Dava ipoteğin fekki davası olup, dava açıldıktan sonra davalı banka tarafından ipotek fek edildiği için konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına davalının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre ipoteğin fekki için ödenmesi gereken harcın mükellefi ipoteğin fekkinden yarar sağlayacak olan taşınmaz sahibidir. Davacı taşınmaz sahibi davalı bankaya ipoteğin fekki gerektiğini belirterek yazılı olarak fek talebinde bulunmuş davalı banka makul sürede ipoteği fek etmediğinden işbu dava açılmıştır. Davalı banka, davacıya ipotek fek harcını yatırması halinde ipoteğin fek edileceğini bildirdiğini savunmuş ise de bu savunmasını ispatlayamamıştır. Bu durumda davalı banka davanın açılmasına sebebiyet vermiş ve dava devam ederken fek harcı davacı tarafından yatırılmak suretiyle ipotek davalı banka tarafından fek edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davadışı bir şirketin davalı bankaya olan borçlarına karşılık iki adet taşınmazını ipotek verdiğini, ipoteklerin “fekki alacaklı banka tarafından bildirilinceye kadar” süreli olarak tanzim edildiğini, ipotek lehtarı davalı bankanın 23.11.2001 tarihli ve 027210 sayılı yazısı ile ipoteklerin fek edildiğini, ...Tapu Sicil Müdürlüğüne bildirdiğini, müvekkilinin bankanın işlemine güven duyarak alacak-borç ilişkisini talep etmediğini, bu arada davalı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, oysaki davalının MK’ nun 1014.maddesi uyarınca ipotek hakkından vazgeçtiğini, davalı tarafından fek edildiğini, tapu kaydındaki ipoteğin hükümsüz ve yolsuz olduğunun tespitine, fek edilen ipoteğin tapu kaydından terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/393 Esas KARAR NO: 2023/351 DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ: 02/03/2020 KARAR TARİHİ: 03/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına kayıtlı olan --------- arsa paylı, çatı aralı daire” üzerinde davalı lehine tesis edilmiş olunan ipotek bulunduğunu, dava dışı ---- isimli şahsın, davalı kurumun ---- kredi müşterisi olduğunu, ------ kendisi adına kayıtlı işletmenin imza yetkilisi ve sahibi olarak görünmekle birlikte, gerçekte kendisinin ev hanımı olduğunu ve işletmenin yönetimini eşi ---- gerçekleştirdiğini, ----- işletmesinin tüm müşterileriyle olan ilişkisi, ticari faaliyetleri ve işyerinin idaresinin tamamının ----- tarafından yapıldığını, ancak muvazaalı bir şekilde işyeri yetkilisi olarak ev hanımı olan ---- gösterildiğini, davalı tarafın bu muvazaayı bilmesine ve bilebilecek...
Ancak, hüküm sonucunun birinci paragrafında ödenecek bir ipotek bedeli bulunmaması ve kalan borç tutarının da Hazineye ödenmiş olması sebebiyle "ipotek bedelinin maliklere hisseleri oranında ödenmesine" denmesi doğru görülmemiş bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII maddesince hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle; hüküm sonucunun 1. Paragrafında yer alan "ipotek bedelinin maliklere hisseleri oranında ödenmesine" cümlesinin hükümden çıkartılmasına hükmün 1086 sayılı HUMK'nun 438/VII maddesi uyarınca DÜZELTİLMİŞ BU HALİ İLE ONANMASINA, 31.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece eksik ve hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ipotek bedelinin hatalı hesaplandığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile; ipotek bedelinin m2 hesabı ile belirlenmesi halinde ipotek tarihi itibariyle taşınmazın rayiç bedelinin tespiti ve incelemeye esas alınması gerektiğini, bilirkişi raporunda taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç bedelinin belirtildiğini ancak ipoteğin tesis tarihindeki rayiç bedelinin belirtilmediğini, bu yönü ile hesaplamanın hatalı şekilde yapılmış olup, öncelikle taşınmazın ipotek tarihindeki rayiç bedelinin ilgili Belediye'den celbi ve hesaplamaya esas alınması gerektiğini, bu yönü ile eksik raporun hükme esas alınması imkanı bulunmadığını, tapu müdürlüğü tarafından resen bildirilen emsallerin raporda değerlendirilmediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını...
CEVAP: Davalı vekili; borcun muaccel olmasıyla birlikte ipotek veren tarafından, ipoteğin fekki talebinde bulunulması ve müvekkilinin alacağının engellenmeye çalışılmasının kötüniyetli olduğunu, müvekkili tarafından kanuna uygun şekilde muacceliyet ihbarı ve ödeme talebinde bulunulduğunu, ipotek sözleşmesi 2/2 maddesi uyarınca ipotek konulan taşınmazın borcu karşılamaya yetmemesi halinde ... tarafından borcun tamamına kefil olunacağının taahhüt edildiğini, kaldı ki, taşınmaz üzerine 220.000-TL bedel ile ipotek tesis edilmiş olup, taraflarınca davacıya gönderilen ihtarname ile 193.981,97-TL bedelin muaccel hale geldiğini ve müvekkilinin alacağı ile sınırlı talepte bulunduğunu, davacı tarafça ipotek bedelinin ödendiğine dair bir dekont sunulmadığını, davacının ipoteğin fekki talebinin yerinde olmadığını, davaya konu ipoteğe ilişkin ipotek sözleşmesinde taraflarca Bursa Mahkemeleri ve Bursa İcra Dairelerinin yetkisinin kabul edildiğini, belirterek öncelikle yetki sözleşmesi nedeniyle mahkemenin...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye HukukMahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı banka vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, müvekkilince ... parsel sayılı taşınmazlarda 31.5.1996 ve 25.6.1998 tarihlerinde 5.000 YTL. ve 9.600.-YTL.bedelli ipotekler tesis edildiğini, her iki ipotek bedelinin ödendiğini, davalı bankanın ipoteğin fekki için yazdığı 14.6.2000 tarihli yazısında sadece 2443 nolu parselin yazıldığını, sadece bu parsel üzerindeki ipoteğin kaldırıldığını, bedeli ödendiği halde fek yazısında 9 nolu parselin belirtilmemesinin ihmalden kaynaklandığını belirterek 14.6.2000 tarihli ve 819 sayılı yazıya istinaden ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dışı Lidyalı İnş.Turz. Tem....
CEVAP Davalı; davacının davayı açmadan önce ipoteğin kaldırılması için bankaya bir başvurusunun bulunmadığını, üst sınır ipoteklerinin bir çerçeve sözleşme niteliğinde olup, davacının davalı bankayla olan her dönemdeki kredi ilişkilerinin teminatını oluşturduğunu, davacı belli bir dönemde kredi ilişkisini ödeme ile bitirse de davacının talebi olmaksızın doğrudan ipoteğin fekki yoluna gidilmediğini, davacının daha sonra yeniden krediye ihtiyaç duyması durumunda varolan ipotek teminatı ile kredi kullandırıldığını, davacının ipoteğin fekkine ilişkin talebi olsaydı ipotek fek ücreti ve masrafları kendisinden tahsil edilerek ipoteğin fekki yoluna gidileceğini belirterek, davanın öncelikle arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddini, esasa girilmesi durumunda ise davanın esastan reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Harçlar Kanunu'nun ek-4....
Davalı kayyum vekili, ipoteğin güncel bedelinin tespitine ve belirlenecek bedelin davalıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 141 ada 2 parselde kayıtlı 7 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki davalı ... (... oğlu) adına kayıtlı 24/03/2004 tarih ve 2775 yevmiye numaralı 217.150.000,00 ETL bedelli ipoteğin kaldırılmasına, karar kesinleştiğinde depo edilen 217,50 TL ipotek bedelinin davalı hak sahibine ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli görülmemiştir....
A.Ş nin davalı bankaya yatırmış olduğu 205.000 TL lik ödemenin hangi kredi borcuna ilişkin olduğunun belirtilmediği ve 30.000 TL ipoteğin fek bedeline ilişkin bir açıklamanın da dekontta bulunmadığı anlaşılmakla subut bulmayan davanın reddine, yine davacı vekili mahkemece 30.000 TL ipotek bedelinin depo ettirilmesine ilişkin karar verilmesini talep etmiş ise de, davacının davalı banka ile kendi aralarında anlaşıp 30.000 TL yi banka şubesine yatırmasında bir engel bulunmadığı, mahkemenin bu hususta depo kararı vermesinin mümkün olmadığı" gerekçesiyle, "Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu ipoteğin fekki davasının reddine," şeklinde karar verilmiştir....