Davalı, intifa hakkının bayilik sözleşmesinin temini amacıyla verildiğini, taşınmazın hala boş olduğunu ve davacıya ait demirbaşların da taşınmazda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı-karşı davacı ise; kooperatifin 30.05.2005 tarihli genel kurulunda dava konusu taşınmazda akaryakıt istasyonu açmak ve işletmek üzere yönetim kuruluna yetki verildiğini, bu yetkiye istinaden taşınmazda işletilecek akaryakıt istasyonu ile ilgili bayilik sözleşmesinin ön koşulu olarak 06.06.2005 tarihinde intifa hakkı tesis edildiğini, davacı tarafından intifa bedelinin ödenmediğini, sözleşmenin imzalanması amacıyla gönderilen ihtarnameye cevap verilmediğini, davacı lehine tesis edilen ipoteğin de kaldırılmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan ipoteğin kaldırılması ve intifa hakkının iptali isteğinde bulunmuştur....
Md 1. fıkrasında intifa hakkının hisse üzerinde devam edeceğinin açıkça belirtildiğini, satışın 6306 sayılı yasanın 15/a maddesine göre yapıldığı iddia edilse de, yasanın yönetmelikten önce geldiği gerçeğiyle beraber Yönetmeliğin 15/a maddesinde kastedilen intifa hakkının süreli ve bedelli olması ve intifa hakkı sahibinin bilgisi ve rızası ile bu yönde talebi olması durumu olduğunu, Medeni Kanun 1020 ve devamı ve 2....
davalı tarafından feshedildiğini, bu nedenle intifa hakkının konusunun kalmadığını ileri sürerek intifa hakkının iptali ile tapu kaydından terkinini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Asıl dosyada davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.04.2013 tarihinde verilen dilekçesiyle intifa hakkına elatmanın önlenmesi, birleştirilen dosyalarda davacılar vekili tarafından davalı aleyhine 14.05.2013 ve 15.05.2013 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davaların kabulüne dair verilen 18.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-birleştirilen dosyalar davalısı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, bayilik sözleşmesinin haklı fesih edildiğinin tespiti, müspet zararın tazmini ve bayilik sözleşmesi nedeniyle verilmiş intifa hakkının kaldırılması istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 11/09/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK, TERKİN -KARAR- Dava, bayilik sözleşmesine dayalı çekişmenin giderilmesi, cezai şarttan kaynaklanan alacağın tahsili, intifa hakkının terkini ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 19.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine,10.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin ve intifa hakkının kaldırılmasına, tazminat talebinin ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. ../.. (2) T.C.Anayasasının 141.maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Temyiz incelemesi sırasında yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığının denetlenebilmesi hükmün gerekçesinin tartışılması sonucunda mümkün olabilir. Temyize konu yerel mahkeme kararında davacının ipoteğin ve intifa hakkının kaldırılması talebinin kabulüne karar verilmiş ise de, bu taleplerin hangi nedenlerle kabul edildiğine dair gerekçeler karar yerinde gösterilmemiş ve tartışılmamıştır....
Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796. vd. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir. Doktrindeki hakim görüş de bu doğrultudadır. (Bkz.Prof.Dr.Şeref Ertaş....
Sürenin dolması veya hak sahibinin vazgeçmesi ya da ölümü gibi diğer sona erme sebepleri, taşınmazlarda malike terkini isteme yetkisi verir. ve 797'nci maddesinde "İntifa hakkı, gerçek kişilerde hak sahibinin ölümü; tüzel kişilerde kararlaştırılan sürenin dolması, süre kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla sona erer, Tüzel kişilerin intifa hakkı, en çok yüz yıl devam edebilir." hükümleri yer almakta olup, 6360 sayılı Kanun ile köylerin tüzel kişilikleri ortadan kaldırılmış olduğundan tapu müdürlüğünden söz konusu intifa hakkı şerhinin kaldırılması istenildiğini, T12 tarafından şerhin kaldırılamayacağının bildirildiğini, Ladik İlçesi, Aşağıgölyazı Mahallesi'nde bulunan mülkiyeti Hazineye ait 425 parsel numaralı 5.150,00 m² yüzölçümlü ve 430 parsel numaralı 11.800,00 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazların üzerindeki intifa hakkı şerhlerinin kaldırılması amacıyla iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, Ladik İlçesi...
İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796). Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir....