in tüm kredilerinin teminatını oluşturduğunu, davacının tapu sicilini görerek ipoteğin içeriğinden haberdar olarak taşınmazı iktisap ettiğini, ipotek kapsamından sorumlu bulunduğunu, davalı banka yetkililerince davacıya bir vaat ve taahhütte bulunulmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; ipotekli taşınmazın satılması nedeniyle ipoteğin fekki davasının konusuz kaldığı, davacının ipotekli taşınmazın satış bedelinden borçlar düşüldükten sonra kalan tutarı alabileceği, lakin borcun ihale bedelinden yüksek olması sebebiyle herhangi bir alacağı bulunmadığı gerekçesiyle ipotekli dava konusu taşınmazın satılması nedeniyle ipoteğin fekki davası konusuz kaldığından bu konuda esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, HMK'nın 125.maddesine açılan alacak davasının ise şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 31.07.2009 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki, icra takibinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 471 ada 9 parsel sayılı taşınmazda 29 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydında mevcut ipotek şerhinin vekalet aktinin kötüye kullanılarak tesis edildiği iddiasına dayalı ipotek şerhinin terkini ve icra takibinin iptali istemlerine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Elbirliği halinde mülkiyette, somut olayda olduğu gibi mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır....
Sözleşme limitlerinde olmak üzere 3.000.000.00 TL limitle Müşterek müteselsil kefil olarak imzaladığını, Davalı/alacaklı bankaya karşı yapılan ödemelerin Kefalet sorumluluğu çerçevesinde Kefalet limiti içinde kaldığını, Davacının ipotekli 9 ayrı taşınmazdan dolayı toplamda 3.750.000.00 TL/lık ipotek bulunmasına karşın, davalv/alacaklı bankanın güncel riski (ibraz edilen hesap ekstreleri ile sınırlı olmak üzere) 293.24 TL olduğu nazara alındığında, Fekki talep edilen 350.000.00 TL'lık ipotek dışında kalan 8 adet bağımsız bölüm üzerindeki toplam ipotek tutarının 3.400.000.00 TL kalacağı ve işbu ipotek tutarının da fazlası ile banka risklerini karşılar nitelikte olduğunu, davalı/alacaklı banka, Dava dışı ......
Taşınmazın aynına ilişkin ipoteğin fekki davasına HMK'nun 114/1-ç maddesi uyarınca kesin yetki kuralı niteliğindeki HMK'nun 12. maddesi gereği taşınmazın bulunduğu Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) kesin yetkilidir. Öte yandan, ipoteğin fekki yanında ayrıca menfi tespit davası açılmış olması ipoteğin fekki davasında dava şartı niteliğindeki kesin yetki kuralını ortadan kaldırmayacaktır. Menfi tespit davası ile ipoteğin fekki istemi borcun bulunmadığı hukuki sebebine dayalı olduğundan delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden tefrik de usul ekonomisine aykırı olacaktır....
nin alacaklı, diğer davalı şirketin borçlu olduğu 06/06/2013 tesis tarihli ipotek şerhi bulunduğu sabittir. Davacının terditli açılan davada ilk istemi gayrimenkulün adına tescilinin yapılmasından önceki tapu kaydı üzerindeki tüm takyidatların fekki olup mahkemece sadece davalı Denizbank AŞ. adına olan ipoteğin terkinine karar verilmiştir. Davacının istemi ipotek ve tüm takyidatların kaldırılması istemine ilişkin olup taşınmazın tapu kaydındaki tüm haciz ve takyidat lehtarlarının davaya katılımı ve taraf teşkili sağlanmadan esas hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki ve menfi tespit hukukuna ilişkin davada Elazığ Aile ile 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı dilekçesinde eşi ...'in davalı kurumdan aldığı krediye müşterek ve müteselsil kefil ve borçlu yapıldığını ve taşınmaza ipotek konulduğunu belirtip, kefalet için hakimden izin alınmadığından ipoteğin fekkini, borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Dava, T.M.Y.'nın 881. maddesinde düzenlenen ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, davacının müşterek borçlu ve kefil olduğu, davanın İhlas Finans Kurumuna karşı açıldığı, davacının eşinin davanın tarafı olmadığı, uygulanacak maddenin T.M.Y.'nın 2. kitabından kaynaklanmadığı anlaşılmakla, davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir....
Hükmü, taraflar temyiz etmiştir. 1-Davalı ipotek alacaklısı, temyiz dilekçesini esas defterine kaydettirmediği gibi, temyiz harcını da yatırmayarak hükmün temyizi için öngörülen 15 günlük yasal süreyi geçirdiğinden, temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. 2-Davacıların temyiz itirazlarına gelince; 06.08.1997 günlü ipotek aktinden borçlusunun dava dışı Ertürk Dölek, ipotek alacaklısının davalı şirket olduğu ve ipoteğin karz (ana para) ipoteği için temin edildiği, 25272 ada 3 sayılı parseldeki 2 numaralı bağımsız bölümün daha sonra tapuda 24.04.2001 tarihinde davacılara satıldığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davaya konu taşınmazı tapu kayıt bilgilerini bilerek ve tapu kayıt bilgilerine güvenerek ipotekle yükümlü olarak satın aldığını, taşınmazın müvekkilinden önceki sahiplerinin davalı bankadan 2001 yılında süt inekçiliği kredisi alan davadışı ...' in bu kredi borcuna karşılık taşınmazı ipotek olarak vermiş olduklarını, müvekkilinin ipotek konusu alacak hesabına aktarılmak üzere davalı bankaya 48.260,72-TL yatırdığını ve taşınmazın ipotek verildiği dosya borcunu tamamen kapattığını, ancak davalı bankanın taşınmazın eski sahiplerinin başka krediler için kefalet borçlarını gerekçe göstererek ipoteği kaldırmadıklarını belirterek, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dairemizin 25.02.2017 tarihli, 2016/5700E 2017/4183K sayılı ilamıyla, kural olarak ipotek alacağının ipotek alacaklısı tarafından yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, mahkemece davalıya ispat hakkı tanınarak, 50.000 TL bedelli, 10.01.2010 tarihli senedin de gözönüne alınması gerektiği, ayrıca ipoteğin fekki yönünden yetkisizlik verilerek taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkemenin yetkisi kamu düzeninden olduğu için oraya gönderilmesi gerektiği, ipotek belgesinde ve takipte sıfatı olmayan ... yönünden ise davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, ipoteğin fekki yönünden dava tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine, davacı ...'nun davasının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacı ...'nun davasının kabulüne, davacının ......
Davalı vekili, lehine ipotek verilen ... müvekkili banka şubesine Kooperatif Kredileri Sözleşmesinden doğan ve borçlular ile müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefalet ve garanti şerhi sözleşmesi hükümleri gereğince borçlu olduğunu belirterek, davanın reddi ile %40 tazminatın tahsilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu, ipoteğin fekki için ipotek bedeli olan 3.000.00 TL'nin ödenmesi gerektiği, davacılar vekilince ipotek bedeli verilen süre içerisinde mahkeme veznesine depo edildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, ipoteğin tapu kaydından terkinine, davacılar tarafından mahkeme veznesine yatırılan ipotek bedeli 3.000.00 TL’nin davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....