Asliye Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından hasımsız olarak açılan ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde alacaklı ... SA vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı ipoteğin fekki talebinde bulunmuştur. İpoteğin fekki talebi kural olarak menfi tespit talebini de içerdiğinden dava konusu meblağ üzerinden harç alındıktan sonra lehine ipotek tesis edilen kişilere, ölmüşse mirasçılarına husumet yönetilerek ipotek verenin sorumluluğunun devam edip etmediği hususu üzerinde de durulup verilecek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
da hesaba 310.000-TL yatırılması işleminin yazı tarihinden 6 gün sonra yapıldığı ve 25 gün sonrada hesaptaki paranın başka bir hesaba eft yapıldığı,davacı ... taşınmazın yeni maliki olup ipotek veren olmadığını, taşınmazı satın alırken müvekkil bankanın ipoteği olduğunu bildiği ve taşınmazı satın almadan evvel fek taahhütü almadığı gibi lehine ipotek verilen şirketin müvekkil bankaya olan borcunu da sorgulamadığını, İpoteğin fekki işlemi borçlu şirket tarafından yapılmaya çalışıldığı ancak müvekkil banka tahsis biriminin fek işlemine onay vermemesi üzerine işlem onaylanmadığı ve ipoteğin fek edilmediğini, fekki istenen ipoteğin limiti dikkate alınarak dosya heyete tevdi edilmesine rağmen tedbir kararına itirazın üye hakim tarafından yapıldığını,itirazın yine heyetçe incelenip değerlendirilmesi gerekirken üye hakim tarafından ihtiyati tedbire itirazın reddedilmesi hatalı olduğunu, ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep...
-KARŞI OY YAZISI- Davacı ipotek yükümlüsü taşınmazı ipotek veren ve Kredi Sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan ...'den resmi satış senedine göre 45.500,00 TL'ye satın almıştır. Yapılan bilirkişi incelemesine göre taşınmazın dava tarihi itibarıyla rayiç değeri 100.000,00 TL ipotek tarihi itibarıyla ise 80.000,00 TL'dir. Davacı, davalı ...'e 45.000,00 TL'den fazla ödeme yaptığını ispatlayamamıştır. Bu nedenle davacının taşınmazı ipotek bedelinin mahsup edilerek belirlenen bedel üzerinden satın aldığı açıktır. Bu nedenle davacı ipoteğin fekki için icra dosyasına ödediği bedeli talep edemez. Ancak ipotek veren ve taşınmazı ipotek bedeli düşülerek düşük bedelden satmak zorunda kalan davalı ... sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayanarak asıl borçludan alacak talebinde bulunabilir. Bu nedenle usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının onanması gerektiğinden sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz. 01.03.2016...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.07.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 3995 ada 1 sayılı parselin maliki olduğunu, taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bu uygulama sırasında kanuni ipotek tesis edildiğini, 5.400 TL ipotek bedelinin ödenmesi koşuluyla ipotek şerhinin terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ipoteğin 1987 yılında tesis edildiğini, ipotek kurulurken saptanan bedelin dava tarihi itibariyle parasal bir önemi kalmadığını, ipotek bedelinin artırılması koşuluyla davayı kabul ettiğini bildirmiştir....
Makemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, kesinleşen ... 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/262 Esas -2012/183 Kararı ile dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibinin borçlu tarafından ipotek bedelinin üzerinde bir ödeme yapılması sebebiyle iptal edildiği, davalının aynı ipotek için borçlular aleyhine yeniden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip talebinde bulunamayacağı, yapılan ödemeler nedeniyle dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteğin hükümsüz hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davacı dava konusu taşınmazları ipotekle yükümlü olarak ...’den satın almıştır....
Davacı ... vekili, 242 ada 5 parsel sayılı taşınmaz kaydında 16.03.1989 tarihinde 500.000,00ETL (yeni para ile 50,00TL’lik) ipotek tesis edildiğini, davalının asıl borcunun 716.000,00ETL olduğunu, ipotek bedelinin taşınmazın o zamanki değerinin 2/3’ü olduğunu, taşınmazın ipoteğin kaldırılmasının istendiği tarihteki değeri hesaplanarak 2/3 oranı uygulanmak suretiyle bugünkü ipotek bedelinin tespitini, tespit edilen bedelin depo edilmesi karşılığında ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, uyarlama talebi yönünden davanın reddine karar verilmesine rağmen, ipotek bedeli ve faiz tutarı depo edildiğinden taşınmazdaki ipoteğin terkinine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin 500.000,00ETL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir....
Çünkü, ipotek bedelinin ödenmesi veya süresinin dolması halinin hukuki sonucu esastan red kararını gerektirdiği halde, tahsil veya terkin yönünde eda davası açılmaması hukuki yarar yokluğu olarak belirtilmiştir. Bu çelişki çerçevesindeki tahsil veya terkin davasının ise ödeme ve süre dolması hallerinde dinlenmeyeceği de dikkate alınmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacı tarafın "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmelidir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesince "hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine" yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacının "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmek suretiyle, dosya kapsamında alınan ve dairemizce incelenmekle denetime elverişli ve uygun bulunan bilirkişi raporundaki ipotek bedelinin ödenmeyen kısmının güncellenmiş miktarının tespiti yönünde karar vermek olmalıdır....
Çünkü, ipotek bedelinin ödenmesi veya süresinin dolması halinin hukuki sonucu esastan red kararını gerektirdiği halde, tahsil veya terkin yönünde eda davası açılmaması hukuki yarar yokluğu olarak belirtilmiştir. Bu çelişki çerçevesindeki tahsil veya terkin davasının ise ödeme ve süre dolması hallerinde dinlenmeyeceği de dikkate alınmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacı tarafın "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmelidir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesince "hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine" yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacının "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmek suretiyle, dosya kapsamında alınan ve dairemizce incelenmekle denetime elverişli ve uygun bulunan bilirkişi raporundaki ipotek bedelinin ödenmeyen kısmının güncellenmiş miktarının tespiti yönünde karar vermek olmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin fekki Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki bir kısım davalılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Şikayetçi ipotek borçluları vekili, ipotek bedelini ... 34....
Belediyesince yapılan imar uygulaması ile davalı lehine, davacıya ait taşınmaza konulan ipotek bedelinin yasaya, hakkaniyete ve hukuka uygun kabul edilebilir bir bedel ile güncellenmesi halinde ipoteğin fekkine bir itirazlarının olmadığını, ancak tapu kaydında yazılı bedel karşılığı ipoteğin kaldırılmasını kabul etmeyeceklerini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Bilindiği üzere ipotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır. Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi, bir tarafın terkine rıza göstermemesi halinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilirler. Somut olaya gelince; davalı yararına 20.02.1997 tarihinde tesis edilen kanuni ipotek, 128,520,000.00 ETL bedellidir....