Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, dava konusu ipoteğin üst sınır (azami meblağ) ipoteği olduğu, davalı şirket ile dava dışı ... arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının ipotek bedelinin ödendiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine, davacının alacağın tespiti ve tahsiline yönelik talebi açısından bu hususta harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacının, dava dışı …’nin davalıdan alacağı malların bedelinin teminatını teşkil etmek üzere 50.000,00 TL bedelli 3 adet taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiği çekişmesizdir. Davacı tarafından 03.11.2010 tarihinde 50.000,00 TL ödenmiş olup, bu ödeme davalının kabulündedir. Bu durumda ipotek limiti tutarı ödenmiş olduğundan ipotek nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir....

    Bu doğrultuda mahkememizce yapılan keşif ve alınan hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporlarında davalılardan T7 lehine kurulmuş olan 28,00 m2 ipotek bedelinin 18.620,00 TL ve diğer davalı T4 lehine oluşan 18,00 m2 ipotek bedelinin 11.970,00 TL olduğu tespit edilmiş ve davacı tarafça bu bedeller depo edilmiş olduğundan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir." gerekçesiyle; "Davanın KABULÜ İLE; 1- Dava konusu taşınmaz olan Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, Yeşil Mahalle, 3574 ada, 7 parsel sayılı taşınmazda davalılardan T4 lehine kurulmuş olan 11/05/2005 tarihli ve 630.000.000,00 ETL bedelli kanuni ipotek ile diğer davalı T7 lehine kurulmuş olan 11/05/2005 tarih ve 980.000.000,00 ETL bedelli kanuni ipoteğin terkinine, 2- Davalılardan T7 lehine kurulmuş olan ipotek bedelinin 18.620,00 TL ve diğer davalı T4 adına kurulmuş olan ipotek bedelinin 11.970,00 TL olduğunun tespiti ile davacı tarafça depo edilmiş olan ipotek bedellerinin nemalandırılmaları...

    Davalı ..., imar uygulaması sonucu konulan ipoteğin bedelinin ödendiğinde kaldırılmasına itirazının bulunmadığını söylemiş, diğer davalılar savunma yapmamışlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalılar temyiz etmiştir. Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Somut olayda, davacıya ait 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydından “(B), ipotek: 06.11.1991 tarihli, birinci dereceden, 9YKrş. bedelli faizsiz ve (C), ipotek: 06.11.1991 tarihli, birinci dereceden, 76,50 YKrş. bedelli faizsiz davalılar yararına” kanuni ipotek şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır. İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekir....

      Esasen hem asıl hem talimat dosyasında bulunan takyidatlı tapu kayıtları hilafına, davacı şirket lehine tesis edilmiş bulunan ipotek nazara alınmaksızın taşınmaz satışının gerçekleştirilmesi, satış bedelinin paylaştırılması aşamasında ise bu kez satış bedelinin ipotek alacaklısı olan davacıya değil, ipotek alacaklısı olarak alacağının devam ettiğini beyan ederek satış bedelinin kendisine ödenmesini talep eden ipotek borçlusuna ödenmesi nedeniyle icra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurlu olduğu açıktır. Ne var ki, mahkemece, dava dışı ipotek borçlusunun başkaca malvarlığı bulunup bulunmadığı, davacının alacağını başka surette tahsil edebilmesinin mümkün olup olmadığı hususu araştırılmamıştır. Şu halde mahkemece; alacağın tahsil edilmesi için dava dışı borçlunun başkaca malvarlığı bulunup bulunmadığı araştırılmalı, alacağın başka suretle tahsilinin mümkün olup olmamasına göre zarar miktarı belirlenerek sonucu uyarınca karar verilmelidir....

        Maddesi uyarınca davacıların murisi yararına tesis edilen ipoteğin bedelinin tespiti ile bedelinin güncellenerek bedelinin arttırılması ve bedelin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılması davası olduğu, mahallinde yapılan keşif, keşif sonrasında dosyaya sunulan bilirkişi raporları, tapu kaydı ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde kaldırılması talep edilen ipotek şerhinin davacılar murisi Ali Cevat Anılan lehine tesis edilmiş olduğu, tapu kaydında taşınmazın tam hisse olarak davalı T7 adına kayıtlı olduğu anlaşıldığı, ipoteğin 3194 sayılı Kanunun 18. Maddesi uyarınca tesis edildiği, davacıların dava açmakta hukuki yararının olduğu, bilirkişi raporunun hesaplama ve ipotek bedelini belirlemesinin Türk Medeni Kanunu 875. maddesindeki hükümlerin kapsamına uygun olduğu, bilirkişi raporu ile ipotek bedelinin 18.102,00....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Adana 12.İcra Dairesinin 2017/6791 esas sayılı dosyasından ipotekli taşınmazın satış bedelinin paylaştırılması için yapılan sıra cetvelinde 1.sıra ipotek alacaklısına 4.929.300,20 TL, 2.sıra ipotek alacaklısına 2.370.818,80 TL ödenmesine, sıradaki dosyalara ödenecek herhangibir bedel kalmadığından sıra cetveline kaim olmak üzere diğer haciz alacaklılarına uyap ve kep sistemi üzerinden bilgi verilmesine karar verildiği, İcra müdürlüğünün 08.10.2018 tarihli sıra cetvelinin ilgililere tebliğe çıkartılarak kesinleşmesi beklenmeden sıra cetveline göre ilgililere ödeme yapılmasının İİK.nın 142/1 ve 142/a maddelerine aykırı olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemelerindeki derdest sıra cetvelindeki itiraz davaları da dikkate alındığında şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile şikayetin kabulüne, 26.10.2018 tarihli müdürlük işleminin iptaline, İİK.361.maddesi gereğince 1.sıra ipotek alacaklısına ödenen paranın dosyaya iadesinin istenmesine dair adı geçen alacaklıya...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20/08/2014 gününde verilen dilekçe ile ipotek bedelinin tespiti ve şerhin terkin edilmesi istemi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipotek bedelinin tespiti ve şerhin terkin edilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1170 ada, 5 parseldeki gayrimenkulde, davalı şirket lehine 2.114.125.000,00ETL bedelli ipotek bulunduğunu, ipotek bedelinin faizi ile hesaplanarak bloke edilmesi sureti ile fekkine karar verilmesini talep etmiştir....

          İlk derece mahkemesince, Yargıtay 14.H.Dairesinin içtihatları uyarınca, imar uygulama cetvelleri getirtilerek, davalıların murisine ait kaç m2 yer aldığının tespiti ile ipotek bedelinin, alınan bu miktar taşınmazın dava tarihindeki değerine göre tespiti ile tespitlenen rayiç bedel depo ettirilerek davanın kabulüne ilişkin hükmünde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK.'nun 355.maddesi uyarınca davacı tarafın istinaf konusu ettiği sebeplerden ötürü usul ve yasaya aykırılık tespitlenemediğinden, davacı tarafın istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

          İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi bir tarafın terkine rıza göstermemesi halinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilir. İpotek bedelinin tespiti; Bu bilgiler ışığında somut olayda, davaya konu ipoteğin bedelinin Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. Maddesinin 1. Fıkrasının arsalara ilişkin ( g ) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin nerede ve neler olduğunu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir....

          Ancak; Dava konusu taşınmazda ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmadığı, bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından; Davacı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 16.10.2017 gün ve 2016/23764 Esas 2017/ 22235 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede, Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Arazi niteliğindeki ......

            UYAP Entegrasyonu