Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ceza Mahkemesinin 11/11/2004 tarihli ve 2003/146 esas, 2004/695 sayılı kararının infazını müteakip, adli sicil ve arşiv kaydının silinmesi talebinin kabulü İle kaydının silinmesine ilişkin aynı Mahkemenin 03/10/2011 tarihli ve 2011/303 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair Malatya 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 21/11/2011 tarihli ve 2011/929 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 23/01/2012 gün ve 1017/3991 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/02/2012 gün ve 34737 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu....

    Asliye Ceza Mahkemesinin 30/05/2018 tarihli ve 2002/123 esas, 2002/233 sayılı ek kararına karşı, Adalet Bakanlığı'nın 26/09/2019 gün ve 94660652-105-55-4453-2019-Kyb sayılı yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 03/10/2019 gün ve 2019/94966 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği, MEZKUR İHBARNAMEDE; 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca arşiv kaydının silinmesine karar verilmiş ise de, anılan maddenin silme kararının verildiği tarih itibarıyla uygulama imkanının bulunmadığı, karar tarihinden önce 11/04/2012 tarihli ve 28261 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Adli Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğini Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrası (b) bendi ile arşiv kayıtlarının silinmesi koşullarının yeniden düzenlendiği, kaldı ki yapılan değişiklikle arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılacağının hükme...

      Asliye hukuk mahkemesinin 1988/1094-1999/52 sayılı kararı ile 1038 ada 88 parselden ifraz edilen 1038 ada 102 ve 103 parsele ilişkin davanın kabulü ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verildiği, hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 10.9.1998 tarihli krokili raporda 1038 ada 103 parselin kesinleşen tahdit içinde kaldığı, orman rejimi dışına çıkarılmadığı açıklandığı halde hüküm fıkrasında nitelik belirtilmeksizin hazine adına tescile karar verildiği, açıklanan nedenlerle 1038 ada 103 parselin tapu kaydındaki niteliğinin orman olarak düzeltilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve beyanlar hanesindeki kamulaştırma ve ipotek şerhlerinin silinmesi istemiyle dava açmıştır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydında davacının baba bir kardeşi olarak görünen ... kaydının silinmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Geri çevirme kararı üzerine dosyaya Nüfus Müdürlüğünden gelen cevap yeterli değildir. Bu nedenle; davacı ...'nın kardeşi olarak görünen davalı ... TC nolu ..., ...'de ...oğlu 01.07.1908 doğumlu ... oğludur. 1947 yılında ..., 12 Cilt, 66 Hane, 2 sıraya nakil gitmiştir. Gittiği bu hane ve sıradaki kaydında ise ... oğlu 01.07.1914 doğumlu ... oğlu olarak görünmektedir. Kaldı ki ...'un naklen geldiği bu hanede nüfus kaydının düşünceler bölümündeki bilgilere göre babası ... naklen gitmiş görünmesine rağmen nüfus kaydı 14.10.1966 daki ölümü nedeni ile kapatılmış durumdadır....

          Barosundaki kaydının Avukatlık Kanununun 72/c maddesi uyarınca silindiği Baro Başkanlığının 28.03.2012 tarihli yazısıyla bildirilmiştir. Baro levhasına yazılmış olan avukat, avukatlık yapmaya yetkilidir (Av. K.md.66/2). Kaydı baro levhasından silinen bir avukatın, silinme kararının kesinleşmesinden sonra avukatlık mesleğini icra etmesi yasal olarak mümkün değildir. Bu bakımdan temyiz tarihinde adı geçen avukatın yargılamayla ilgili işlem yapıp yapamayacağında duraksama hasıl olmuştur. Bu sebeple; Davalı adına hükmü temyiz eden Av. ...'ın 18.09.2008 tarihli "Baro levhasından silinmesi" kararından sonra yeniden Baro levhasına kaydının yapılıp yapılmadığı (Av.K.md.73) hususunun ... Barosu Başkanlığından sorulup tespiti için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.28.03.2013 (Prş.)...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalıp, nitelik kaybı nedeniyle adına orman rejimi dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili ile tapu kaydının beyanlar hanesindeki 2/B madde şerhinin silinmesi istemlerine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 13/10/2014 gün ve 2014/3956 - 2014/8242 sayılı ilâmıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, davalı- karşı davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: Dairemiz kararı davalı-karşı davacı ... vekiline 01/12/2014 tarihinde tebliğ edilmiş, 17/12/2014 tarihinde karar düzeltme yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 440/I. maddesine göre istem süresi 15 gün olup, bu süre geçirilmiştir....

              Daha sonra 13.06.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle; dava dilekçesinde sehven 487 parselin tamamının tapu kaydının iptalinin istendiğini, 6.598,45m2 yüzölçümlü kesiminin tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, 487 parselin fen bilirkişi..... tarafından düzenlenen rapor ve krokide (B) ile işaretlenen 6.598,45 m2 yüzölçümlü kesiminin tapu kaydının iptaline orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 28.02.2013 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu vardır. Temyize konu davada ipotek alacaklısı .... davada taraf olarak yer alması gerekli olup mahkemece taraf teşkili sağlanmadan dava sonuçlandırılmıştır....

                Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir.” düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda, İcra Müdürlüğü'nden 1961 tarihli ipotek kaydının anılan madde koşullarında fekki istenilmiş, alacaklılara yapılan tebliğ üzerine bir kısım alacaklılar vekili, icra dosyasına süresi içinde makbul bir sebep bildirmeden, İcra Mahkemesi'ne gelerek, ipotek alacak miktarının günün koşullarına uyarlanması, 52.704,00 TL olduğunun tespiti ve bu miktarın dosyaya yatırılması halinde ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ipotek senedindeki TL'nin talep tarihine kadarki faizi hesap edilerek, depo edilen miktarın bundan çok fazla olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....

                  Dava, açıklanan niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, bilerek yanlış oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282. ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 Ve 22. maddeleri gereğince ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    nın 1023 (E.M.Y.931 İsviçre M.Y.974) maddesindeki "iyi niyetle edinme" kuralının da uygulanamayacağı, belirlenerek hazinenin davasının kabulüne, taşınmazın tapu kaydının iptaline ve 2/B niteliğiyle hazine adına tesciline, gerçek kişinin şerhin silinmesi istemli davasının ise reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı gerçek kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 08.04.2009 günü oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu