada Bakırköy 6. Tüketici ve Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, dava konusu taşınmaz üzerine, davalının borcu nedeniyle konulan ipoteğin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesince ise, "... davacı ile davalılar ... A.Ş. Ve ... AŞ. , arasında her hangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı , uyuşmazlığa konu ipoteğin davalı ... Şirketinin davalı ... ve ... AŞ. , ile yapmış oldukları kredi sözleşmesinden kaynaklı tesis edildiği , söz konusu ipoteğin haksız olduğu , kaldırılması taleplerinin yargılamayı gerektiği , ancak ipotek alacaklısının ... A.Ş ve ... AŞ. , ipotek borçlusunun ise bir diğer davalı ......

    Davacı yan, ipotekli taşınmazının satılarak davalının borçlu olduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödendiği, ödenen bedel kadar davalılara rücu hakkı bulunduğunu iddia etmiş, davalı yan ise görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu savunmuş, mahkemece taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığı, davaların mutlak ticari davalardan olmadığı ve davalının tacir sıfatının bulunmadığından asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçeleriyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava dışı Halk Bankası A.Ş. İle davalı asıl borçlu Ansa .... Limited Şirketi arasında 25/09/2013 tarihli, 1.500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacının taşınmazı üzerinde 11/09/2013 tarihinde dava dışı Halk Bankası A.Ş. Lehine ipotek tesis edildiği dosya içeriğiyle sabittir. Ankara 20....

    Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalı banka ile davacı arasında düzenlenen 28.08.2008 tarihli genel kredi sözleşmesi ile davacıya tarım destek kredisi kullandırıldığı ve aynı tarihte davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde alacaklı banka lehine ipotek tesis edildiği, bankada yapılan işlemler sırasında davacının mühür ve parmak izi kullandığı, mühür beyannamesinin noter vasıtasıyla düzenlendiği, her ne kadar davacı tarafından kredi sözleşmesi ile verilen paranın alınmadığı ileri sürülmüş ise de; davacının yapılan işlemlerin ve çekilen kredi karşılığında kendisine ait taşınmaz üzerine ipotek konulduğunun farkında olduğu, davacının asıl borçlu olarak yer aldığı kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunun kefil ... tarafından ödendiği, davalı bankanın kredi borcunun tümüyle ödenmesi nedeniyle alacaklı sıfatının kalmadığı gerekçesiyle menfi tespit yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, ipoteğin kaldırılması yönünden ise davanın kabulü ile davacıya...

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/716 KARAR NO : 2021/881 DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 10/09/2018 KARAR TARİHİ: 23/12/2021 Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ...'nın ... tarihinde Antalya 1. Noterliğince düzenlenen ...yevmiye nolu vekaletname ile rahatsız olduğundan dolayı dava dışı kızı ...'ya günlük işlemlerini takip etmesi için yetki verdiğini, ancak dava dışı ...'nın müvekkilinden habersiz olarak bu vekaletname ile müvekkillerine ait bir kısım taşınmazlar üzerine müvekkilinin bilgisi dışında ipotek koyduğunu ve bir kısım kimselere ipotek ile müvekkil adına kefil olduğunu, bu hususta dava ve şikayet haklarının saklı olduğunu, iş bu dosya kapsamındaki borcu ve kefalet ipoteğini kabul etmediklerini, bu sebeple müvekkilinin Antalya 10. İcra Müdürlüğünün ......

        Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından asıl borçlu ve ipotek verenler aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 400.000 TL'lik alacağın tahsili amacıyla 13.05.2008 tarihinde takip başlatıldığı, takipte ... için 60.000 TL, Cumhur Bölge ve Asiye Bölge için 60.000 TL belirli limit ipoteği yönünden takip yapıldığı, diğer borçlular yönünden ise toplam 205.000 TL'lik ipotek takibi yapıldığı anlaşılmıştır. Ödeme emrinin tebliği üzerine Asiye Bölge ve Cumhur Bölge vekili ve ... vekilince borç ve ferilerine itiraz üzerine takibin bu borçlular yönünden durduğu, asıl borçlunun itiraz etmemesi üzerine bu borçlu yönünden takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. İpotek veren davalılar asıl borçlunun acentelik sözleşmesinden kaynaklanan borcu için üst sınır ipoteği tesis etmekle bağımsız bir borç üstlenmişlerdir....

          A.Ş arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinden doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatı olarak müvekkilinin iki adet taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğini, kredi sözleşmesi gereğince tanzim edilen teminat mektuplarının nakde çevrilmemesine rağmen müvekkili aleyhine ipotek limiti olan 80.000 TL ile sınırlı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılarak müvekkilinden 39.000 TL tahsil edildiğini ileri sürerek davalıdan bu miktarın ticari reeskont faiziyle birlikte tahsiline, bakiye 41.000 TL'den dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, % 40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını, kredi sözleşmesinden doğan ve doğabilecek borçların teminatı olarak taşınmazını ipotek ettirdiğini, bu nedenle menfi tespit davası değil, ipoteğin fekki davası açabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

            Dava konusu ipotek davacı ile davalı şirket arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın teminatı olarak verilmiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacının davalı şirketten alacağı olduğu belirlenmiş ise de davalı söz konusu alacağa karşılık alacağın temliki ve 3. kişi bayii aracılığıyla ödemeler yapıldığını ileri sürmüş bu konudaki belgeleri dosyaya ibraz etmiştir. Ancak gerek bilirkişilerce gerekse mahkemece bu ödeme iddia ve belgeleri üzerinde durulmamıştır. Bu nedenle mahkemece yetersiz ve eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak eksik inceleme sonucu karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 30/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              - K A R A R - Davacı vekili, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını tahsil için giriştikleri icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevabında, müvekkillerinin kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlarının takibe konu miktar kadar olmadığını, %5 ... ve %180 temerrüt faizi talebinin son derece yüksek ve mesnetsiz olduğunu, davalılardan ..., ... ve ... ...’ ya ait gayrimenkullerin üzerine davacı banka lehine ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin indirilerek adı geçen davalılardan talepte bulunulması gerektiğini, itirazın haksız ve kötüniyetli olmadığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir....

                Dosyaya ibraz edilen hükme esas almaya elverişli bankacı bilirkişisi raporunda; kefil olmayan, kredinin teminatına ipotek vermeyen, kısıtlı olması nedeniyle kefil olması ve ipotek verme olanağı bulunmayan, ipotekli taşınmazı/taşınmazların ipotek sonrası maliki sıfatı bulunmayan davacı hakkında yapılan takibin yasal dayanağının bulunmadığı, İlama aykırı talebin İcra Müdürlüğünce işleme konulmaksızın reddi gerekirken bu hususun göz ardı edildiği, davacı borçlunun (Kefil, ipotek borçlusu, ipotekli taşınmaz maliki) sıfatlarından her hangi birisiyle takip ve dava konusu borçtan sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir....

                  Sahil Ekmek Ltd.Şti. borçları için davalı lehine taşınmazı üzerine ipotek tesis ettiğini, davalının müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ayrıca dava dışı şirketin borçlusu olduğu taşıt kredisi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı için ilamsız icra yolu ile takibe giriştiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, asıl ve birleşen davada, ipoteğin dava dışı ... Sahil Ekmek Ltd.Şti'nin bankaya doğmuş ve doğacak bütün borçlarının teminatı için verildiğini, taşıt kredisi sözleşmesinin de teminatı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu