Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir tür irtifak hakkı olan sükna hakkı irtifak haklarının, intifa hakkı kolunda yer alıp şahsi irtifak haklarındandır. Bu niteliği itibariyle sahibine sağladığı yetkiler, intifa hakkının sahibine sağladığı yetkilerden daha dar olup, sükna hakkı başkasına devrolunamaz ve irs yoluyla mirasçılara geçmez. Belirtilen özellikleri bakımından, intifa hakkına dair hükümlerin, yasada aksi yazılı olmadıkça sükna hakkında da geçerli olacağı MK.nun 748/2. maddesi ile öngörülmüş bulunmaktadır. Sükna hakkını düzenleyen MK.nun 748- 750. maddelerinde, bu hakkın sükut sebepleri belirtilmemiştir. O halde, intifa hakkının son bulma nedenlerini içeren MK.nun 720 ve 721. maddelerinin sükna hakkı yönünden de uygulanırlığı sözkonusudur. Anılan sükut sebepleri arasında hakkın özüne aykırı kullanmanın yer almadığı açıktır....

İlçesi 17 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 13.02.2006 tarihinden 31.01.2016 tarihine kadar geçerli olmak üzere on yıl süre ile intifa hakkı tesis edilmiştir. İntifa bedeli tapu malikleri ... ve ...'e davacı tarafından ödenmiştir. Taşınmazın ... 24. Noterliğinin ... tarih ve ... sayılı finansal kiralama sözleşmesi ile 29.07.2011 tarihinde taşınmaz malikleri ... ve ...'den, üzerindeki intifa hakkıyla birlikte, davalı tarafından satın alınmıştır. İntifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam yararlanma imkanı sağlayan ayni bir haktır. İntifa hakkının kurulması ile üzerinde intifa hakkı bulunan şeyin çıplak mülkiyet hakkı o şeyin sahibinde kalmakla birlikte bu şeyden elde edilecek yararlar intifa hakkı sahibine ait olur....

    İlçesi 17 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 13.02.2006 tarihinden 31.01.2016 tarihine kadar geçerli olmak üzere on yıl süre ile intifa hakkı tesis edilmiştir. İntifa bedeli tapu malikleri ... ve ...'e davacı tarafından ödenmiştir. Taşınmazın ... 24. Noterliğinin ... tarih ve ... sayılı finansal kiralama sözleşmesi ile 29.07.2011 tarihinde taşınmaz malikleri ... ve ...'den, üzerindeki intifa hakkıyla birlikte, davalı tarafından satın alınmıştır. İntifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam yararlanma imkanı sağlayan ayni bir haktır. İntifa hakkının kurulması ile üzerinde intifa hakkı bulunan şeyin çıplak mülkiyet hakkı o şeyin sahibinde kalmakla birlikte bu şeyden elde edilecek yararlar intifa hakkı sahibine ait olur....

      Olaya uygulanması gereken 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 700 maddesi “ “ bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder” ” hükmünü taşımaktadır. Yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenisi’nde bulunmayan bu yeni düzenleme ile bir pay üzerinde intifa hakkı kurulması halinde diğer paydaşlardan biri üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa , satış yoluyla yapılacak paylaşmada pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satışın yapılması ve intifa hakkının söz konusu paya düşen bedel üzerinden devam etmesi esası getirilmiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/202 Esas ve 2011/66 Karar sayılı dosyasında açılan davanın intifanın terkin edilmemesi gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve kesinleştiği, davacı dava dilekçesinde intifa hakkının tapudan terkin edildiğini belirttiği, ancak Nallıhan Tapu Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında söz konusu taşınmazın üzerindeki intifa hakkının terkin edilmediği anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; intifa hakkı tapudan terkin edilmeden bakiye intifa bedeli istenilemeyeceği, davacı tarafından davalı şirket yetkililerine intifa hakkının terkini hususunda vekaletname verilmesinin yeterli olmadığı, davacının basiretli bir tacir gibi davranarak intifa hakkını tapuda terkin ettirdikten sonra dava açması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir....

          Somut olaya gelince; davacı taraf intifa hakkının ön alımı güçleştirmek için muvazaalı olarak konulduğunu, yine satışın da mahkeme protokolüne dayalı olarak gösterilmesinin muvazaalı olduğunun karardan itibaren geçen uzunca zamandan sonra ortaklığın giderilmesi davasında ileri sürülen hakların ve davanın güçleştirilmesi için bu yola gidildiğini ileri sürmüş ise de; dosyada bulunan resmi akit tablosundan ön alıma konu edilen payın birinci aile mahkemesi kararın dayanılarak hükmen tescil edildiği, yine aynı dayanak ilamda intifa hakkının da T3 adına hükmen tesis edildiği görülmüştür. Ön alım hakkının kullanılması için payın satışının söz konusu olması gerekir. Ne var ki somut uyuşmazlıkta; bedeli ödenerek yapılmış bir satış bulunmamaktadır. Davacı taraf satışın muvazaalı olarak hükmen tescil gösterildiğine ve bedel karşılığı yapıldığına ilişkin iddialarını kanıtlayamamıştır. İntifa hakkının muvazaalı tesis edildiği ileri sürülmüş ise de; intifa hakkının Kadıköy 1....

          tesis edilen intifa hakkının 28/12/2015 tarihinde sona erdiği, davacı tarafından intifa hakkının terkini için başvurularak 24/12/2018 tarihinde ilgili harcın ödendiği, süreli intifa haklarında süre dolarak intifa hakkının sona ermesinde taşınmazın kayıtlı değeri üzerinden binde 68.31 oranında harç tahsil edileceğinin düzenlendiği, davalı idare tarafından da, terkin için başvuru yapılması üzerine emlak vergisi değeri üzerinden binde 68.31 oranında harç uygulandığı görüldüğünden, davacıdan tahsil edilen harçta ve bu harcın iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

            - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili lehine davalı ile yaptığı bayilik sözleşmesi ile kurulan intifa hakkının ve bayilik sözleşmesinin beş yılı geçen kısmının Rekabet Kurulu kararına istinaden 18/09/2010 tarihi itibariyle sonlandırıldığını, bu nedenle davalının maliki olduğu taşınmaz üzerindeki müvekkili lehine tesis edilen intifa hakkının kaldırıldığını, terkin işlemleri için davalı tarafça ödenmesi gereken terkin harcının müvekkilince ödendiğini belirterek ödenen 59.824,80 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; intifa hakkının davacı ile dava dışı Altaylı Akaryakıt...Ltd....

              Taraflar arasında 12/09/2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 15 yıl süreli intifa hakkı tesisine ilişkin sözleşme düzenlendiği, bu sözleşme kapsamında davalı şirketin maliki bulunduğu taşınmazın tapu kaydına davacı lehine 12/09/2007 tarihinden geçerli olmak üzere 15 yıl süreli intifa hakkının tescil edildiği ve dava tarihi itibariyle intifa hakkının kaldırılmadığı hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı eldeki dava ile taraflar arasındaki dikey anlaşmanın ... Kurumunun 12.03.2009 tarihindeki genelgesi doğrultusunda; öngörülen süreden önce sonlandırılması nedeniyle, davacı lehine davalı şirketin taşınmaz kaydında tesis edilen intifa hakkı süresi nazara alınarak, davacı yanca yapılmış olan hizmet bedelinin geçersiz kalan süreye isabet eden tutarının denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak güncellenmiş miktarının tahsilini talep edilmiştir....

                Buna göre, sözü edilen taşınmaz üzerindeki intifa hakkının paraya dönüştüğü, dolayısıyla mahkemece saptanan ve çıplak mülkiyet hakkı sahibine ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedelinin neması üzerinden intifa hakkının yürütülmesi gerektiğinden ayrıca yeniden intifa hakkının ne miktar üzerinden nemalandırılmasının, tespitine gerek olmadığı sonucuna varıldığından bu gerekçe ile mahkemece davanın reddedilmiş olmasında bu sonuç itibariyle bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle mahkemenin ret kararının yukarıdaki gibi gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, 21.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu