İntifa hakkının sona ermesi ve sona erme sebeplerini düzenleyen Türk Medeni Kanunun 796. maddesi gereğince bu hak bir süre ile sınırlı olarak konulmuşsa sürenin dolması veya süre dolmadan intifa hakkı sahibinin hakkından feragat etmesi ile sona erer. 797 maddeye göre de mirasçılarına geçemeyeceğinden hak sahibinin ölümü diğer bir sona erme sebebidir. Bundan ayrı, intifa hakkının konusu olan şeyin tamamen harap olması halinde de intifa hakkı kendiliğinden sona erer. Yasada açık bir hüküm olarak düzenlenmemiş olsa bile intifa hakkının konusu olan şeyin hak sahibi tarafından aşırı kullanılması, dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağından uygulama ve doktirinde hakkı sona erdiren diğer bir neden olarak kabul edilmektedir....
Davacı kurum vekili, davalı Hazineye ait taşınmazlarda 49 yıl süreyle tesis edilen 14.10.1998 günlü intifa hakkı uyarınca taşınmazlarda tasarrufta bulunduklarını, davalı Hazinenin 26.11.2009 ve 19.03.2010 tarihli yazılarıyla davacının intifa hakkı sözleşmesine aykırı davrandığını belirterek hasılat payı ödenmesini ve intifa hakkının terkinini istemek suretiyle muaraza yarattığını ileri sürerek hasılat payı ile gecikme zammı nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini, irtifak hakkı sözleşmesinin aynen ifasını ve 26.11.2009 ile 19.03.2010 tarihli işlemlerle haksız, hukuka aykırı olarak yaratılan muarazanın giderilmesini ve tahliyeye kalkışılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Davalı Hazine, Sincan Mahkemelerinin yetkili olduğunu, tarafına husumet yöneltilemeyeceğini, davacının irtifak hakkı sözleşmesine aykırı davrandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının taşınmazda yaptığını iddia ettiği sabit yatırımlar bedelinin intifa hakkının süresinden önce terkini nedeniyle bakiye süresine isabet eden miktarının tahsilini talep ettiği, taraflar arasında kurulan intifa hakkının başlangıç tarihinin 10.12.1997 olduğu, intifa hakkı süresinin Rekabet Kurulu Kararına göre (5) yıldan fazla olamayacağı, ancak intifa hakkının (5) yıl veya daha kısa süreli olarak tesis edilse dahi davaya konu sabit yatırımların yapılması gerektiği, sabit yatırımların intifa hakkı süresiyle bir ilgisi bulunmadığı, bu nedenle de sabit yatırımlar bedelinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davacı lehine intifa hakkı tesis edilmiş olan taşınmazda sabit yatırım bedeli olarak yapılan ödemenin tahsili istemine ilişkindir....
Ortaklığının giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı var ise bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunludur. Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde 4721 sayılı TMK'nın yürülüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce kurulmuş bir intifa hakkı varsa taşınmazın 14.03.1960 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. Ancak intifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse diğer paydaşların muvafakati aranmaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmelidir. TMK'nın 796/2. maddesi uyarınca da intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesiyle intifa hakkı sona erer. İntifa hakkı sahibinin bu hakkından vazgeçmesi halinde taşınmazın maliki tapu kaydından intifa hakkının terkin edilmesini isteyebilir....
Bir tür irtifak hakkı olan sükna hakkı irtifak haklarının, intifa hakkı kolunda yer alıp şahsi irtifak haklarındandır. Bu niteliği itibariyle sahibine sağladığı yetkiler, intifa hakkının sahibine sağladığı yetkilerden daha dar olup, sükna hakkı başkasına devrolunamaz ve irs yoluyla mirasçılara geçmez. Belirtilen özellikleri bakımından, intifa hakkına dair hükümlerin, yasada aksi yazılı olmadıkça sükna hakkında da geçerli olacağı MK.nun 748/2. maddesi ile öngörülmüş bulunmaktadır. Sükna hakkını düzenleyen MK.nun 748- 750. maddelerinde, bu hakkın sükut sebepleri belirtilmemiştir. O halde, intifa hakkının son bulma nedenlerini içeren MK.nun 720 ve 721. maddelerinin sükna hakkı yönünden de uygulanırlığı sözkonusudur. Anılan sükut sebepleri arasında hakkın özüne aykırı kullanmanın yer almadığı açıktır....
İlçesi 17 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 13.02.2006 tarihinden 31.01.2016 tarihine kadar geçerli olmak üzere on yıl süre ile intifa hakkı tesis edilmiştir. İntifa bedeli tapu malikleri ... ve ...'e davacı tarafından ödenmiştir. Taşınmazın ... 24. Noterliğinin ... tarih ve ... sayılı finansal kiralama sözleşmesi ile 29.07.2011 tarihinde taşınmaz malikleri ... ve ...'den, üzerindeki intifa hakkıyla birlikte, davalı tarafından satın alınmıştır. İntifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam yararlanma imkanı sağlayan ayni bir haktır. İntifa hakkının kurulması ile üzerinde intifa hakkı bulunan şeyin çıplak mülkiyet hakkı o şeyin sahibinde kalmakla birlikte bu şeyden elde edilecek yararlar intifa hakkı sahibine ait olur....
İlçesi 17 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 13.02.2006 tarihinden 31.01.2016 tarihine kadar geçerli olmak üzere on yıl süre ile intifa hakkı tesis edilmiştir. İntifa bedeli tapu malikleri ... ve ...'e davacı tarafından ödenmiştir. Taşınmazın ... 24. Noterliğinin ... tarih ve ... sayılı finansal kiralama sözleşmesi ile 29.07.2011 tarihinde taşınmaz malikleri ... ve ...'den, üzerindeki intifa hakkıyla birlikte, davalı tarafından satın alınmıştır. İntifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam yararlanma imkanı sağlayan ayni bir haktır. İntifa hakkının kurulması ile üzerinde intifa hakkı bulunan şeyin çıplak mülkiyet hakkı o şeyin sahibinde kalmakla birlikte bu şeyden elde edilecek yararlar intifa hakkı sahibine ait olur....
Olaya uygulanması gereken 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 700 maddesi “ “ bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder” ” hükmünü taşımaktadır. Yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenisi’nde bulunmayan bu yeni düzenleme ile bir pay üzerinde intifa hakkı kurulması halinde diğer paydaşlardan biri üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa , satış yoluyla yapılacak paylaşmada pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satışın yapılması ve intifa hakkının söz konusu paya düşen bedel üzerinden devam etmesi esası getirilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/202 Esas ve 2011/66 Karar sayılı dosyasında açılan davanın intifanın terkin edilmemesi gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve kesinleştiği, davacı dava dilekçesinde intifa hakkının tapudan terkin edildiğini belirttiği, ancak Nallıhan Tapu Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında söz konusu taşınmazın üzerindeki intifa hakkının terkin edilmediği anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; intifa hakkı tapudan terkin edilmeden bakiye intifa bedeli istenilemeyeceği, davacı tarafından davalı şirket yetkililerine intifa hakkının terkini hususunda vekaletname verilmesinin yeterli olmadığı, davacının basiretli bir tacir gibi davranarak intifa hakkını tapuda terkin ettirdikten sonra dava açması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir....
Somut olaya gelince; davacı taraf intifa hakkının ön alımı güçleştirmek için muvazaalı olarak konulduğunu, yine satışın da mahkeme protokolüne dayalı olarak gösterilmesinin muvazaalı olduğunun karardan itibaren geçen uzunca zamandan sonra ortaklığın giderilmesi davasında ileri sürülen hakların ve davanın güçleştirilmesi için bu yola gidildiğini ileri sürmüş ise de; dosyada bulunan resmi akit tablosundan ön alıma konu edilen payın birinci aile mahkemesi kararın dayanılarak hükmen tescil edildiği, yine aynı dayanak ilamda intifa hakkının da T3 adına hükmen tesis edildiği görülmüştür. Ön alım hakkının kullanılması için payın satışının söz konusu olması gerekir. Ne var ki somut uyuşmazlıkta; bedeli ödenerek yapılmış bir satış bulunmamaktadır. Davacı taraf satışın muvazaalı olarak hükmen tescil gösterildiğine ve bedel karşılığı yapıldığına ilişkin iddialarını kanıtlayamamıştır. İntifa hakkının muvazaalı tesis edildiği ileri sürülmüş ise de; intifa hakkının Kadıköy 1....